Meltem Ege Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair v ...

Yaşadığı bu kadar acıya gülebiliyorsa
Şaşırmayın ve kötülük gelmesin aklınıza
Kuru kafadan daha çok kim gülebilir?
Yaşarmış insan ne kadar çok güle biliyorsa

öyle valla abi...

Güzel vatan her yer, barut kokuyor,
Çoklu nehirlerin gör kan akıyor,
Çözüm bulamadın, için yanıyor,
Ağlıyorum vatan, senin haline.

polisimizi seviyoruz..

Etin ne, budun ne, söyle sen kimsin?
Gönül aynasına sor bir; sen kimsin
Duy Yer’i, Sema’yı, anla sen kimsin?
Divane’ye misal gösterir beni.

Birbirine muhtaç daima canlar,
Koklaşa koklaşa dosttur hayvanlar,
Nedense soğuktur bazı insanlar,
İmdat borusunu çalsan kime ne! .

Ağır ağır uzaklaşıyor o gemi
Tek başına bir pelikan ve gürültücü martılar
Bekliyorlar sandalcıları… Ve atılacak her yemi.

Âlemde kimisi para zengini,
Kimi bizim gibi yara zengini,
Sevdalı kalbimiz kira zengini,
Bitmeyen yolların şarkısı gönül.

Ne zaman Türk ulusu, gerçeğe ereceksin?
Yalancının maskesiz, yüzünü göreceksin?
Vatan hainlerini, ülkenden süreceksin,
On altı devlet kurdun, on beşini yıktırdın,
Sıra on altıncı da, ey akılsız yetmez mi?

Farz et ki, ben seni hiç sevmedim
Hiç okşamadım ipek saçlarını
Farz et ki, ben seni hiç öpmedim
Hiç saklamadım kirpik kıllarını

Dünya meşakkati bizi oyalar,
Suçluyu fark etse polis kovalar,
Önünü çevirse bazı yayalar,
Hapislik cezayı alsan kime ne! .

Seni mavi göklerin yıldırımlarına.
Bakışlarımı göğü delmeye ayarladım.
Bağrım yanık, yüreğim delik.
Gelmeliyim sana, bir çocuğun uçurtmasıyla.
Jilet kesikliği yarınlara yürürüm adım adım.
Rengarenk sevgimi sunarım sana
Bir bazlamadır sevgim, sen tadamazsın.

Bırak kuşkuyu yaşamana bak
Sen zaten bende yaşıyorsun
Gel ikimizde hep gülelim
Kuşkudan uzak sevelim, sevilelim
Ne olur sanki bir denesen!

Topraktan tatlıda, tuzluda çıkar,
Bilinçsiz mantarlar yuvayı yıkar,
Tütünlü mamulde acayip kokar,
Zehirli otlardan medet ummayın.

Uzakta şimdi Leyla, ben başka bir vadide.
Tahttan indi Süleyman, Belkıs kaldı mazide.
Pazar virane şimdi, bulunmaz bir nadide.
Yel vurdu bağıstanı, biçilmez harmanlarım.

Senin için hayat, gösteriş para,
Her oyunda varsın, tam bir maskara
Sayende dünyada olduk madara,
Kalmadı haysiyet, kıvır da kıvır!

işte böyle., gözlerim gökyüzünde, ay ışığını seyrederken
birden omuz başımda hissedivermişim gibi nefesini…

Sırta binen mi eşek, sırtına bindiren mi?
Hain vatan satan mı, vatanını seven mi?
Doğru sözü ret tedip, yalan sözü seven mi?
Ey gaflet uykusundan, uyanmayan binekler!
Namuslu yaşayan mı, namussuzlar mı suçlu?

Giderken bitti diye, verdiğin muhtırayı
Kader ayrılık attı, yazı ile turayı
Yüreğim nasıl öder, kestiğin faturayı
Görsen sensizliğimi, yokluğuna ağlarsın

Sana aşkım sana sevdam ezeli
Ak gerdanı çifte benle bezeli
Kim sevmez ki böyle sadık güzeli
Sevmesem ölürüm seversem öldüm.

Ben bir küçücük bonsai ağacıyım.
İçimde saklı olanları anlamaya çalışma.
Renklerim çok derin gel dal kalbime.
Sevgiyi kollarımda taşımaya çalışırım.
Mutluluğa yürürüm adım adım.

Kızgın bir yaradır varlığım,
Gel gülüşlerimi topla.

Kader saldı beni tatile
Kumu olmayan bir sahile
Güneş yok gitmiş tatile
Hele bir gel bak şu halime

Çekip yalnızlığı alırım ayakucumdan
Örterim sımsıkı gözlerime
Sessizliğin rengine boyanır yüzüm
Bilmediğim hastalığın nöbetini tutarım

Uzağa gitsem de sana yakınım,
Yanımda da güzel olur bakımın,
Kavuşuruz er geç sabır takının,
Her gece rüyanda görüyor musun? .