Ben mi? "ZERRENİN ZERRESİYİM".
Ben mi? "ZERRENİN ZERRESİYİM".
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Bülent Arkan Nedire Yazılan Yorumlar Sayfası
30 Ocak 2025 Perşembe - 20:48:54
Sonra dedim ki
17.10.2019 - 01:43Çorak topraklara umut ekmişim
Börtü böcek yemiş tüm tohumları
Boş hayal uğruna neler çekmişim
Umutsuzluk sarmış tüm yarınları
şiir
04.07.2019 - 02:41DERTTİR BAŞIMDA BENİM
Yüreğim ter içinde tenim kuru ayazda
Mısralara düşeli içim dışımda benim
Duygumu saklayamam geveze dil avazda
Öksüz kalan heceler ağlar döşümde benim
Hafızamı zorlayan yüreğim beyan eder
Kalemdeki mürekkep sırrımı ayan eder
Gönül gözüm kapasam ahretim ziyan eder
Sözcüğün şeddelisi sancır dişimde benim
Uykulardan uyarıp düşündürür usumu
Dilimden dökülenler depreştirir hasımı
Kendimle kavgalıyım kimse bilmez yasımı
Muhataba kelamım derttir başımda benim...
Bülent ARKAN. Temmuz 2019
günaydın
04.07.2019 - 02:37GÜNAYDIN
Ne güzeldir uykuya huzurlu dalabilmek
Yeniden doğuşunda nefesin alabilmek
Tazecik yeni günde yaşıyor olabilmek
Gözün perdesin açıp Güneş'i görebilmek
Ne güzeldir yürüyüp bahçeye inebilmek
Ektiğin çiçeklerli okşayıp sevebilmek
Toprağın mükafatı ürünü derebilmek
Verilen nimetlerle kahvaltı edebilmek
Ne güzeldir pınarın suyunu içebilmek
Avuç dolusu suyla yüzünü yuyabilmek
Sevdiğin insanlarla birlikte gülebilmek
Günaydın diyeceğin birini bulabilmek...
Bülent Arkan
istanbul
12.06.2019 - 01:43İSTANBUL
Roma, Latin, Osmanlı hepsi sende demlenmiş
Yüz yirmi imparator toprağından yemlenmiş
Üç büyük din gelişmiş Hakk nuruyla ünlenmiş
Resulullah müjdesi sırrı kadim İstanbul
İnsanlık tarihinin medeniyet beşiği
İstanbul'a sevdalı ay ve güneş ışığı
Geçmişten geleceğe milyarların aşığı
İnsanlığın rehberi ehli hadim İstanbul
Taşı toprağı altın minareler sır kalem
İbadet dergahında kubbeyi süsler alem
İki kıta'ya köprü ona hayran el alem
Haçlının üzüntüsü benim şad'ım İstanbul
Nice eserler var ki her biri akla hitap
Bedeli çokça ağır kanla yazılmış kitap
Ehliyetsiz ellerde bazen düşse de bitap
Süzülen masumluğun tuzum tadım İstanbul
Toprakta yüzen gemi yedi düvele küpe
Fatihin toplarıyla delinmiş surlu cepe
Yedi tepe demişler hedefi yetmiş tepe
Türklüğüm soy ağacım sense ad'ım İstanbul...
