İki Baharın Valsi Adlı Üyenin Nedir Yazıları ...

  • Başucu Şarkıları

    20.10.2016 - 10:51

    Sia // Hostage

  • Başucu Şarkıları

    13.10.2016 - 09:41

    Sia // Déjà vu

  • Başucu Şarkıları

    10.10.2016 - 12:06

    Sia // My Love by

  • Başucu Şarkıları

    07.10.2016 - 09:13

    Sia // The Fight

  • Başucu Şarkıları

    06.10.2016 - 11:37

    Sia // Bird Set Free

  • başucu şiirleri

    01.10.2016 - 18:30

    Doğum

    (Leyla'nin doğumu için Mecnun'un sonradan söylediği)

    I.

    Çiğ düştü göklerden
    Ve bir bahar günü doğdun sen

    Güvercinler geçti menekşelerden
    Ve bir bahar günü doğdun sen

    Kendi kendine ayna olan nergislerden
    Leylakların gün doğuşu ürperişinden
    Zambakların kıyı kıyı bakışından
    Geldin sen
    Ve rüzgarlar karları süpürdüğünde
    Ve insanı çıldırtan kuş sesleri işitildiğinde
    Birdenbire aydınlandı annenin yüzü
    Ve bir bahar günü doğdun sen

    İlkin horozların gözüne göründün
    Dünyaya haber verdiler ötelerden
    Baban yeni dönmüştü eve ıraklardan
    Birden aydınlandı annenin yüzü
    Ve bir bahar günü doğdun sen

    Marta bakan biliyordu geleceğini
    Nisana bakan görüyordu alaca renklerini
    Kızıl ve yeşil seherini
    Mayısa bakan buldu seni
    Ve bir bahar günü doğdun sen

    Sana Leyla dedim Suna dedim şiirlerde şarkılarda
    Gerçek adın bir fısıltı gibi kaldı ağızlarda dudaklarda
    Çatlar yüreğim bir nar gibi o sırrı anar da
    Avunurum doğumundan gelen muştulu armağanlarla
    Melekler gökten geldi armağanlarla
    Ve bir bahar günü doğdun sen

    Bir bahar günü doğdun sen
    Baharın ta kendisi oldun sen
    Şimdi her baharda doğan çocuklarla
    Sen en aşılmaz boya tenlerinde saçlarında
    Sen görünür görünmez ufuklarda
    Karlar erir erir kaçar kaçar da
    Gökler yağmur biçiminde güler ağlar ağlar da
    Güneş öğünerek yansır yansır da sularda
    Gelirsin her baharda
    Bir diriliş gibi ölü dünyaya
    Ölüler gölgenden ateş ala ala
    Ekilip biçilip yankı yapa yapa
    Yaz sıcaklığından arta arta
    Birer birer çıktılar gönlümüzün aynasına tarlasına
    Ki bir bahar günü doğdun sen

    Güller dönüştüler yatak çarşaflarına
    Leylaklar yaklaştılar korka korka
    Nergisler benliğimizin ortasından baka
    Gelip fon oldular insanın
    Bir kere daha
    Sende yeniden yaratılışına
    Bir bahar hali yaratışına

    Bir bahar günü doğdun sen
    Baharın ta kendisi oldun sen

    II.

    Sonbahar benim ölümüm kırmızı kırmızı yanışım karaağaçlarda
    Senin ak doğumunu daha çok ortaya koymak için
    Toplayıp gelişim güzü bütün sarılarımla loşluklarımla
    Çürüyen solan evrenin karşı koyuşu
    Senin baharda doğusunun anısına

    Ah o ne sıtmadır güneşteki sıtma baharda
    Her an senin doğumun yaşamaktan gelen
    Ve güzün güneşte bir kuruyuş bir dağılma
    Benim ölümümden gelen haykırış ve ağlayışlarla
    Bir ömür boyu oldum salt ölüm kemiği
    Parlamak için senin doğumundan gelen fosforlarla
    Eve girmekte geç kalan çocuklar görecektir geceleri
    Aşk baharının sessiz direnişini
    yanıp duran ışıklarda

