Huri Çalışkan Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • tarçın kokulu muhabbetler

    19.11.2024 - 11:39

    Zaman, bakmayı bilenler için hep manzaralar sunar. Hayat, bir film gibidir ve en güzel sahneleri gözlerimizle gördüğümüz o anlarda gizlidir!

    Zarafet, yalnızca dış görünüşte değil; hayata bakış açısındaki sade ve derin güzellikte saklıdır. Bir çocuğun neşeyle yükselen kahkahasında, bir çiçeğin yapraklarında titreşen o ince mucizede, eski bir köprüden geçerken duyulan o derin ve huzurlu sessizlikte… Hayat, fark edilmeyi bekleyen ayrıntılarda saklıdır ve her biri bir tablonun incelikle boyanmış detayları gibidir.

    Asla başkalarının ışıklarına bakıp kendi yıldızlarını küçümseme. Senin yolunu yalnızca senin ışığın aydınlatabilir!

    ~Huri Çalışkan

  • ve öyle işte

    19.11.2024 - 09:17

    Ve...
    Her titreşim bir yankıdır evrende,
    Bir nota gibi, rüzgarın dokunuşunda gizlidir hikâye.
    Sözler, bir ezginin ritmiyle akar kalpten;
    Birleşir hayallerin ve anıların melodisinde.

    Zaman, bir metronom gibi işler,
    Her anın ritmi, yaşamın senfonisinde bir vurgu.
    Ve bizler, o büyük orkestranın sessiz izleyicileri,
    Gözlerimiz yıldızların ışığında, kalplerimiz en güzel şarkıya ayarlı.
    Öyle İşte.!

  • teşekkür et, niyet et, şükret ve sev

    19.11.2024 - 09:14

    Şükran: Sessiz Bir Dua

    Şükran, insanın hayatı içinde büyüyen ve ruhunu besleyen en sessiz dualardan biridir. Hızla akan zamanın içinde bir an durup, sahip olduklarına dönüp bakmaktır şükran. Gözle görünmeyen bir çatı gibi insanın ruhunu korur; her damlası, hayatın karmaşasında kaybolmaya yüz tutmuş güzellikleri hatırlatır.

    Bir bardak çayın sıcaklığında, sabahları öten bir kuşun cıvıltısında, bir dostun içten gülüşünde… Şükran her yerde, her şeydedir. Hayatın hediyelerini görmek ve bunu dile getirmek, iç huzurunun en büyük anahtarlarından biridir. O yüzden, bugün yalnızca içinden geçtiğimiz değil, arkada bıraktığımız yollar için de şükretmeli. Çünkü her adım, şu anki varlığımıza bir iz bırakmıştır.

    Şükran, insanın kalbine nakşedilmiş bir sanattır. Onu hissetmek, yaşamı bir ressam gibi renklendirmek demektir. Şükrederek, bu anın değerini bilip geleceğe daha güçlü bir sevgiyle bakabiliriz. Unutmayalım: Şükran, mutluluğun şifrelerini barındıran bir fısıltıdır.

  • seni anlatmak

    19.11.2024 - 09:12

    Ahhh sevgilim saçların dağınık memleketim gibi.!

  • tarçın kokulu muhabbetler

    14.11.2024 - 18:54

    Her gün, fark etsek de etmesek de, bizi gülümseten, umut veren ya da derin bir nefes aldıran anlarla dolu. Sabahın ilk ışıklarıyla uyanmak, kuşların şarkısını duymak, sevdiğimiz birinin sesiyle ısınmak… Bunlar, hayatın sunduğu armağanlar.

    Belki bugün, bu küçük ama anlamlı mucizelere biraz daha dikkatle bakarız. Belki bir fincan çayın sıcağında, bir kitabın içinde, ya da bir dostun gülüşünde huzuru buluruz. Çünkü mutluluk, genelde büyük şeylerde değil, o küçük detayların farkında olmaktadır.

    Bugün, hayata yeniden teşekkür etme günü olsun ?? ??