Mayıs 2019 Bülent ARKAN
serbest kürsü
23.01.2017 - 01:25Vuslat
Sana selam getirdim, erenler otağından
Hatıralar topladım, dağından ovasından
Elimde çiçeklerim, kırından bayırından
Sevgiyle bakıyorum, hislerin aynasından
Öyle bakma bir tanem, kendimden geçiyorum
Sana kavuşmak için, ya sabır çekiyorum
Sakın damla akmasın, gözünün pınarından
Alnımda çiy damlası, suyun öz kaynağından
Ben seni görüyorum, çiydeki yakamozdan
Bir damlada gör beni, akan göz yaşlarımdan
Öyle bakma bir tanem, kendimden geçiyorum
Sana kavuşmak için, ya sabır çekiyorum
Menbağından topladım, elim çiçek tarlası
Bakınca göreceksin, göz hissimin aynası
Dışım böyle görünür, içim sevgi deryası
Sana armağan olsun, yüreğimin odası
Öyle bakma bir tanem, kendimden geçiyorum
Sana kavuşmak için, ya sabır çekiyorum
Yuvasız kuşlar gibi, dağlar bayırlar aştım
Nefsimi yuğmak için, yıllar boyu uğraştım
İşte böyle cananım, koşup sana ulaştım
Vuslatın ırmağından, girdaplı suyu aştım
Öyle bakma bir tanem, kendimden geçiyorum
Sana kavuşmak için, ya sabır çekiyorum...
Nisan 2016 Bülent ARKAN
Vatan Sevgisi
15.06.2016 - 23:45VATAN UĞRUNA
Yıllardır yıprandık çok yara aldık
Eller Ay'a çıktı biz yaya kaldık
Dünya çalışırken biz seyre daldık
Kendine gelinsin VATAN UĞRUNA
Sabreden murada erermiş dedik
Azıcık kazandık anında yedik
Vergiyi topladık faize verdik
Yerinde harcansın VATAN UĞRUNA
Kimimiz ağladık kimimiz güldük
Sözde vatan sevdik özde çürüdük
Para olmaz ise çalınmaz düdük
Can dişe takılsın VATAN UĞRUNA
Üç beş hain deyip gülerek geçtik
Sırtımız duvarda özel yer seçtik
Yaramız kaşındı eştikçe eştik
Yaralar sarılsın VATAN UĞRUNA
Kimi darbe yaptı zorla nam saldı
Dürüst biriktirdi hırsızlar çaldı
Çoğunun günahı mahşere kaldı
Hesaplar sorulsun VATAN UĞRUNA
Tez elden aşılı fidan dikilsin
Dibi temizlensin ot üremesin
Sorumluluk bilen nesil yetişsin
Gülümüz derilsin VATAN UĞRUNA
Atamız ne yapmış araştırılsın
Her köşe bucağa ulaştırılsın
Geçmişle gelecek kaynaştırılsın
Özümüz sevilsin VATAN UĞRUNA
Milleti yaşat ki devlet yaşasın
Nerde çözüm varsa orda koşasın
Herkes bildiğince işe yarasın
Çalışıp üretsin VATAN UĞRUNA
Terör sona ersin sussun silahlar
Piyonlar ölürken sefada şahlar
Fayda vermez bize çekilen ahlar
Kılıçlar çekilsin VATAN UĞRUNA...
Haziran 2016. Bülent ARKAN...........
denizli
06.04.2016 - 14:47DEN
Köyümde, ellialtıda doğmuşum
Gözüm mavi imiş, sarışın saçım
Kuzularla olmuş, benim yarışım
Kuzular gibiydi, başı aktı den
Biraz tombişçeydi, yüzü paktı den
On yaşında, işçi gibi çalıştım
Okullarda, emsalsizle yarıştım
Yokuşun sonunu, iniş sanmıştım
Çocukluğu, dik yokuşa saldı den
Genç olmadan,erken oldu yaşlı den
Yirmisinde, gurbet elde eridim
Gündüzleyin çalış, gece eğitim
Uyumamak için, çürüttüm etim
Anarşi belası, gelip çattı den
Gençlik yaşamadan, uçup gitti den
Otuzunda, çol çocuğa karıştım
Kırk yıl oldu, dünya için çalıştım
Farketmeden, bu düzene alıştım
Ellisinde sırra erdi, yandı den
Geç olmadan,zararından döndü den
Atmış yıldır, sular gibi akarım
Engine süzülür, orda yatarım
Doludan boşaltır, boşa katarım
Hayatını dolu dolu, seçti den
Şafak vakti kuşlar, gibi uçtu den
Gider gider, kabristanı yoklarım
Döner döner, hoş yuvayı beklerim
Bunca yıldır, bir armağan saklarım
Armağanı, bu dünyada candı den
Tüm seviler, mahşer ele kaldı den...
