Gökyüzü geniş, hayat kısa, hayaller sonsuzken yol özgürlüktü. Yol dostluktu, maceraydı; sonsuz olasılığın toplamı, yaşamın kaynağıydı. Yolun sonunda aşk vardı, söz vardı, ses vardı; başlangıçlar hep şen, hep heyecanlıydı. Hızla giden bir arabanın dikiz aynasına yansıyordu hayatın anlamı, öyle bir şey varsa tabii;
tan kızıllığında, gecenin bağrında, bir dostun yanı başında.
Hareket halinde olan için ölüm yoktu, tasa yoktu; devinim vardı sadece. Yıldızların altında, hızla giden arabaların arka koltuklarında, kaçak atlanan tren vagonlarında, çadırlarda, barakalarda, uzak diyarlarda yaşam vardı ve yaşam kutsaldı. Yüreklerindeki coşkuyu daracık dünyaya sığdıramayanlar, yollarda şahlandı. Nereye olursa... Kıvrak ve neşeli bir caz melodisi gibi, çılgınlıktı hepsi ve tüm gerçekler, hızla giden bir aracın tekerleklerini öpen asfalt misali önlerine seriliverdi.
Yaşam yazılacak bir şiirdi ve beklemezdi.
Artık hiç kimse karşılıksız hiçbir şey yapmıyor. Dinler bile, sanatlar bile, felsefeler bile kazanç üzerine kurulu. İnsani çalışmalar, karşılığının istinasız ödenmesi beklenilen çeklerdir.
Tanrı bile dualar ve kurbanlar vasıtasıyla istiyor ücretini ve ödemeyenler için özel olarak hazırlanmış ebedi cehennem hapishanesi var.
Sorsan ikimiz de maviydik; ama birimiz deniz, birimiz gökyüzü..
Anlatabildim mi?
Sen gökyüzüsün;
Dilediğince uçar, nefes alırsın, bulutlanırsın zaman zaman..
Ben denizim; gelgitleri olan, dipsiz ve tehlikeli..
Bana diyorsun ki, aşık mısın?
İmkansız bu aşk..
Ne gökyüzü sevebilir denizi.
Ne deniz kavuşabilir gökyüzüne...
SS
Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir. Gerçekten de Reis herkese istediği kadar toprak veren cömert biridir. Pahom’a “Sabah güneşin doğuşundan batışına kadar katettiğin bütün yerler senin fakat güneş batmadan yeniden başladığın yere dönmen lazım.” der. “Yoksa bütün hakkını kaybedersin.” Pahom güneşin doğuşuyla beraber başlar yürümeye. Tarlalar, bağlar, bahçeler geçer. Tam geri dönecekken gördüğü sulak bir araziyi es geçemez. Şu bağ, bu bahçe derken bakar ki güneşin batmasına az kalmış. Koşar, koşar, ama kesilir takâti. Halsiz adımlarla yürümeye devam ederken, Pahom’un burnundan kanlar damlamaya başlar. Tam başladığı noktaya yaklaşmışken, bir an yığılır yere ve bir daha kalkamaz…
Reis olanları izlemektedir. Çok kereler şahit olduğu olay yeniden vuku bulmuştur. Adamlarına bir mezar kazdırır. Pahom’u bu mezara gömerler. Reis Pahom’un mezarının başında durur şöyle der: “Bir insana işte bu kadar toprak yeter!” Mütemadiyen biriktirmek istiyoruz. Yiyemeyeceğimiz kadar erzak, giyemeyeceğimiz kadar kıyafet, kullanamayacağımız kadar eşya, oturamayacağımız kadar ev… Gözlerimiz midelerimizden, arzularımız ihtiyaçlarımızdan daha büyük…
Ve insan yaşlandıkça besler, gençleştirir arzularını. Biriktirdikçe hayata olan bağlarını artırır. Öyle bağlanır ki hayata, bir gün bu diyardan göçüp gideceği fikri zamanla yitip gider aklından…
Tüketmeye de çok meraklıdır insan. Biriktirdiği paranın, eşyanın, malın-mülkün yanında zaman tüketir, söz tüketir… Benlik biriktirirken, benliğini tüketir…
Gören bir gözü, tutan bir eli, yürüyen bir ayağı satın alamayacak ve kaybedince tekrar sahip olamayacak kadar aslında fakiriz hepimiz.
Birileri eksiklerini görmüş demek ki, anlam veremeyeceğim şekilde bazı paylaşımlar siliniyor. Bu duruma olur mu öyle şey diyenler de çıkar :)) Yine de pes etmemek lazım!