    Yaz güneşi biriktirdi biriktirdi
    Sonbahar yapraklarda delirdi
    Kış derin çizgileriyle devrildi
    Bahar gül tanklarıyla çiçek çağlayanlarıyla belirdi
    Ve bir bahar günü doğdun sen

    Sezai Karakoç

  • Başucu Şarkıları

    01.10.2016 - 18:24

    Barış Manço // Benden Öte Benden Ziyade
    Şirinem sana gelsin ;)

  • yeşillenmek

    30.09.2016 - 22:31

    Genelde anılar çok değerlidir. Bu yüzden olsa gerek, insan her zaman onları şiirsel renklerle süsler.

    Andrey Tarkovski

  • Başucu Şarkıları

    29.09.2016 - 10:44

    Şebnem Ferah // Çakıl Taşları

  • Başucu Şarkıları

    27.09.2016 - 09:48

    Tarkan // Cuppa

  • başucu şiirleri

    25.09.2016 - 03:10

    Leyl-i Veda

    Ooh, gel... Ruh-i tabiat gibi malımür ü hamüş,
    Bu vefasız gecenin koynunda
    Kalalım bir ebedi saniye dalgın, bi-hüş...
    Kim bilir, belki de son leyle-i sevdamızdır;
    Bunda her lahza biraz ömr-i saadet sayılır!
    Ooh, bak dalgaların cezbe-i safiyyetine;
    Sanki bir hamle-i sevdaya açık bir sine.
    O kadar rakid ü sakit, o kadar müstağrak,
    O kadar uykuda her şey ki hemen korkulacak!

    Ooh, gel gel, bu hafa-gaha beraber gidelim;
    Orda, sensiz geçecek günleri tazmin edelim.
    Bir siyah kuş gibi amade-i pervaz ü firar
    Bu vefasız gecenin koynunda
    Edelim gel, ebedi kalmak için bir ısrar...
    Kim bilir, belki de son lahza-i sevdamızdır;
    Hoş geçen her dem-i sevda ebediyyet sayılır!

    VEDA GECESİ

    Gel, tabiatte olan ruh gibi mahmur, suskun
    Bu vefasız gecenin koynunda
    Kalalım bir ebedi saniye dalgın, baygın...
    Kim bilir belki de son aşk gecemizdir bu gece;
    Bunda her anı biraz mutlu ömür saymalıdır.
    Ooh, bak dalgaların tertemiz istemlerine
    Sanki birden koşacak aşka açılmış kollar.
    Öyle durgun, o kadar sessiz, o denli dalgın,
    O kadar uykuda her şey ki hemen korkulacak.

    Ooh, gel, gel de, bu sığ'nak yere birlikte gidip
    Orda, sensiz geçecek günleri tazmin edelim.
    Bir siyah kuş gibi hep kaçmaya fırsat arayan
    Bu vefasız gecenin koynunda
    Edelim gel, ebedi kalmak için bir ısrar...
    Kim bilir, belki de son anlarıdır aşkımızın;
    Hoş geçen her demi aşkın ebedilik sayılır.

    Sadeleştiren: Ahmet Muhip Dıranas

  • soprano

    25.09.2016 - 03:01

    Maria Callas

  • Başucu Şarkıları

    24.09.2016 - 22:26

    DOĞA İÇİN ÇAL 3 - GESİ BAĞLARI, ÇEMBERİMDE GÜL OYA, ÇAYELİ'NDEN ÖTEYE

  • başucu şiirleri

    20.09.2016 - 09:21

    Dört Mevsim

    Bahar mezarına gömsünler sizi
    Yapraklar gibi buluştunuzdu
    Kokular gibi seviştinizdi
    Bahar mezarına gömsünler sizi

    Yaz mezarına gömsünler sizi
    İlk kezmiş gibi buluştunuzdu
    Son kezmiş gibi seviştinizdi
    Yaz mezarına gömsünler sizi