Mart 2016.Bülent ARKAN.... (Den= Deyin)
11 li hece kalıbı
yorum
06.04.2016 - 14:40YORUM
Doğunca serüvenime başlıyorum
İlk şaplağı köy ebesinden yiyorum
El ayak düzgünlüğü için sıkıca kundaklanıyorum
Dışım ipek kozası ben sarmalanıyorum
Kundakla sarılı bedenim sıkılıyorum
Küçülüyorum
Yalancı meme ilk oyuncağımı alıyorum
Lokuma batırıp tutturmuşlar ağzıma oyalanıyorum
O zaman boşa kürek çekmeyi öğrendiğimi anlıyorum
Uzağımdaki yalancı memeye uzanıyorum
İlk mesafeyi böyle katediyorum
Emekliyorum
İlk taytay yürüdüğüm gün alkışlanıyorum
Beşiğimi örümcek yapıyorum
Beşiği sıyırtlayıp yürüyorum
Yürüyorum ve galiba büyüyorum
İlk tokadı altı yaşında birinci sınıfta yiyorum
Okul temizliği için okula süpürge götürmüyorum
Ot süpürge yüzünden dayak yiyorum
Esat öğretmenimin tokatıyla buluşuyorum
Geriliyorum
Yedi yaşımda tütünle tanışıyorum
Gece 12 den sonra tarlada tütün kırıyorum
Devlet eliyle üretilen zehire katkı sağlıyorum
Ben ise büyüyorum
Bir sürü gerekli gereksiz şey öğreniyorum
Hem çalışıyor hem okuyorum
On altı yıl okuyup adam olmaya çalışıyorum
Adam olduğumu sanıp işe giriyorum
Her işten anlıyorum
Desem de; aslında öğreniyorum
Bu arada evleniyorum
Yirmiyedisinde askere alınıyorum
Kısa dönem askerlik yapıyorum
Heykel inşaatında çalışıyorum
Güya askerlik yapıyorum
Ateş etmeyi bilmiyorum
Çavuş oluyorum
Askerlik bitiyor işime dönüyorum
Çalışıyorum çabalıyorum
Ev kirasını bile zor ödüyorum
Bu arada baba oluyorum
Çay kaşığıyla kazanıp kepçeyle harcıyorum
Özal dönemi yetişiyor imdadıma, sözleşmeli oluyorum
Borçlarımı ödemeden krediyle tanışıp ev alıyorum
Yeniden borçlanıyorum
Borçlarımı ödemek için,emekli oluyorum
Emekliyorum
Borçlarımı ödeyip rahata kavuşuyorum
Emekli maaşım yetmiyor yeniden borçlanıyorum
Yeniden çalışmaya başlıyorum
Çok şükür diyorum
Ama yetiremiyorum
Kalp damarlarım tıkanıyor yoruluyorum
Dört stent taktırıyorum
Çalışmayı bırakıyorum
Geriye bakıyorum
Şiir yazıyorum, şükrediyorum
Mucize gibi, hala yaşıyorum
Ya da öyle sanıyorum
Galiba yaşamıyorum
Doğduğum gün serüvene başlıyorum
Farkına varıyorum
Yaşamadan yürüyorum
Ölüme koşuyorum
Saniyeleri harcıyorum
Herkes gibi ölüyorum...
....2015
Bülent Arkan
Araf
06.04.2016 - 14:29ARAFTAYIM
Geçmişimi düşünürken geleceğimi gördüm rüyamda,
Sol tarafımda geçmişimi, sağımda geleceğimi gördüm.
Yağlı bir urgan germişlerdi cennetle cehennem arasına,
Aralıklı atılmış kör düğümlere basarak ilerledim Araf'ta.
Solumda günahlarım,sağımda sevaplarım göründü,
Annem çıkageldi sağıma, birden melekliğe büründü.
