Huri Çalışkan Adlı Üyenin Nedir Yazıları - An ...

  • ve öyle işte

    29.08.2025 - 16:02

    yalanın sesi yüksek çıkar çünkü hakikat mikrofona ihtiyaç duymaz

  • ve öyle işte

    29.08.2025 - 16:00

    korku, kapıyı kilitler,
    cesaret, aynı anahtarı çevirir.

  • beyazımsı kalp

    29.08.2025 - 15:55

    ölüm, sevgiyi yenemez;
    çünkü sevgi, mezar taşlarına değil
    sonsuzluğa yazılır.

  • şemsiyesiz kalan çocuklar

    29.08.2025 - 15:54

    insanlık, en çok sustuğu yerde yara aldı.
    adalet, sokak lambalarının altında üşüyen bir çocuk kadar savunmasız kaldı.
    ama umut, hâlâ direnenlerin cebinde,
    çürümeyen tek ekmek gibi sıcak duruyor.

  • seni anlatmak

    29.08.2025 - 15:47

    şimdi sen,
    aşkın gömleğini giymiş bir göçmen kuş gibi
    kokunu bırakıyorsun yol boyu.

    ah sevgilim,
    teninin rengi begonvilin sarhoşluğuna karışmış,
    gözlerimle öpüyorum seni,
    her adımda bir dua,
    her nefeste şükür gibi…

  • seni anlatmak

    29.08.2025 - 15:47

    sana hiç var olmayan hecelerden cümle kuruyordum.

  • ve öyle işte

    29.08.2025 - 15:46

    uzak kentlerin göğünde paslı harfler uçuşuyordu,
    sokak lambaları kendi gölgelerini yiyerek ışıyordu.

  • ve öyle işte

    29.08.2025 - 15:46

    belki de bilimin yanıtlayamadığı tek şey
    bir duygunun kaç ışık yılı sürdüğüdür.

  • Kelimelerin uykusu Kaçtığında

    28.08.2025 - 17:48

    kelimelerin uykusu kaçtığında

    şimdi elimde
    yarısı içilmemiş bir cümle,
    keşfedilmemiş bir kelime,
    kadehin kenarına sinmiş özlem kaldı.

    bazı suskunluklar
    dudaktan değil,
    ruhtan sızar.
    ve ben ne zaman
    bir yudum daha alsam,
    adın ısınır ağzımda.

    sahi,
    biz en son ne zaman
    aynı cümlede kaldık?

    belki de her aşk
    yarım kalmak için yazılmıştı,
    ya da biz
    tam olmayı
    hiç konuşmadık.

  • doğa ananın mektubu

    27.08.2025 - 10:12

    doğanın kucağında sessizliğin huzuru

    insan, doğanın bir parçası olarak yaratıldı.
    şehirler, kalabalıklar, yüksek binalar ve bitmeyen gündemler bize ,, unutturdu” o ilk sesi.
    oysa dağın eteklerinde, nehir kenarında bir taşın üzerine oturduğunda, beden değil, ruh dinlenir önce.

    çünkü doğada hiçbir şey senden bir şey istemez,
    nehrin akışı seni sorgulamaz,
    kuşların sesi seni yarıştırmaz,
    ağaçlar sana kim olduğunu hatırlatmaya çalışmaz,
    ve rüzgâr, yalnızca geçtiğini bildirir, hükmetmez.

    insan bu yüzden huzur bulur orada.
    çünkü orada kendisi gibi olabilir.
    yargısız, sessiz, olduğu gibi.

    dağın eteğinde yankılanan sadece doğa değil,
    kendi iç sesindir.
    şehirde bastırdığın, susturduğun, unuttuğun o ses…
    nehirle birlikte akar sana.
    ve o an anlar, hatırlarız,
    sessizlik, aslında en çok konuşan şeymiş.

    kalbimle.

  • kalemden düşen duygular

    23.08.2025 - 13:42

    En güçlü kelimeler,
    Asla uysal olmaz.
    Asla bir çerçevenin içine sığmaz.
    Tıpkı aşk,
    Tıpkı insanın içindeki o çılgın tutkular,
    Tıpkı bir yazarın, kitabının son cümlesini asla yazmak istememesi gibi.