  • tarçın kokulu muhabbetler

    14.11.2024 - 11:13

    Tarçın Kokulu Muhabbetler

    Hayat, Yaradan’ın bizim için hazırladığı öyle bir yolculuk ki içinde çeşit çeşit duygu, olay ve deneyim var. Sevinçler kadar sınavlar, üzüntüler kadar başarılar... Pes etmeyi de öğreniyoruz, bırakmayı da... Ama bir şey hep baki kalıyor: Yaşam yolculuğuna serpiştirilmiş güzelliklerin farkında olmak ve onlara şükretmek.

    Burada, bu anın içinde olmayı seviyorum. İçimi sızlatan hatıralar ve gözlerimin gördüğü her türlü acıya rağmen... Yine de seviyorum pencere pervazına oturup gökyüzünü izlemeyi. Başımın üzerinden süzülen kuşların kanatlarında, bana taşınan bir nevi huzur var. Martılar dans ederken, ellerimde bir kupa sıcak içeceğin tarçın kokusuyla mest oluyorum. Gökyüzü şovunu sunarken, ruhumun derinliklerinde hissettiğim o sakin mutluluk, tarifsiz.

    Bu dünyanın içine serpiştirdiğin her şey için şükürler olsun Allah’ım. Tarçın kokusundan kuşların gölgesine, gökyüzünün mavisinden içtiğimiz çayın sıcaklığına... Her biri birer hediye. Ama en çok da sevdiklerimiz bir hediye. Ve işte o yokluklarına denk geldiğimizde kalplerimiz burkuluyor. Hüznümüzü, yalnızlığımızı Senin verdiğin sevgiyle teselli et. Zira sevgi de Senin armağanın. Kalplerimiz Seninle sakinleşsin, Seninle şükretsin.

    Yaşam yolculuğumuzun havuzuna atılmış her bir damla su, bizi biz yapıyor. Tarçın kokusuyla sarılmış bir fincan çay gibi sıcacık bir hayat diliyorum herkes için. Sevgiyle dolu, hüzünleriyle bile kıymetli...

  • Tohumdan Toprak Üstünde Yürüme Sanat Akademisi

    13.11.2024 - 14:17

    Yolun Yükü ve İçsel Sükûnet

    Hayatın yollarında ilerlerken, kimi zaman karşılaşılan fırtınalar, niyetleri halis olmayan insanların kıskançlıklarından, çekememezliklerinden ya da zarar verme arzularından doğar. Onların hırsları, güneş gibi parlayan bir başarıyı veya huzuru gölgelemek adına çevredeki rüzgarı büyütür ve başkalarının ışığını söndürmeye çalışır.

    “Fırtınada yürümeyi öğrenen insanlar” bilirler ki; mücadele zor olabilir, evet, ama huzuru bulmak fırtınadan kurtulup güneşe ulaşmak değildir! İşte bu farkındalık, kişinin kendi rengini ve direncini tanımasını sağlar. Çünkü unutmamalıdır ki huzur, dışarıdan gelen rüzgarlarda değil, kişinin kendi içindeki “sükûnet”tedir! Bu sükûnet, insanın renklerini tanımasını, sabrını ve direncini keşfetmesini sağlar.

    O halde, kimseye zarar vermeden, masumiyetle omuzda taşınan yüklere rağmen yürüyebilen insan, hem bu manzarayı hem de “kendi omzundan öpebilmeli!” Çünkü bu yollar, sadece ayak izleriyle değil, “yürekteki izlerle” de anlam kazanır.

    Huri Ç.

  • beyazımsı kalp

    12.11.2024 - 16:46

    Yaşarken özlem duyduğun sevdiklerin,
    Toprağın altına gittiklerinde,
    Hangi şair şiir yazarsa yazsın,
    Bu acıyı anlatamaz.

    Ey Rabbim,
    Sen kalbimi sakinleştir ve onu çok sev,
    Zira dayanamam.

    Her nefesin ardında bir yara,
    Her hatıranın gölgesinde bir dua.
    Bilir misin, Ali, yüreğim sensiz nasıl daralır,
    Bir çiçek gibi kurur, toprağa karışır.

    Sen yoksan gökyüzü sessiz,
    Güneş donuk, yıldızlar kimsesiz.
    Ey Rabbim, onu cennetinde barındır,
    Kalbime sabır serp, özlemime teselli sun.

    amin..amin ecmain.