Ne zaman soluma yalpalasam melek tuttu elimden,
Tam düşmek üzereydim ki, beni yakaladı belimden.
Haykırarak uykudan uyandım ki odamda yataktayım,
Geleceğime yön çizdim, yapabilirmiyim ki,meraktayım.
Ben çoktan uyandım amma, beynimle hala rüyadayım,
Nerede olduğumu bilmiyorum, Sanıyorum ARAFTAYIM...
Sanıyorum ARAFTAYIM.
12,11,2014
Bülent Arkan
DENİZLİ SERİNHİSAR YÜREĞİL KÖYÜ
28.03.2016 - 15:28YÜREĞİL BENİM KÖYÜM
Bindörtyüzelli'lerde göçüp oğuz boyundan
Anadoluya gelmiş öz Türk'lüğün soyundan
Yörük imiş aslımız sürüleri koyundan
Yüreğil köyüdür aslımız can damarımız
Oğuzdan gelip yörük temel atmış köyüme
Alimler yetiştirmiş ışık saçmış çevreme
Millete hizmet için her birisi her yerde
Yüreğil köyüdür aslımız, can damarımız
Dağı, ovası, yaylaları her şeyi başka,
Bağı, bahçeleri işlenir azimle aşkla
Köyümün tarihi temizdir söylenmez keşke
Yüreğil köyüdür aslımız, can damarımız
Türklük sevdası yoğrulu Yüreğil'in özü,
Yüreğil'dedir çevredeki herkesin gözü,
Mertliktir mayamız,yiğitçe söyleriz sözü
Yüreğil köyüdür aslımız, can damarımız
Oyumca çevresinde yayılır yaylaları
Vadilere inince gonca üzüm bağları
Dört yanına dizili sarp ve yüce dağları
Yüreğil köyüdür aslımız, can damarımız
Namı değer yeşillik güzel Bekirtepesi
Güzel sesli kekliğin duyuluyor neşesi
Temiz güzel havası dolduruyor nefesi
Yüreğil köyüdür aslımız, can damarımız
Ayakların altında yemyeşildir ovası
Üzümü şırasıyla dolar pekmez kovası
Yiğit insanlarının alnındadır aynası
Yüreğil köyüdür aslımız, can damarımız
Yüreğil'de insanlar işle güçle yoğrulur
Kızlar ile evlerde halı kilim dokunur
Gece sohbeti ile gam-ı keder yok olur
Yüreğil köyüdür aslımız, can damarımız
Dağlarından suları tilki çayından akar
Yiğidi harman döver ekinin tozu yakar
Güzeldir insanları asla düşünmez çıkar
Yüreğil köyüdür aslımız, can damarımız
Cehaletle savaşa köyümden yön verilmiş
Nice körpe beyinler gurbete gönderilmiş
Körpe beyin azimle kendini yetiştirmiş
Yüreğil köyüdür aslımız, can damarımız
Köyüme elçi gelmiş hocama Ankara'dan
Meclise gönderilmiş duayla arkasından
Ankara'nın şerefi ilk vekil Hasan Tokcan
Yüreğil köyüdür aslımız, can damarımız
İlim yuvası köyüm, hem de yiğidin hası
Bilekleri bükülmez çokça güçlüdür kası
Yüzlerce alimiyle gurur duyar atası
Yüreğil köyüdür aslımız, can damarımız
13 ocak 2016...Bülent ARKAN
Bu şiir 14 lü hece kalıbıyla yazılmıştır.
YÜREĞİLLİ OLMAK BİR AYRICALIKTIR
Acıpayam ovasına tepeden bakan ilk yerleşimi yamaçlarda olan ama daha sonra çok azda olsa düzlüklere, verimli topraklara doğru yerleşime açılmış Kuzeyinde yaylaları,batısında bekir tepesi, güneyinde Acıpayam ovası,doğusunda Sanat kültür ve medrese eğitimiyle yüz yılladır cevresine ışık saçan Yatağan kasabasının bitişiğinde bulunan yaklaşık 200 haneli bir köydür benin köyüm. Türkiye genelinde meydana gelen dejenerasyondan çok az etkilenmiş asla bozulmamış bir köydür Yüreğil köyü, hala çok özel ve güzel insanlar yaşamaktadır.
