s.k.l.a.
https://www.youtube.com/channel/UCt4zeuBFvVmEcG45yz9T66g
s.k.l.a.
https://www.youtube.com/channel/UCt4zeuBFvVmEcG45yz9T66g
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Tuna Kafkas Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
23 Şubat 2025 Pazar - 06:11:07
gazel
24.03.2024 - 00:09I.
Taş taş değil bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin
Bir katılıktır dinamit söker mi yürekleri
Başın bir kez bu kalbe çarpmasın ey taş senin
Kazmayı kayalara değil kalplere vur ey
Ferhat niçindir kırdığın bunca taş senin
Anne seninle bağrın döğer gider mi acı
Hanidir Ferhad'dan aldığın ders taş senin
Sen de mi taşla bir oldun ey sevgili
İşitmez oldun beni kalbin taşdan taş senin
Ölüm sendendir bana nedir taşlamak beni
Bana güldür çiçektir attığın her taş senin
Gözünü dikme taşa işte parça parçadır
Şimşektir bir bakışın dayanır mı taş senin
Deprem değildir dağı ve beni sarsan
Bir bakışın komaz taş üstünde taş senin
Niçin çıktın dağlara evren çöl oldu leyla
Topuğun öpmek için toz oldu dağ taş senin
II.
Taş taş değil bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin
Ülkendir taş ve beton bu yanlışkent
Her gün bir yanın biraz daha taş senin
Taş alanlarıdır taş insanları taşır bir
Nereye gelsen ey aşk karşında bu taş senin
Uygarlığı taşla taşımak çağlar üzre
Kolların bu denli güçlü müdür senin
Bir taş devridir ama bağışla beni
Niçin bunca geldim üstüne ey taş senin
Bir İbrahim bıçağı ikiye biçer taşı
Sevgili nasıl kırdı kutlu dişin taş senin
Ölüm bir kasırgadır çevirir seni beni
Nedir kucağında kocaman taş senin
III.
Bir bir yürürlükten kaldırılıp çürümüş devrimleri
En gürbüz bir devrimi dikmek yerine taş senin
Nereye koysam seni söyle ey yüreğim
Bir gün beni ele verir bu güçlü atış senin
Osman Sarı
pasta
23.03.2024 - 23:52nolaydı olaydınız kıyamadığım…,
sizde olmak ve hissedebilmek için sizi,
koparıp deste deste takvimleri de,
nice rivayetler mi okumalı,
nice mevlûd kandili pastaları mı kesmeli
bilmem ki,
bu ahir zaman ertesinde,
yeni dileklere;
yedi kat semanın,
mütemadî senalı melekleri,
ayrı/ayrı amin diyebileydi keşke;
çarpışan beşerî çıkarların,
kükürt kokularına bakmadan…,
ki başka bir baharda;
toplayıp satır aralarından,
hayalet bir şehri uyandırmadan ve,
zihin kıvrımlarımı süslemeden,
veballi ayaklarımın parmak uçlarına basarak
utangaç tebessümlerle,
sessizce şiirler yazarım ben size…,
haremlik selamlık
22.03.2024 - 09:41böyle zırvalık sancılı kasıkların yapacağı doğumdan,
nilüfer gözlü,
ve asr/ı saadet bereketli bir kız evladın,
dünyaya gelişini beklemek;
başını suya eğip, içine akan
ve cebinde sakladığı kıpırtısız susuşu
sessizce derine bırakan...,
cuma selamlığı beynamazlarının,
mürted haline bakmadan,
kadim kelama gösterdiği ihtirama benzer