"Sansür yok," diye gururlanıyor kültür bakanı, halkın büyük çoğunluğuna fiyatları yüzünden ya da okuma yazma bilmedikleri için kitapların yasak olduğu ülkelerde.
Kırklareli'nden Diyarbakır'a kadar mecburiyetten bir kısmı vapur aktarmalı olsa da, "üç" günlük tren yolculuğunu denemeni tavsiye etmem :)) BeaTNiK'lere selam olsun...
Rakı, Kebap ve Şalgam
11.07.2019 - 10:57Beattim
11.07.2019 - 10:39Fark ettim ki, ne yaparsanız yapın hepsi bir zaman kaybı olmaya mahkum.
O yüzden delirseniz de olur.
Jack Kerouac
Beattim
11.07.2019 - 10:36Gökyüzü geniş, hayat kısa, hayaller sonsuzken yol özgürlüktü. Yol dostluktu, maceraydı; sonsuz olasılığın toplamı, yaşamın kaynağıydı. Yolun sonunda aşk vardı, söz vardı, ses vardı; başlangıçlar hep şen, hep heyecanlıydı. Hızla giden bir arabanın dikiz aynasına yansıyordu hayatın anlamı, öyle bir şey varsa tabii;
tan kızıllığında, gecenin bağrında, bir dostun yanı başında.
Hareket halinde olan için ölüm yoktu, tasa yoktu; devinim vardı sadece. Yıldızların altında, hızla giden arabaların arka koltuklarında, kaçak atlanan tren vagonlarında, çadırlarda, barakalarda, uzak diyarlarda yaşam vardı ve yaşam kutsaldı. Yüreklerindeki coşkuyu daracık dünyaya sığdıramayanlar, yollarda şahlandı. Nereye olursa... Kıvrak ve neşeli bir caz melodisi gibi, çılgınlıktı hepsi ve tüm gerçekler, hızla giden bir aracın tekerleklerini öpen asfalt misali önlerine seriliverdi.
Yaşam yazılacak bir şiirdi ve beklemezdi.
Yolda, Jack Kerouac
Kendi Kendime Dedim ki
11.07.2019 - 10:28Bir şekilde bu aşkı içimde halledemiyorum!
Müzik Dinleyerek Yürümek
11.07.2019 - 10:24günün tavsiyesi
11.07.2019 - 08:37Beattim
10.07.2019 - 20:15Artık hiç kimse karşılıksız hiçbir şey yapmıyor. Dinler bile, sanatlar bile, felsefeler bile kazanç üzerine kurulu. İnsani çalışmalar, karşılığının istinasız ödenmesi beklenilen çeklerdir.
Tanrı bile dualar ve kurbanlar vasıtasıyla istiyor ücretini ve ödemeyenler için özel olarak hazırlanmış ebedi cehennem hapishanesi var.
Bitik Adam, Giovanni Papini
üç şey
10.07.2019 - 20:11Akıldan başka gücüm, ölülerden başka dostum, kitaplardan başka zevkim yok.
Sonra dedim ki
10.07.2019 - 20:06ne içiyorsan aynısından...
Birine Seslenin
10.07.2019 - 20:05Sevgiye ihtiyacım vardı. Elimin üzerinde bir el hissetmek, dinlenilmek ve dinlemek istiyordum.
Bitik Adam, Giovanni Papini
cigaralık
10.07.2019 - 15:50Cigaralık bir şarkı...
günün tavsiyesi
10.07.2019 - 15:09Beattim
10.07.2019 - 13:23Ben düşünmekten yoruldum, benim yerime de düşünür müsün? Benim yerime ilgilenir misin insanlarla, yalanla, ihanetle, yalnızlıkla? Geceleri birdenbire bastıran sağanak yağışlı korkuları alır mısın yamacımdan? Gündüz gözüyle sevemiyorum kimseyi. Yüreğimdeki bu düğümü çözebilir misin?
Zen Kaçıkları, Jack Kerouac
Birine Seslenin
10.07.2019 - 09:40Sorsan ikimiz de maviydik; ama birimiz deniz, birimiz gökyüzü..
Anlatabildim mi?
Sen gökyüzüsün;
Dilediğince uçar, nefes alırsın, bulutlanırsın zaman zaman..
Ben denizim; gelgitleri olan, dipsiz ve tehlikeli..
Bana diyorsun ki, aşık mısın?
İmkansız bu aşk..
Ne gökyüzü sevebilir denizi.