1450 yılında 6 hane olarak kurulan köyümüz Oğuz'un 24 kolundan bir tanesi olup anadolunun çeşitli bölgelerine yerleşmiş 40 ın üzerinde Yüreğil köyü bulunmaktadır. Milli mücadele döneminde Acıpayam ve havalisinde etkin bir rol alarak halkın örgütlenmesinde Türk bağımsızlık savaşı boyunca iç ve dış düşmanlara karşı çalışan ve çarpışan örgütlenmiş sivil ve askeri bir bir güç olan Kuvayı milliye ye destek sağlanmasında önemli faaliyetlerde bulunan Yüreğillilerin bu faaliyetleri ve bu konuya öncülük eden (Hasan Hilmi Tokcan) Garbi Karaağaç müftüsü Yüreğilli Hasan efendi hocanın gösterdiği performans, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından da farkedilmiş, Atatürk tarafından Çeşitli testlere tabi tutulmak suretiyle (Gönderdiği istihbarat elemanlarıyla ceşitli vaatlerde bulunmak suretiyle işgal devletleri lehine faaliyetlerde bulunması teklif edilmiş, bu teklif karşısında şiddetli bir direnç gösteren Hasan efendi hoca Ankaraya çağrılmış,ancak ne amaçla Ankaraya çağırıldığı bilinmediğinden bu durum köy halkında bazı endişelere yol açmış, bütün köy halkı köy meydanında toplanmak suretiyle Hasan efendi hocayı göz yaşlarıyla uğurlamışlardır. Köy halkının asıl endişesi Atatürk'ün hocaların başını kestirdiği yönünde yayılan yalan ve yanlış dedikodulardan kaynaklanmıştır. O kadar endişe edilmiştir ki Hasan efendi hocanın dini kitapları dahi torağa gömülerek ortadan kaldırılmıştır.) vatan hainleriyle gerçek müslüman ve önderlerin ayırımını iyi yapan Atatürk tarafından güvenilir bir önder olduğu kanaatine varıldıktan sonra Sivas kongresine davet edilerek katılımı sağlanmış ve İlk mecliste milletvekilliği görevi ile ödüllendirilmiştir. Bu özellikte ve güzellikte olup aramızdan ayrılarak hakkın rahmetine kavuşmuş olan tüm geçmişimize Allah'tan rahmet diliyorum.Allah onlardan razı olsun. Mekanları cennet olsun.
Köyümüzün bir başka özelliği ise 1900 lü yılların başında Acıpayam ve çevresinde okuma yazma oranının çok düşük olduğu 3-5 kişinin okuma yazma bildiği bir dönemde ilk olarak 1907 yılında Ali Vehbi hoca ve Hasan Efendi hocanın gayretleriyle Köy halkı tarafından imece usulüyle köy nüfusunun çok üstünde talebenin eğitim ve öğretim görebileceği büyüklükte bir okul yapılarak eğitim ve öğretime başlanmış olmasıdır.(ilk öğrencileri arasında Rahmetli Hüseyin Cahit Arkan dedem de bu okuldan mezun olduktan sonra hem arap harfleri hemde latin harfleri döneminde öğretmenlik yapmış cevre köylerde okul yapımı faaliyetlerine öncülük etmiş ve eğitim öğretimin yaygınlaşmasına katkıda bulunmuş, çeşitli dergilerde yazıları yayımlanmıştır.) Yüreğil köyünde yaşayanların kendi imkanlarıyla yaptıkları bu okulun çevre köylerdeki öğrencilerin de yoğun ilgisiyle karşılaşması üzerine çevre köylerdede okul yapımına neden olmuş adete model okul olmuştur.
