Mathilda...
Bir hikaye düşürdü geçmişten
Kökleri paslı, gülüşü sahte
Peşinde sesler ve serzenişlerle
Hayale dokundu fikri ezdi
Boz bulanık aktı ardında zaman
Ne bir hikâye ne bir masal
Kalp veya güz ağrısı
Bir güzelin sergüzeşti
Bir erkeğin iniltisi
Birçok zoru olan isyan
Mathilda… Devrim şarkısı gibiydi hep
ne diyordu şair bin bir gece sana
yokuşta düşüyordum bunu duyarken
elinde yasak bir kitap
gözünde aşksız bir bahar
değil miydi aldatmak
çocukça şeyler
değil ki bu
güldüğüme bakma
sallana sallana
yürüyorum
biraz umut
rüyalardaki ölümlere
benzerdi gidişin
can sıkıcı ve zamansız
öldürür öldürür
yeniden diriltirdi
mürgüleyen yıllarımın küllerinde
Rengini unuttum o gözlerinin
Kokusu kalmadı ellerinin
Sensiz daha güzel geçiyor ömür
Adını anmam yalan sevginin
Ne kadar uzaktayım bir bilsen
Bir ömür kaldı pencerelerde
Issız ve dağınık
Gözlerimde eski telaş yeni acılar
Bilmeyi öğrettim hayallerime
Yenilmeyi de gitmeyi de
Ne ağladı ne güldü
Bir güzele rastladım güneş batarken
Başım önde yürüyordum caddede
Bir gazel gibi duruyordu önümde
Aşk gibi şiir gibi redif gibi
Büyülü bir an gibi çarpıldım
İçimde gönendi eşsiz duygular
temrini hiç de kolay değilmiş hayatın
sanırdık ki çiçekler solmaz
sanırdık ki elimize yabancı dokunmaz
ve dikilen fidanlar işte
çam gibi dimdik çelik gibi kırılmaz
ağlarken güldürmek ölürken yaşatmak
çözer mi senin gülüşün beni
sertliğimi bir kenara
koyar mı manivelan
ağzımdan bir ırmak
gibi geçiyorsun
ne güzelsin bu bahar:
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!