/ah…,
fakirane diyorum ki;
bir gül dalıyla nakışlayıp aşkı…,
yedi cüceli masalın,
içine düşen kalbimizi,
kalabalık bir meydana,
yağmur dualarıyla serelim,
artık bahtına
ve müktesebatına ne yağarsa…,
Uykusuza Masallar
22.03.2024 - 01:51ki; kanlı gözyaşlarıyla,
uyudum ve düşümde,
hep o nar ağacı…,
öylece bana bakar,
dallarını gözlerimden ayırmadan,
hep o kederli nar ağacı…,
küçüldüm rüyaya ve;
içine girdim,
gördüğüm en güzel bahçeydi…,
eğildim, yerde bir eflatun ayrılığın çiçek tozları,
eflatun çiçek tozları her yer,
nar çiçeğim;
senden mi süzüldü
eflatun çiçek tozları söyle…,
ve uyandım;
kara boşlukta dönen,
rengi bozulmaya yüz tutmuş,
meymenetsiz bir dünya…,
sabah etmiş ortalığı düşüm dedim…;
yüzünü buruşturdu düş ve
sabırsızlıkla bekledim geceyi,
aklımda hep o nar ağacı,
dalları yüreğime batan…,
ki gözlerimi kapadım
işte orada;
bir turnayı seviyorum dedi...,
ve turnam derken;
saçıldı etrafa kızıl iri taneli göz yaşları…,
ah;
kapandım secdeye,
yerdeki tekâvûd kalemefendisi seccademden
eflatun çiçek tozları topladım,
bağrıma saplanmış dalını çıkardım hüdayinabit alıcın,
ve serpiştirdim tozlarını,
beti benzi atmış dünyaya ve,
bir dua okudum kulağına,
sesim bir başka sese çarptı,
tuz buz mısralar kırıntısı rüyam ah,
turnam…;
keklik değil, güvercin ol diye fısıldayanım,
dudağımda hep aynı şarkı,
notalarını nar ağacının altına gömdüm...,
yüreği kimsenin üzülmesine el vermeyen,
bir yalancıyı sevdin sen…,
ve varsın gedanız kendine kıysın ey maşuk,
olgunlaşsın keder, çiçek yüklü dalında…,
ah;
mustafa kemal atatürk
20.03.2024 - 01:09hep, zübeydenin kuzusu kalmak isterdi belki de kim bilir...
medine''de dilenip mekke''de sadaka verilmez
19.03.2024 - 23:55Mustafa Demirci - Muhammed (s.a.v.) - (Sen ve Ben - Official Video)
Mecidiye Tabyası
18.03.2024 - 15:20on sekiz mart,
yasin sütleriyle büyümüş yiğitlerin,
bağrında yattığı topraksın sen çanakkale’m…
sen ki şehit kuzularına yangın anaların,
yüreklerini gökyüzüne,
yıldız yıldız savurdukları nurlu gecesin ve
tan yerisin imanın,
ki küfrün karanlığını boğan kandilsin,
sana vurulmak istenen zincirleri kıran heybetin,
dostun gönlünde şenlik,
düşmana iliklerinde korku oldu,
peygamber sancağını düşürmezken elinden,
sömürgeci vahşiler elinde inim inim inleyen,
beyni ve kalbi köleleşmiş zavallı milletlere de ilham oldun…
adın yaşasın sonsuza dek,
tarihin bütün kutlu cihatlarıyla yan yana,
geçilemesin kıyamete kadar bütün mazlumların yurdu,
senin ruhunla dirilerek ve ibret ol,
kahreden sabrınla,
çağın gözü dönmüş zalimlerine,
ki hiç solmayacak,
kızıl gonca aşkımızsın, sen;
türkün yurt tuttuğu her iklimde…
habil siyami polat
ankara, 18 mart 2009
benlik
17.03.2024 - 08:52ben\likler çölüne düşmemiz, veballer zincirini yaşamamıza sebep olacaktır.