Gelenek ve göreneklerine oldukça bağlı kalan köyümüzde Yaklaşık 600 yıldır kurulduğu tarihten buyana uygulanagelen adetleri bulunmaktadır. Bunlardan bir taneside çörek dağıtımı dolayısıylada toplanması hadisesidir. Dini bayramlarda arefe günü sabah namazından sonra daha önceden hazırlanmış olan yüz yıllar öncesinde bişi,cörek,börek olarak dağıtılan günümüzde ise çocukların daha çok rağbet ettiği çikolata,şekerleme türleri dağıtılmakta, (çocukluğumda çörek derme gününün dolayısıyla bayramların gelmesini nasıl dört gözle beklediğimi, o çörek kesesini hiç elimden düşürmediğimi hatırladığımda bu adetin hiç bir zaman bitmemesi gerektiğini ve bu geleneğin diğer köylerde de yaygınlaştırılması gerektiğini hep düşünmüşümdür.) Bütün çevre köylerin çocukları en güzel kıyafetlerini geceden hazır etmek suretiyle sabah ezanından sonra köy meydanında toplanarak hep birlikte çığlıklar atarak çörek derme faaliyetlerini gerçekleştirmekte, yılın en güzel gününü yaşamış olmanın edası ve yorgunluğuyla huşu içinde uykuya dalmaktadırlar. Bu ne güzel bir gelenektir böyle, başka örnekleri varmıdır bilemiyorum. Çörek dağıtmanında en az benim çocukluğumda çörek dermekle eriştiğim mutluluğu aratmayacak kadar özel ve güzel bir tarafı olduğundan eminim.
Hala bu gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlı çevresinde en yüksek oranda okuma yazma, yüksek tahsil ve bilim adamına sahip Yüreğil köyü halkına saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
ORDA BİR KÖY VAR UZAKTA, GİTMESEKTE, GÖRMESEKTE O KÖY BİZİM KÖYÜMÜZDÜR.
Vatan Sevgisi
23.03.2016 - 00:43VATAN SEVGİSİ
O ne yüce bir sevgidir ki, çıkarlara dayanmaz
Hava, su ile topraktandır, o olmadan yaşanmaz
Canın cananı, sevdasıdır, ondan ala yar olmaz
Okyanus tabanı kadar derindir, VATAN sevgisi
Maksadın onu korumaksa sorgu sual sorulmaz
Vatan kutsal cennetimizdir, yaşamaya doyulmaz
Bütün yükümüz üstündedir, tepinsekte yorulmaz
Everest tepesi gibi yüksektir, VATAN sevgisi
Vatan kutsalsa eğer, emanete ihanet olmaz
Sakın ola ki fırsat verme, hainin gözü doymaz
Düşmanlar haine el verir, bize nefes aldırmaz
Hainlere fırsat tanımamaktır, VATAN sevgisi
Azimle çalışmadan, bu vatana petek örülmez
Su uyusa düşman uyumaz sinsi olur görülmez
Arılar gibi çalışırsak korkma vatan bölünmez
Vatana petek örüp bal koymaktır, VATAN sevgisi
Konu eğer vatanımızsa teferruat sorulmaz
Vatan namus, ana ve yardır, onsuz abad olunmaz
Koruyamazsan vatanını, onun beli doğrulmaz
Gerekirse beraberce ölmektir, VATAN sevgisi...
