ve zalim bir gecede
metruk bir anda
ay susmuş şehirde
köpekler sadece
bir de akşamsefaları
duvar diplerinde
şimdi az sonra buradan geçecek
bu istasyon hep böyle
cereyanı bol olur
gelen hava doldurur ciğerleri
ve anlarsın işte gelen tren...
onun rüzgârıdır esen
belkıs
güzel bir kadındı
çok uzaklarda
düşlerde ateşti
kızgın alevli
kim dokunsa yanardı
diri tut bakışını gölgeni diri tut
gelir beklenen
bir akşam vakti
bütün şehir susmuş seni izlerken
ümidini kesmişken iyi şeylerden
o beni biliyor
böyle durgun duruşumdan
her an parlayacak bir volkan gibi
yanı başımda gizlerken ecelimi
yorganımı çekip alışımdan
o beni biliyor
Bulamadım gönlüme sen gibisini
Güzel gözlü güzel sözlüsünü
Duvarlara yazıyorum sevgimizi
Aşk ateşiyle yanıyorum
va
seni gördüm onca ölümden sonra
apansız çekildi suları göğün
siyahta beyazda kanlar içinde
ruhumda kaldı sönük bir çerağ
günler geceler seneler sonra
dalgalanan saçındı zihnimin gölgesinde
sende yeni yeni naz bende bildik korkular
köpüklü dalgalarla bir hayal denizinde
şarkılar söylüyorduk siyah ufka bakarak
bilemedim rengini seçemedim ismini
bir çocuk kapı önünde
ince zarif ciddi bir çocuk
pazartesi sabahı kuşluk vaktinde
nasıl ki gitti diye babası
her pazartesi kuşluk vaktinde
gelir diye babasını
....
uzun uzun baktı dut ağacına
mermere benziyordu gözleri
-güneş kızıllığında kara bir mazinin
ufkuna inanmış bir keşiş gibiydi-
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!