aşık veysel
17.03.2024 - 08:35Tuğba Gülyeşil - Beni hor görme gardaşım
Aziz Mahmut Hüdai
16.03.2024 - 16:02Buyruğun tut Rahmân’ın tevhîde gel tevhîde
Tâzelensin îmânın tevhîde gel tevhîde
Yaban yerlere bakma cânın odlara yakma
Her gördüğüne akma tevhîde gel tevhîde
Mâsivâdan gözün yum ne umarsan Hakk’dan um
Gitsin gönülden hümûm tevhîde gel tevhîde
Zâhirde kalan kişi güç etme âsân işi
Gider gayri teşvîşi tevhîde gel tevhîde
Şirki başdan savarsan Hakk bilmeye iversen
Yaradan’ı seversen tevhîde gel tevhîde
Emri yerine getir erkenden işi bitir
Sıdk ile îmân getir tevhîde gel tevhîde
Sen seni ne sanırsın fânîye dayanırsın
Üş bir gün uyanırsın tevhîde gel tevhîde
Uyanagör gafletden geç bu fânî lezzetden
İç kevser-i vahdetden tevhîde gel tevhîde
Hüdâyî’yi gûş eyle şevke gelip cûş eyle
Bu kevserden nûş eyle tevhîde gel tevhîde
Mavinin İzi
16.03.2024 - 14:58kalbinin kirpiklerini yolla bana sevgili,
diyorumya ya hû yoksun...,
necip halkım aşk dilenir allahtan,
ki sen içime saplanan oksun...,
ve astım saatleri kum saatine
siyah bir urgan gibi ve
yüreğimi batırıp çıkardım bugün
hasrete, sisler içinde…,
renksiz o saydam cama
içimden fısıldadım,
yok senin rengin…,
bakma bana öyle deniz gibi derin derin,
sonsuzluk çağrılı, ve keder sandıklarını
saklayıp saklayıp…,
gönlümün üç perdeli hazinesi;
yalnız en derinlere varan
bilir kıymetini,
kavuştur ellerini dizlerinde ve
baş parmakların yine aynı çemberi çizsin,
ihrama girsin turuncu/kızıl gül ki
yoksun…,
ki esas beytullah olan,
kalbinde aldığım her nefes,
dalgınlığımı sulayan kurumuş pınarlarla
bir gül goncası gibi hediyem olurdu sana...,
hasrete bata çıka bata çıka eylülümüz,
şimdi sonbahar artığı ve küresel ısınmalı,
dahası salgın üstüne salgınlı,
bu kendine dargın çağa,
hüzün mavisi yapraklar döküyor
ah;
Kırık Kanatlar
16.03.2024 - 14:57ey eylül;
süzül de içime güz, üz beni
yoksun... yine yok,
ihtiyar bir deniz çalkalanır gözlerinde,
ve aldığın her nefes
kalbimin kayalarına çarpan
köpük köpük su...,
bağrı dağlanmış al kırmızı gül;
içine kapanık bütün yapraklarıyla
ve mürefte rüzgarlarından mahrum,
nefessiz ve bir kenarda sessizce,
uçurum gözlerinden bakar kan çanağı
mühür nazarlarla zeytin çağlasına,
kanatları hüzün taşıyan, yazgısına
deniz kabukları ve kalbi kırık çakıllar
toplayan bir ana kuzusu düşer incir dalından
ve babasının ciğerparesi bir melek ağlar
mülke dökülen göz yaşlarıyla,
köpüklerin ufaladığı her gün,
biraz daha, biraz daha, biraz daha
hayat kumbarasına yılları atar,
sen ve ben darda kalmış
iki fukara yoksulsak yoksuluz,
ama unutma;
her uçurum bir ovaya sevdalıdır,
cannoli siciliani
16.03.2024 - 14:55üzerine yağmur çiseleyen
bir eski zaman bedestenindeydim,
idrakime iyi gelecek şifalı bitkiler,
eczalar arıyordum aktar aktar;
sen garibin sırtındaki mintan ile
yoksulun sofrasındaki çorbanın
buğusu kadar azizsin hekimim;
ve aşk, bacak kadar çocuksun
hep/hep oyuncaksız,
gurebanın doğum günü kadar münzevi
ve ölüm anı gibi tenha gelensin sen,
kabukta yara; külde kor aşk…,
okyanuslar altındaki mercanların