Ne deniz kavuşabilir gökyüzüne...
SS
Bir Hikaye Anlat
10.07.2019 - 09:34Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir. Gerçekten de Reis herkese istediği kadar toprak veren cömert biridir. Pahom’a “Sabah güneşin doğuşundan batışına kadar katettiğin bütün yerler senin fakat güneş batmadan yeniden başladığın yere dönmen lazım.” der. “Yoksa bütün hakkını kaybedersin.” Pahom güneşin doğuşuyla beraber başlar yürümeye. Tarlalar, bağlar, bahçeler geçer. Tam geri dönecekken gördüğü sulak bir araziyi es geçemez. Şu bağ, bu bahçe derken bakar ki güneşin batmasına az kalmış. Koşar, koşar, ama kesilir takâti. Halsiz adımlarla yürümeye devam ederken, Pahom’un burnundan kanlar damlamaya başlar. Tam başladığı noktaya yaklaşmışken, bir an yığılır yere ve bir daha kalkamaz…
Reis olanları izlemektedir. Çok kereler şahit olduğu olay yeniden vuku bulmuştur. Adamlarına bir mezar kazdırır. Pahom’u bu mezara gömerler. Reis Pahom’un mezarının başında durur şöyle der: “Bir insana işte bu kadar toprak yeter!” Mütemadiyen biriktirmek istiyoruz. Yiyemeyeceğimiz kadar erzak, giyemeyeceğimiz kadar kıyafet, kullanamayacağımız kadar eşya, oturamayacağımız kadar ev… Gözlerimiz midelerimizden, arzularımız ihtiyaçlarımızdan daha büyük…
Ve insan yaşlandıkça besler, gençleştirir arzularını. Biriktirdikçe hayata olan bağlarını artırır. Öyle bağlanır ki hayata, bir gün bu diyardan göçüp gideceği fikri zamanla yitip gider aklından…
Tüketmeye de çok meraklıdır insan. Biriktirdiği paranın, eşyanın, malın-mülkün yanında zaman tüketir, söz tüketir… Benlik biriktirirken, benliğini tüketir…
Gören bir gözü, tutan bir eli, yürüyen bir ayağı satın alamayacak ve kaybedince tekrar sahip olamayacak kadar aslında fakiriz hepimiz.
Official Video
10.07.2019 - 09:25günün tavsiyesi
10.07.2019 - 09:20Beattim
10.07.2019 - 08:47Günaydın, bu terime çok yakıştı bu parça...
Beattim
09.07.2019 - 19:13Eğer kelebekleri tanımak istiyorsam iki üç tırtıla da katlanmak zorundayım"
Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupéry
Beattim
09.07.2019 - 14:36Birileri eksiklerini görmüş demek ki, anlam veremeyeceğim şekilde bazı paylaşımlar siliniyor. Bu duruma olur mu öyle şey diyenler de çıkar :)) Yine de pes etmemek lazım!
"Sansür yok," diye gururlanıyor kültür bakanı, halkın büyük çoğunluğuna fiyatları yüzünden ya da okuma yazma bilmedikleri için kitapların yasak olduğu ülkelerde.
Biz Hayır Diyoruz, Eduardo Galeano
Beattim
09.07.2019 - 14:17Kırklareli'nden Diyarbakır'a kadar mecburiyetten bir kısmı vapur aktarmalı olsa da, "üç" günlük tren yolculuğunu denemeni tavsiye etmem :)) BeaTNiK'lere selam olsun...
Beattim
09.07.2019 - 11:10:))
Kendini mizah duygusundan yoksun bırakma, çünkü gülmek her şeye olumlu yanaşmana yardımcı olur.
Sinestezya, Jeffrey Moore
günün tavsiyesi
09.07.2019 - 09:53Vodka&Vişne
Beattim
09.07.2019 - 09:33Bu gemi kaptanın gemisi :))
Tepedeki çimenlikte
Yalınayak dolaşarak
Yemyeşille masmavinin
Ortasında uzanarak
Hayaller kurarak
Rüzgara savurarak
Vazgeçmek birdenbire
Herşeyden vazgeçmek
Tepedeki çimenlikten
Seyreylemek şu alemi
Küçülmüş ufacık olmuş
İnsanların alemi
Bir buluta tutunup
Bir kuşun kanadına takılmak
Vazgeçmek birdenbire
Herşeyden vazgeçmek
Sadece gökyüzü
Sadece deniz
Sadece sen ve ben
Sadece sevgi
Hepsi bu
Toplam 455 mesaj bulundu