    Güz mezarına gömsünler sizi
    Salkımlar gibi buluştunuzdu
    Ağular gibi seviştinizdi
    Güz mezarına gömsünler sizi

    Kış mezarına gömsünler sizi
    Sokaklar gibi buluştunuzdu
    Çarşılar gibi seviştinizdi
    Kış mezarına gömsünler sizi

    Cemal SÜREYA

  • başucu şiirleri

    20.09.2016 - 09:17

    YAŞAMAYA DAİR

    1
    Yaşamak şakaya gelmez,
    büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
    bir sincap gibi mesela,
    yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
    yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
    Yaşamayı ciddiye alacaksın,
    yani o derecede, öylesine ki,
    mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
    yahut kocaman gözlüklerin,
    beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
    insanlar için ölebileceksin,
    hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
    hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
    hem de en güzel en gerçek şeyin
    yaşamak olduğunu bildiğin halde.
    Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
    yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
    hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
    ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
    yaşamak yanı ağır bastığından.
    1947
    2
    Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
    yani, beyaz masadan,
    bir daha kalkmamak ihtimali de var.
    Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
    biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
    hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
    yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
    en son ajans haberlerini.
    Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
    diyelim ki, cephedeyiz.
    Daha orda ilk hücumda, daha o gün
    yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
    Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
    fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
    belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
    Diyelim ki hapisteyiz,
    yaşımız da elliye yakın,
    daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
    Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
    insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
    yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
    Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
    hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
    1948
    3
    Bu dünya soğuyacak,
    yıldızların arasında bir yıldız,
    hem de en ufacıklarından,
    mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
    yani bu koskocaman dünyamız.
    Bu dünya soğuyacak günün birinde,
    hatta bir buz yığını
    yahut ölü bir bulut gibi de değil,
    boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
    zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
    Şimdiden çekilecek acısı bunun,
    duyulacak mahzunluğu şimdiden.
    Böylesine sevilecek bu dünya
    'Yaşadım' diyebilmen için...

    Nazım HİKMET

  • Başucu Şarkıları

    17.09.2016 - 10:32

    Sia Cheap Thrills & Lyrics A- Idol 2016 with short funny Interview

  • Başucu Şarkıları

    14.09.2016 - 23:09

    Sarah Brightman and Antonio Banderas - El Fantasma de la Opera (subtitulada en español)

  • soprano

    14.09.2016 - 23:08

    Sarah Brightman

  • Başucu Şarkıları

    14.09.2016 - 01:02

    Sarah Brightman // La Calıffa

  • başucu şiirleri

    12.09.2016 - 21:04

    Acep Bu Benim Canım

    Acep bu benim canım azad ola mı Ya Rab
    Yoksa yedi Tamu’da yana kala mı Ya Rab

    Acep bu benim halim yer altında ahvalim
    Varıp yatacak yerim akrep dola mı Ya Rab

    Allah olıcak kazı bizden ola mı razı
    Görüp Habibi bizi Şefi ola mı Ya Rab

    Can hulkuma geldik de Azrail’i gördük de
    Ya canımı aldık da asan ola mı Ya Rab

    Yunus kabre vardık da Münkür-Nekir geldik de
    Bana sual sordak da dilim döne mi Ya Rab

    Yunus Emre

  • Başucu Şarkıları

    03.09.2016 - 10:19

    Sertab Erener // Ateşle Barut

  • Başucu Şarkıları

    02.09.2016 - 07:15

    Sertab Erener // Kime Diyorum

  • Başucu Şarkıları

    01.09.2016 - 08:51

    Sertap Erener // Aldırma Deli Gönlüm

  • geri vermediği kitaplarla kütüphane kurmak

    31.08.2016 - 03:40

    Kütüphane kuruyoruz, anı yaşadığımız ve paylaştığımız kişilerle. Veda mâhiyetinde bıraktığımız kitaplar, bizi hatırlatır, hoş seda etkisi nihayetinde. Bu vefaya bu vedaya düşen kitap Dostoyevski Beyaz Geceler.

Toplam 901 mesaj bulundu