su yüzüne çıkan inlemeleri kadardı
halime şikayetim, suskun ve kırgındım
en çok da kendime…,
ve kuruyordu yaprak yaprak bahar gözümde,
lisansız kalmıştım ve sürgüne yollanmış
bir sicili bozuktum,
kişisel ikbal
14.03.2024 - 16:50ve öyleyse sizlerde duyun ulan,
müstafiyim artık bu,
hayata pantolonun paçasından bakan magandaların,
ve akşam sofrasına bir arada oturamayan
aileliği kütükte kalmışların ve
aşkını vatanı bilmeyen,
gözdelik ve ikbal peşindeki
dilberlerin davasından,
ah;
tasavvur bile edememek
14.03.2024 - 16:46ve yürüdüm takalar boyu,
içine balıkların takıldığı,
ağ ağ örülmüş kıyıların içinden geçtim;
çırpın, çırpın çırpınarak...,
ki takvimleri didik didik eden martıyım,
çözdüm düğümlerini gemicilerin,
ve yürek ne zaman,
ibrikten,
bal şerbetli kahve köpüğünü,
damla damla, yavaş yavaş
usul usul,
süzüm süzüm süzülerek içse…,
hayat;
yüksekten engine inmek gibi,
aklını yitirmiş bir şelale olup köpüre köpüre
ve deli kudretli bir devinimle akarak,
iç telaştan azade itminana kavuşup,
temkin sahibi ve ağırbaşlı bir vakarla,
sekinet buluyor…,
/ah kaçırma gözlerini benden
bal köpüğü; sohbetini tattım bir defa
ve kalbimde bir dolunay bakışıyla,
yüzünün mehtabına giden yakamozun yolunda,
iki turkuaz porselen kırdım…,
bu karanlık okyanus
nihayet gözlerini açtı,
/ah ayın on dördüm,
affet…,
açlıkla terbiye oluyorum,
ayyaş bir nefes gibi kokarak,
sensizim,
ve öyle görünüyor ki özlemiş olmalıyım…,
bunca değersizlik hisli ve,
kırık dökük sızım sızım,
iç çekmelerimden belli,
bu, /yeniden kavuşmaya itikadı bozuk dünyanın,
sevda manastırında,
yokluğunun kırbaçladığı bir besteyle,
içime uşşâk makamında düşen şarkısın sen,
neden anlamıyorsun…,
ve ömrümü bilmem kaça bölen,
zamanın ben merkezlilik kılıcının,
keskin yanıyla tenime battığı yerde;
gözleri dolu dolu derelerin,
eğrile doğrula sapmalarıyla dolan bir gölün kıyısında,
medeniyet tasavvuru demli bir yudum bir çay bile,
içilemez ve zehir oldu haberin var mı,
mülevves ortadoğulu kucaklaşmasından…,
ve başlatma şimdi ümmet olma bilincinin,
ızdırabından,
böyle zırvalık sancılı kasıkların yapacağı doğumdan,
nilüfer gözlü,
ve asr/ı saadet bereketli bir kız evladın,
dünyaya gelişini beklemek;
başını suya eğip, içine akan
ve cebinde sakladığı kıpırtısız susuşu
sessizce derine bırakan...,
cuma selamlığı beynamazlarının,
mürted haline bakmadan,
kadim kelama gösterdiği ihtirama benzer
/ah…,
Usul olmadan vusul olmaz (tasavvuf dilinden)
14.03.2024 - 09:03Tasavvuf Nedir ? İnsanın Manevi Gelişimini Nasıl Etkiler ? İşin Uzmanına Sorduk ( Dr. Ferhat Atik )
Gayret Et Güzelim
14.03.2024 - 08:5294. İnşirâh Sûresi
Mekke döneminde nâzil olmuştur. Sekiz âyettir. Sûre, adını Allah Resûlü’nün kalbinin ferahlatılması hadisesine işaret edilen birinci âyetteki olaydan almıştır.
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla
1. (Resûlüm!) Senin (Kalbine dayanıklılık ve ferahlık vermek ve hikmetle doldurmak için) göğsünü açıp genişletmedik mi? [bk. 6/125; 20/25; 39/22]
2-3. Sırtına ağır gelmiş (belini bükmüş) olan yükünü senden indir(ip hafiflet)medik mi?