    Çünkü bazı cümleler yalnızca yazılmak için değil, yaşanmak için doğar.
    Bazı kelimeler sadece seslenmek için değil, hissedilmek için vardır.
    Ve...
    bazı yazılar, ne bir başlangıç ister ne de son…
    Tıpkı bir fısıltının yankıya dönüşmesi,
    Tıpkı bir dokunuşun yangına çevrilmesi gibi...

    kalbimle.

  • ve öyle işte

    23.08.2025 - 13:41

    yönünü kaybettiğinde HARİTA açma,
    sessizleş.
    çünkü içindeki pusula,
    kimseye sormadan seni EVİNE götürür.

    kalbimle,

  • ve öyle işte

    23.08.2025 - 13:40

    Hayat da öyle değil mi?

    Geçtiğimiz her sokak, hayatımıza bir renk bırakıyor.
    Kiminin mavisi kalıyor üstümüzde,
    kiminin yeşili…

    Ve... arkadan usulca sesleniyor mu kelebekler?
    “Rengim sana emanet...”

    kalbimle,

  • sende ki sen

    23.08.2025 - 13:39

    derin zihinlere sıradan kelimelerle ulaşamazsın. bazılarına dokunmak için parlaman gerekir, çünkü sığ sular sesi duyar, derin okyanuslar yalnızca titreşimi hisseder.

    kalbimle...

  • ve öyle işte

    23.08.2025 - 13:38

    kimse sormuyor artık,
    hangi duygunun kökü hangi mevsime uzanıyor…
    herkesin derdi çiçeğin vazosu.

    koklamadan geçiliyor güzel kokuların yanından.
    çünkü koklamak, durmayı gerektiriyor.

    bizse geçerken bakmayı, hızlıca sevip unutuvermesini seçiyoruz.
    aşk dediğin derinlik ister,
    bizse sığ sevinçlerin kolay yolcusuyuz.

    kalbimle.

  • tarçın kokulu muhabbetler

    23.08.2025 - 13:36

    öyle apansız zamanlarda dokunur ki bazen meltem esintisi, kalbinin kanatlarına konup sessizce yerleşir, sevgiliden kalma buse gibi.

    ne mavi, ne turuncu… rengi yok. istanbul’un gün batımlarına çalan koyu, kırmızı, turuncu yanığı belki.

    melekler, ''iyi ki buradasın kadın” der gibi fısıldıyor usulca,

    ve…
    nehirde, ağacından kopan dalla birlikte yaşamın bizi nereye götürdüğünü bilmeden ancak o yolculuğa güvenip ilerleyerek birlikte süzülüyoruz.

    içimin odaları sakince doluyor, şükürle, huzurla, var olduğumu hatırlatan bir dinginlikle.

    hayat dediğimiz şey belki de budur, akışa karışmak, meltemi hissetmek ve olduğun yerde, olduğun hâlde “iyi ki” diyebilmek… iyi ki o halde.

    ve...belki de o “iyi ki”, bütün yolculuğun sebebini tek başına inancı sırtlayan Seyid Onbaşı gibi, kalbin derinliğinde saklı cevabı bilendir.

    kalbimle.

  • hayatın mektubu

    22.08.2025 - 13:50

    “umudum var hâlâ”

    çünkü bu dünya,
    Yaradan’ın paletinden düşen renklerle boyanmış bir tuval...

    bir bak kuşlara,
    göç ederken dahi estetiği taşıyorlar kanatlarında.
    rüzgârın bir ritmi var örneğin,
    ve biz insanlar içimizde bu senfoninin yankısını taşıyoruz.

    kendi ellerimizle
    bu kadar güzel çizilmiş bir resmi nasıl ve neden bozalım.
    zira çirkinlik öğrenilendir,
    ancak güzellik, yaradılışın sesidir.

    bu yüzden çoğaltmalıyız ana duyguları,
    merhameti, aşkı, nezaketi vb.
    yeniden sulamalıyız renkleri,
    yeniden dokunmalıyız dünyaya,
    usulca, sevgiyle, sorumlulukla...

    yoksa yazık olur,
    bir başyapıtın gölgesinde
    kaybolan insanlığa.

    kalbimle...