  • avluda yürüyen gölgeler

    12.11.2024 - 12:06

    Şimdi yazmam gereken şeyler, üstünü karalamam gereken yazılar var!
    Sen fark etmediğimi zannediyordun, ben ciğerim yana yana görmezden geliyordum.
    Ve...
    Bilsinler ardında bıraktığım kırıntılarımın pişmanlığıma sadaka olduğunu, demli acılarımı limanda boğmaya gidiyordum. Bundan
    böyle boğulmak yerine limanda güneşlenmeyi seçerek...

    Avluda Yürüyen Gölgeler ~ Romanı

  • avluda yürüyen gölgeler

    12.11.2024 - 12:02

    Fırtına size ne ifade ediyor?

    Belki de fırtına yıkmak için değil, sizi başka bir yere taşımak içindir. Düşünceleriniz, kaderinizin rotasını çizer. Ne düşünürseniz, cevabınız da o olur; yaşayacağınız da.

    Sıla’nın hikayesi, hayatın getirdiği fırtınalara karşı dimdik duran bir kadının yaşam mücadelesi. Fırtınanın sizi taşıdığı yere şahit olmak isterseniz, bu yolculuğa siz de katılın.

    — Avluda Yürüyen Gölgeler Romanı

  • avluda yürüyen gölgeler

    12.11.2024 - 12:02

    Sıla'nın Mesajı

    Hayat fırtınalarla dolu, evet... Ama unutmayın, o fırtınada size şemsiye tutan insanlar da var.

    Sıla için bu yazılanlar bir sosyal mesaj değil; yaşadığı sahnelerin perde arkasından değil, bizzat içinden yükselen bir ses. Çaresizliğin nasıl yakıcı bir şey olduğunu bilen Sıla, size yalnızca umudu değil, mücadeleyi ve sabrın gücünü anlatıyor.

    Bu kitap, asla pes etmeyen bir kalbin ve inançla hayata tutunan bir ruhun hikayesidir. Çünkü düşüncelerimizi olumlu tuttuğumuzda, en sert fırtınada bile güneş doğar.

    — Avluda Yürüyen Gölgeler Romanı

  • avluda yürüyen gölgeler

    12.11.2024 - 12:01

    seyircisiydim gökkûbbenin, damıtılmış cemre düşmeden boşluğuma...

    Avluda Yürüyen Gölgeler ~ Roman

  • antoloji.com

    12.11.2024 - 10:40

    Dün paylaşım yapan arkadaşımız burada ki yorumu kendisi silmeyip, Antoloji tarafından silinmişse eğer, madem o kadar takip sistemleri var, bir çok gereksiz ve rahatsız edici konuları da görmüş olsalardı, diyor yazıyı aşağıya bırakıyorum, görmüş olacağız, yorumları kim siliyor.

    Yıllar önce Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Ahmet Arif gibi büyük şairlerimizin şiirlerini okumak için Antoloji sitesine yönlendirilirdim. O zamanlar burada üye olup şiirlerin paylaşılacağı hakkında bilgim yoktu ve şiirler konusunda fazla deneyimim de yoktu. Ancak zamanla, burada paylaşılan şiirlerin yanı sıra, diğer kullanıcıların tavırları ve üsluplarının beni rahatsız etmeye başladığını fark ettim. Özellikle tartışmalar, bağıran ve kavga eden insanlar, hayatımda hiç izlemeyi tercih etmediğim televizyon programlarına benzemeye başladı.

    Yorumlar çoğunlukla şiirin kendisinden çok, hayatla ilgili başka düşüncelere kayıyor. İnsanlar, şiirlerin ardındaki duygulardan çok, kendi fikirlerini yaymak için bu platformu kullanıyorlar. Bu düşünce kirliliğine maruz kalmamak adına bazı kararlar aldım. Eskiden olduğu gibi sadece şiirlerimi yükleyecek ve sevdiğim şiirleri okuyarak çıkacağım. Burada herkes istediği şekilde oyununu oynayabilir, ancak ben, bu karmaşadan uzak durarak, şiirle olan ilişkimi sade ve derin tutmaya karar verdim.