4. Senin namını da (dünya ve âhirette) yükseltmedik mi?
5. Muhakkak güçlükle beraber bir kolaylık vardır.
6. Gerçekten (yine) o (geçen) güçlükle beraber bir kolaylık (daha) vardır.[1]
7. O halde (bir iş ve ibadeti bitirip) boş kaldığın zaman, hemen (başka bir işe/ibadete) koyul.
8. Ve (her işinde) ancak Rabbine rağbet et (O’na sarıl ve O’ndan iste).
aşağılık kompleksi
13.03.2024 - 12:02Müslümanız Diyoruz ama Allah'ı Bilmiyoruz! - Çağrışımlar
vatansever
13.03.2024 - 10:14bahar yağmurlarını getiren kaba yel gibi
uçkun esen ve oldukça kalın mizacınla,
kaderindir senin masum dizelere yolunun düşmesi,
dizelerin ki aşktan utanmaz
ve aşikârdır aşka dair muradın,
gizlemek ar gelir sana,
sevgilinin kokusunun sindiği yerdir vatanın
sad aşk…,
iftariyelik
12.03.2024 - 18:37Sözlükte “boyamak, suya batırmak” anlamındaki sabğ (sıbğ, sıbağ) kökünden sıbga (boya, renk) ile Allah lafzından oluşan sıbgatu’llah tamlaması “Allah’ın boyası” demektir. Cevherî bu terkibi “Allah’ın dini” (e?-?ı?â?, “?bg” md.), Râgıb el-İsfahânî ise “Allah’ın insanda yarattığı, onu diğer canlılardan ayıran akıl ve fıtratı” (el-Müfredât, “?bg” md.) diye tanımlamıştır. Dilciler Allah’a yaklaştıran her şeyi kastederek söz konusu terkibin “Allah’ın dini, şeriatı, hilkati” anlamlarına geldiğini de belirtmiş (Lisânü’l-?Arab, “?bg” md.), boyanın kumaşı süslemesi gibi dinin de onu benimseyen için bir tür ziynet olduğuna işaret etmişlerdir (Kamus Tercümesi, II, 712).
mani
12.03.2024 - 18:32bir uçuk turunç güle benzer o yüzün,
yakışır mı o gece gözlere hiç hüzün,
eğme öyle başını yetim ve küskün,
gülce açsın mazlumlara gülüşün,
ki sen bildiğim tek medine türküsüsün…,
hayrat
11.03.2024 - 22:17senin gibi ısrarla yazdığı zırvalıkları buraya eklemekte inat eden o kalvyenin de senin de ben senin e mi...
ULAN
09.03.2024 - 17:45ve ömrümü bilmem kaça bölen,
zamanın ben merkezlilik kılıcının,
keskin yanıyla tenime battığı yerde;
gözleri dolu dolu derelerin,
eğrile doğrula sapmalarıyla dolan bir gölün kıyısında,
medeniyet tasavvuru demli bir yudum bir çay bile,
içilemez ve zehir oldu haberin var mı,
mülevves ortadoğulu kucaklaşmasından…,
ve başlatma şimdi ümmet olma bilincinin,
ızdırabından,
böyle zırvalık sancılı kasıkların yapacağı doğumdan,
nilüfer gözlü,
ve asr/ı saadet bereketli bir kız evladın,
dünyaya gelişini beklemek;
başını suya eğip, içine akan
ve cebinde sakladığı kıpırtısız susuşu
sessizce derine bırakan...,
cuma selamlığı beynamazlarının,
mürted haline bakmadan,
kadim kelama gösterdiği ihtirama benzer
/ah…,
fakirane diyorum ki;
bir gül dalıyla nakışlayıp aşkı…,
yedi cüceli masalın,
içine düşen kalbimizi,
kalabalık bir meydana,
yağmur dualarıyla serelim,
artık bahtına
ve müktesebatına ne yağarsa…,
ki gâh çenemi gâh alnımı dayadığım,
kalp atışlarımın arasından yol açtım,
dikenli ve yeşil bir köprüyle rabıtana,
/ah elbistanın iftiharı,
evet biliyorum,
yaşam kızgın bir tavuskuşu aramızda,
tüylerindeki gökkuşağını başımıza kakan,
ve öyleyse sizlerde duyun ulan,
müstafiyim artık bu,
hayata pantolonun paçasından bakan magandaların,
ve akşam sofrasına bir arada oturamayan
aileliği kütükte kalmışların ve
aşkını vatanı bilmeyen,
gözdelik ve ikbal peşindeki
dilberlerin davasından,
ah;
Gaybi Sunullah
08.03.2024 - 10:26Canı olmayan zahid cananı neden bilsin
Bi derd olan münafık Lokman'ı neden bilsin
Mahabbetle gelendir aşk ile menzil alan
Aşka canın vermeyen sultanı neden bilsin
Dilediği özüdür özünü bilmez zahid
Zahid özün bilmedi irfan neden bilsin
Sufi halvet içinde riya ile Hu çeker
Baykuş virane bekler gülşeni neden bilsin
Cümlenin canı Gaybi zahitler inkar eder
Sahraya düşen damla ummanı neden bilsin
Toplam 718 mesaj bulundu