  • kalemden düşen duygular

    18.08.2025 - 16:41


    iki insan, aynı masada oturur.
    aynı tabaktan yer, aynı yorganın altında uyur.
    ancak bir ömür, birbirlerine hiç rastlamazlar.
    çünkü bakış, göze değil ruha değmediğinde,
    birlikte yaşamak, sadece bambaşka yalnızlıklarda kalmaya alışır.

    ve...sessizlik, en çok da duymayan kulaklara değil,
    anlatmaktan vazgeçen kalplere yerleşir.

    o yüzden sustu sevgi,
    duyulmayan yerde söze değer giydirilmezdi artık.

    kalbimle.

  • tarçın kokulu muhabbetler

    18.08.2025 - 16:32

    herkes duvarlara konuşur bu çağda.
    duvar yıkıldığında ise
    kimse kelimelerini hatırlamaz.

    kalbimle.

  • tarçın kokulu muhabbetler

    18.08.2025 - 16:31

    bir kişi zihninde bir kentin belleğini silince,
    sokaklar değil, insanlar yetim kalır.
    en çok da, kimseye anlatılamayan anılar.

    kalbimle.

  • tanımlamada ki özne

    18.08.2025 - 12:01

    aynı satırda...

    buluşmalar vardır, kitap sayfaları gibidir,
    önce bir cümle çarpar gözünü,
    sonra o cümle bir hikâyeye dönüşür.

    insan anlar ki…
    hayat rastlantı değil,
    aynı satırda buluşmayı bekleyen iki kalbin niyetidir.

    kalbimle.

  • tarçın kokulu muhabbetler

    18.08.2025 - 10:40

    ikili ilişkiler üzerine düşünürken, Nazım’ın o derin cümlesi geldi aklıma:
    ,, Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da…''
    belki de mesele kusur aramak değil, yürekte buluşabilmek.

    sanki Shakespeare’in ,, ölmek ya da ölmemek, işte bütün mesele bu'' sözündeki gibi…
    ancak aslında ölmekten ya da yaşamaktan öte,
    kalbin yaşayıp yaşamadığıdır belki de tüm mesele.

    ,, aşk, sahip olmak değil, birlikte var olmaktır.''
    Gibran'ın sözünde de geçtiği üzere…
    çünkü bazen biri seni içeri buyur ederken,
    diğeri ise kapıda bekletir;
    ne kapısından içeri girebilirsin, ne de seni yollar.
    ancak bu kusur değil, yalnızca frekansların farklı ritmidir.

    ve… ritimler uymadığında,
    melodilerden rahatsız edici sesler duyma olasılığı bu yüzdendir.

    sonuç olarak;
    insanı ayrıştıran din, dil, ülke değil,
    onun penceresinden nasıl gördüğüdür.
    işte buna birliktelik deniyor…

    velhasıl ,, Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da,
    hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
    bütün iş Tahir’le Zühre olabilmekte,
    yani yürekte.''

    yani olabilmekte…

    ve akılda tutmak gerekir:
    en gerçek buluşmalar, iki kalbin aynı anda
    ,, ben buradayım'' dediği anda başlar.

    kalbimle...

  • tarçın kokulu muhabbetler

    16.08.2025 - 17:30

    En güçlü kelimeler,
    Asla uysal olmaz.
    Asla bir çerçevenin içine sığmaz.
    Tıpkı aşk,
    Tıpkı insanın içindeki o çılgın tutkular,
    Tıpkı bir yazarın, kitabının son cümlesini asla yazmak istememesi gibi.

    Çünkü bazı cümleler yalnızca yazılmak için değil, yaşanmak için doğar.
    Bazı kelimeler sadece seslenmek için değil, hissedilmek için vardır.
    Ve...
    bazı yazılar, ne bir başlangıç ister ne de son…
    Tıpkı bir fısıltının yankıya dönüşmesi,
    Tıpkı bir dokunuşun yangına çevrilmesi gibi...

  • seni anlatmak

    16.08.2025 - 17:23

    Nasıl Anlatılır Ki?

    Dışarıda hava buz gibiymiş de,
    Üzerine bu da yetmez gibi ıslanmışsındır…
    Ama avuçlarında buram buram tarçın kokusu,
    Soba karşısında gülüşlerinle salep yudumlarken,
    İçini ısıtanım der gibi bir tanımdır kendileri…

Toplam 617 mesaj bulundu