    Ayrıca, günün şiirleri konusunda da Antoloji sitesinin takip sisteminin kalitesiz olduğunu düşünüyorum. Şu anda takip mekanizması olmadığı belli, çünkü birçok değerli şair ve şiir varken, özel günlerde bile seçici olmayan bir sistem mevcut. Bu sistemin düzeltilmesi gerektiğine inanıyorum, çünkü şiir ve şairlere hak ettiği değerin verilmesi önemli.

  • doğa ananın mektubu

    11.11.2024 - 14:08

    Toprak Ana, her daim varlığını hissettirdiğin, her nefeste gücünü iliklerimize kadar hissettiğimiz. Sadece yaşamı sürdüren değil, aynı zamanda bizlere sabrı, direnci ve dinginliği öğreten bir öğretmen gibi her zaman yanımızda oldun. Tüm emeğin ve fedakarlığın için minnettarız, çünkü seninle büyüyüp gelişiyoruz, senin topraklarında var oluyoruz. Teşekkürler, her zaman bizlere hayat veren, koruyansın.

    Minnettarım,
    Huri Ç.

  • Tohumdan Toprak Üstünde Yürüme Sanat Akademisi

    11.11.2024 - 13:34

    Bu inanç ve kuvvetle Türk milleti, her zaman duruşunu korumalıdır. Vatanımız, farklı düşüncelere sahip topluluklar tarafından parçalara ayrılmaya çalışılmakta, ancak bunun önüne geçmek için sağduyu ve birlik içinde olmalıyız. Gözlemlediğimde, insanlar sadece birbirlerine taş atmakla meşgul oluyorlar.

    Ancak unutmamalıyız ki, vatan bütündür ve bu bütünlüğü hem dini inançlarımız hem de Cumhuriyet değerleriyle korumalıyız.
    Bir kişinin düşüncesiyle hakim olunan bir yer değil;
    Vatanımızda camilerimizden yükselen ezan sesleri, gökyüzünde dalgalanan bayrağımız, dini bayramlarımızdaki coşkumuz ve Ramazan ayındaki mutluluğumuz, resmi bayramların kutlanmasındaki sevincimiz hep aynı şekilde devam etmelidir.

    Bu mirası yıllar öncesinden devraldık ve ondan sonra da bu gelenekler, coşkular, değerler daima süregelsin.

    Huri Ç.

  • Tohumdan Toprak Üstünde Yürüme Sanat Akademisi

    11.11.2024 - 13:32

    Kötülüğün ve Tehlikenin Karşısındaki Duruşumuz:

    Kötülüğün, tehlikenin ve düşmanlığın açık olduğu yerde, bu davranışlara aynı ölçüde karşılık vermek, bizi ahlaken üstün kılmaz; aksine, aynı seviyeye indirir. İnsanların hatalarını görüp eleştirirken, kendimizi bu hataların dışında tutup tutmadığımızı sorgulamak önemlidir.

    Eğer dilimiz, kalbimiz ve niyetlerimiz sevgi ve merhametten yoksunsa, neye inandığımızı savunsak da, uygulamada farklı bir duruş sergilemediğimiz sürece, söylediklerimizin ağırlığı azalır. Kötülükle karşılaştığımızda içsel huzuru korumak, kinle değil adaletle yaklaşmak, bu farkındalığın temelidir.

    Neden Kötülüğe Kötülükle Karşılık Vermemeliyiz?

    1. Nefret Döngüsü: Beddua ve kötülükle karşılık vermek, sadece bu enerjiyi büyütür. Peygamber Efendimiz’in (sav) ahlakında, kötülüğe iyilikle karşılık vermek öğütlenmiştir:

    "Kötülüğe en güzel şekilde karşılık ver; böylece aranızda düşmanlık olan kimse sanki yakın bir dost olur." (Fussilet, 41:34)

    2. Ruhsal Arınma: Kalbi temizlemek, dilimizi sevgiyle "misvaklamak" gibi bir ibadettir. Dilimizden dökülen her söz, ruhumuzun aynasıdır. Eğer dilimiz sürekli şikayet, kin ve beddua ile meşgulse, kalbimizin arınmasından söz edemeyiz.