25.01.2014
Bülent Arkan
serbest kürsü
17.03.2016 - 16:58VATAN SEVGİSİ
O ne yüce bir sevgidir ki, çıkarlara dayanmaz
Hava, su ile topraktandır, o olmadan yaşanmaz
Canın cananı, sevdasıdır, ondan ala yar olmaz
Okyanus tabanı kadar derindir, VATAN sevgisi
Maksadın onu korumaksa sorgu sual sorulmaz
Vatan kutsal cennetimizdir, yaşamaya doyulmaz
Bütün yükümüz üstündedir, tepinsekte yorulmaz
Everest tepesi gibi yüksektir, VATAN sevgisi
Vatan kutsalsa eğer, emanete ihanet olmaz
Sakın ola ki fırsat verme, hainin gözü doymaz
Düşmanlar haine el verir, bize nefes aldırmaz
Hainlere fırsat tanımamaktır, VATAN sevgisi
Azimle çalışmadan, bu vatana petek örülmez
Su uyusa düşman uyumaz sinsi olur görülmez
Arılar gibi çalışırsak korkma vatan bölünmez
Vatana petek örüp bal koymaktır, VATAN sevgisi
Konu eğer vatanımızsa teferruat sorulmaz
Vatan namus, ana ve yardır, onsuz abad olunmaz
Koruyamazsan vatanını, onun beli doğrulmaz
Gerekirse beraberce ölmektir, VATAN sevgisi...
25.01.2014..Bülent Arkan
serbest kürsü
15.02.2016 - 15:00HEY GİDİ GÜNLER HEY
Biz büyüdükçe kirlendi dünya.Dünyanın sadece bizim çevremizde döndüğünü zannettiğimiz çocukluk yıllarımız.Ah o çocukluk günlerimiz,saf tertemiz pırıl pırıl günlerimiz
Bu kirliliğin sebebi galiba birazda teknoloji kaynaklı, bu gün sosyal medyada bir paylaşım gördüm ve doğrusu çok güldüm, bırakın benim çocukluk yıllarımı, yakın bir zamanda 1980 li yıllarda geçen bir açılış töreni yapılıyor, açılışı yapan Başbakan Turgut Özal,konu resmi bir kuruma iki tane kocaman kasalı ve ekranlı avrupada demode olup çöpe atılan ama bizim çok büyük paralar ödeyerek bazı iş adamlarını zenginleştirmemize sebep olan, devlet bütçesinden satın alıp daktilo gibi kullanmak için açılışlar yaptığımız iki adet bilgisayar. İki masa üzerine özenle yerleştirilmiş iki bilgisayarı kırmızı kurdelayla birbirine bağlayıp toplu halde açılış yapmak için toplanan insanlar, elinde makasla ya Allah bismillah diye açılış yapan bir başbakan görüntüsü.
Hey gidi günler hey,şimdiki çocuklar daha şanssızlar. Onları bozmak için her şey mevcut, düzgün yetişmeleri içinhiç bir şey yok, Sosyal medya zehirliyor onları, ellerinde sürekli akıllı makinalarla meşguller, aradıkları zararlı zararsız her şey orada olunca okuma araştırma yönleri de körelip gidiyor. Galiba bozulmamızda teknolojinin payıda küçümsenemeyecek kadar çok ne dersiniz. Bülent ARKAN
serbest kürsü
12.05.2015 - 14:12BAKIŞ AÇISI
Hayatımızı yönlendirmede en önemli rolü oynayan açı bakış açısıdır. Bakış açımız ne kadar geniş ise olayları ve davranış biçimlerini o kadar derinlemesine görür,değerlendirir ve en doğru sonuca ulaşabiliriz. Yer yüzünde görebildiğimiz objeler sınırlı olup bakıpta göremediğimiz bir sürü şey vardır. Her hangi bir şeyi yorumlarken bir tek etkene bağlayarak yorum yapmamız halinde yanılma payımız artacak birden fazla etkeni araştırıp bulmamız halinde ise yanılgılarımız ters orantılı olarak azalacaktır. Bazen öyle durumlarla karşılaşırız ki elde edilen sonucun binlerce sebebi olabildiği gibi sadece bir tek nedenede dayalı olabilmektedir. Önemli olan sonucun sebeplerini doğru teşhis etmek ve sebep sonuç ilişkisini doğru konumlandırabilmekle mümkün