    3. Hakiki Kazanım: Tehlikeli insanlarla oyun oynamamak, onlara benzememek, uzun vadede kazanmanın temelidir. Sadece zarar görmemek değil, aynı zamanda doğru örnek olabilmek, insanı yüceltir.

    İnsani ve İslami Yaklaşım:

    Hangi inançtan olursa olsun, sevgi dolu bir insanın sohbetinde olmak bizi insan olarak zenginleştirir. Hangi dine, ırka veya kültüre mensup olursa olsun, dilinde nefret taşıyan biri, ruhsal anlamda zarar görmüş bir ruhtur. Böyle bir ortamda bulunmamak, kendi iç huzurumuz için gereklidir.

    Kendine Sorulması Gereken Soru:

    . Benim dilim, kalbim ve davranışlarım kötülükle karşılaştığında nasıl tepki veriyor?
    . Kötülüğe aynı şekilde cevap vererek mi, yoksa onu dönüştürerek mi hareket ediyorum?

    Son olarak:
    "Tehlikeli insanlar tanıdım, ama onlarla oyun oynamadım. Oynamadığım halde kazanan her zaman ben oldum."
    Bu, adaletli bir duruşun ve ilahi teslimiyetin zaferidir.

    Türk milleti, tarih boyunca hem Müslümanlık hem de Türk kültürünün derin izlerini taşırken, Cumhuriyetin özgürlükçü, eşitlikçi değerleriyle şekillenen bir kimlik oluşturmuştur.

    Huri Ç.

  • 10 Kasım

    09.11.2024 - 20:53

    Seni düşündüğümde yalnızca özlem değil, büyük bir onur duyuyorum; bu vatanın bir ferdi olarak sana minnettarım. Eğer sen, o karanlık günlerde vazgeçseydin, bugün bağımsız bir millet değil, belki de yok olmuş bir halk olacaktık.

    Eğer Samsun’a çıkmasaydın, bu topraklarda bağımsızlık ateşi hiç yanmayacaktı. Eğer milletine inancını kaybetseydin, işgal altında boyun eğmiş bir halk olarak kalacaktık. Eğer Cumhuriyeti kurmasaydın, kadınlarımız eğitimden, halkımız eşitlikten ve çağdaşlıktan mahrum olacaktı.

    Sen sadece bir önder değil, milletin kendi küllerinden doğmasını sağlayan bir umut, bir dirilişsin. Bugün özgürce yaşıyorsak, okullarımızda öğrenim görüyor, kendi geleceğimizi kendimiz belirliyorsak, bunu sana borçluyuz.

    Sana söz veriyorum: Seni ve fikirlerini her zaman yaşatacak, bu emaneti koruyacak ve onu daha ileriye taşıyacağım. Bu milletin bir ferdi olarak senin mirasını her daim onurla taşıyacağım.

    Ruhun şad olsun!

    Huri Ç.

  • Tohumdan Toprak Üstünde Yürüme Sanat Akademisi

    09.11.2024 - 18:12

    "Cesaret ve Korkaklık Üzerine"

    Cesaret, en büyük aynadır; kişinin kendine ve başkalarına dürüst olması, gerektiğinde gözlerinin içine bakarak söyleyebilmesidir her şeyi. Oysa korkaklık, gölgelerde saklanır. Cesur olmak yüzleşmeyi gerektirirken, korkaklar taşlarını sosyal medyanın arkasına saklar, öfkelerini gizliden dile getirir ve asıl yüzlerini gösteremezler.

    Kendi hayatındaki eksiklikleri başkalarına taş atarak kapatmaya çalışanlar, aslında en çok kendilerini yaralar. Çünkü cesaret; bir duruş, bir netliktir. Korkaklık ise karanlık bir köşede, sahte bir üstünlükle taşlama sanatıdır.

    Söyleyemediklerini ulu orta paylaşarak dile getirmek, ne yazık ki ancak sığ ve sıradan bir zihin ürünüdür. Oysa hayat, derinlik ister.

    Eğer bir fikriniz varsa, bunu yüz yüze, dürüstçe paylaşmak bir erdemdir. Sosyal medyanın gölgelerinde asıp kesmek ise yalnızca cesaretsizliğin ve eksikliğin bir tezahürüdür.

    Bu dünyada gerçek iletişim, sevgi ve samimiyetle kurulur, cesur insanlar bunu bilir.

    Unutmayın: Asıl güçlü olan, arkasında değil, karşısında durabilen insandır.

    Huri Ç.

  • seni anlatmak

    09.11.2024 - 15:02

    Seni anlatmak;
    bir gül yaprağının sabah çiyiyle dans etmesi,
    sonsuz bir masumiyetin incelikle varlık bulması.

  • mustafa kemal atatürk

    09.11.2024 - 11:12

    “Yurtta sulh, cihanda sulh.”
    Mustafa Kemal Atatürk, her zaman barışı, huzuru ve eşitliği savundu. Bir ulusun gücünün, ancak iç huzuruyla ve dünya ile barış içinde yaşamasıyla mümkün olabileceğine inanıyordu. Onun önderliğinde, Türk milletinin önündeki engelleri aşarak, modern ve çağdaş bir toplum olma yolunda önemli adımlar atıldı.

    Bugün, Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bu değerleri hatırlamak, her birimizin sorumluluğudur.
    M. Kemal Atatürk gibi bir lidere sahip olduğumuz için toplumumuz gerçekten şanslıdır. Onun vizyonu, cesareti ve kararlılığı, bizlere yol göstermeye devam ediyor.

  • Tohumdan Toprak Üstünde Yürüme Sanat Akademisi

    08.11.2024 - 15:59

    Albert Einstein, “Evren dost canlısı mı?” sorusunun mantığında, insanın hayata ve dünyaya bakış açısının gücünü vurgular. Ona göre, evrenin doğası, kişisel inançlarımıza, düşüncelerimize ve algılarımıza bağlıdır. Bu soru, insanın varoluşunu ve karşılaştığı zorlukları nasıl algıladığını, hayatta karşılaştığı her türlü olayı nasıl değerlendirdiğini belirler. Einstein’a göre, dünyayı dost canlısı bir yer olarak görmek, evrende her şeyin anlamlı ve düzenli olduğuna inanmaktır. Bu bakış açısıyla, her olayı bir ders, her zorluğu bir fırsat olarak görmek mümkün olur.

    Bunun yanında, “Evren dost canlısı mı?” sorusunun cevabı, yaşamı nasıl yaşayacağımızı da belirler. Eğer evrenin dost canlısı olduğuna inanırsak, hayata karşı pozitif ve umutlu bir yaklaşım benimseriz; bu da daha tatmin edici bir yaşam sürmemize olanak tanır.

    Sizce Evren Dost Canlısı mı ? veyahut sizde ki tanımı nedir ?

    Huri Ç.

  • insan doğası

    08.11.2024 - 15:22

    İnsanlar kalabalıkların içinde dertlerini ve sıkıntılarını biriktirir; lakin yalnız kaldıklarında bunları ,, HAYKIRMAK '' isterler.

    O yüzden sık sık dağ başlarına çıkıp bağırma isteği duyarlar.

    Huri Ç.

  • tarçın kokulu muhabbetler

    08.11.2024 - 15:17

    Hayat, bir testi gibi görünür. Ama gerçek doluluk, içine ne koyduğunla değil, içindekini nasıl paylaştığınla ilgilidir.

    Bu yüzdendir ki;

    Testinin ibriğinden akan, içinde saklı olanı gösterir: Şerbet mi, yoksa zehir mi?

    Huri Ç.

  • tarçın kokulu muhabbetler

    07.11.2024 - 16:22

    teşekkür ederim, yolculuğuma eklediğiniz niyetlerinize, iyi düşünce ile ördüğümüz her şey iyiye dönüşecektir.

    ,, neyi seçersek onu çekeriz, seçimlerimiz belli, güzellikleri çekmeye niyet ile...'' şükürler olsun.

    sevgilerimle,

Toplam 410 mesaj bulundu