olabilecektir. Olaylara bakış açımızı genişletmemiz durumunda hayatımız boyunca zorluklara karşı iyi savunma biçimleri geliştirmekte başarılı olmamıza en büyük katkıyı sağlayacağı gibi sürekli hata yapmamızı engelleyecek cevresinde sözüne itibar edilen sağlam kişilik sahibi bir karekterle tanınmamızı sağlayacaktır. Doktorun bir baş ağrısının neden kaynaklandığını araştırmadan ağrı kesiciyle tedavi etmesi mümkün olabilirmi? Bir işletmede işlerin kötüye gitmesini bir tek nedene mesela ekonominin kötü gitmesine bağlayıp teslim olmak ne kadar doğru olbilir ki? işlerin kötüye gitmesinin onlarca yüzlerce sebebi olamazmı? (Çalışanların sorunlarına yeterince eğilmemiş olabiliriz,onları yeterince bilinçlendirmemiş, eğitmemiş olabiliriz, reklam bölümü iyi çalışmıyor olabilir, kalitesiz mal üretmiş olabiliriz, servis ağımız aksıyor olabilir, iletişim bölümü müşteri ilişkisi aksıyor olabilir, Yönetim muhasebe,arge, maliyet unsurları,fabrika ile ham madde temini yapılan bölgenin uzak olmasının maliyetleri yükseltmesi, çalışanlara az maaş ödenmesi, işçi işveren ilişkileri, piyasaya yeni sürülen diğer sektör ürünleriyle rekabet edememe, depolarda malların iyi muhafaza edilememesi, nakliye montaj bölümü çalışanlarının müşteri memnuniyetini sağlayamaması, üretimin rantabl olmaması, enerjinin verimli kullanılmaması, hırsızlık, vb gibi) işletmenin iflasa adım adım yaklaşmasının daha yüzlerce sebebe dayalı olabileceğini gözden kaçırmış olmazmıyız. Olaylara ve objelere taraflı gözle baktığımızda da aynı yanlışa düşüp işimize geldiği gibi yorumladığımızda sorun çözmek mümkün olabilirmi? Bilakis sadece sorunu çoğaltıp derinleştirerek içinden çıkılmaz hale getirmiş olmazmıyız? Bir ormana kesimci olarak bakarsanız yaşlı ağaçlarla, dikici olarak bakarsanız genç ağaçlarla ilgilenirsiniz. Hem kesici hem dikiciyseniz yaşlı ağaçların genç ağaçların büyümesine nasıl fırsat sunduğunu, genç ağaçların güneşi görebilmesi ve büyüyebilmeleri için yaşlı ağaçların alt dallarının kurumasına nasıl izin verdiğini görür ve budama yapmanın önemini kavrarsınız. Baktığınız orman; Avcı iseniz avlık, Keçi yetiştiricisi iseniz keçilere yemlik, oduncuysanız yakılacak odunluk,kağıt üreticiyseniz seliloz,marangoz iseniz kereste, bilim adamıysanız Akciğerlerimize oksijen,erozyon önleyici, Yağmur,su,vahşi yaşam, omanda yaşayan ve ormanın gerçek sahipleri diğer canlıların barınağı, hayat kaynağı ve daha nice unsurlar görebilirsiniz. Bu nedenle olaylara ve objelere bakarken doğru sonuçlara ulaşabilmek için sadece kendi gözümüzle bakarak “ görünen köye kılavuz gerekmez” dememek, tek bir amaç için bakmamak, başkalarının gözüyle nasıl görüldüğünü irdelemek gerekir. Zira ormandaki tek bir ağaca bakarak ormanın büyüklüğünü görmek mümkün değildir. Orman sadece ağaçtan ibaret de değildir. Yaşlı ağacın genç ağaçların gelişmesine yardımcı olmak için alt dallarının kurumasına izin verdiği şu dünyada düşünme melekesi verilen biz insanların sadece kendi ihtiyaçlarımıza göre davranma, dar açıdan olayları değerlendirme, bencillik etme, Beynimize göre değilde hislerimize göre hareket etme lüksümüzden vazgeçerek ağaçlar kadar asil olabilelim lütfen. Biz insanlar cefayı başkasına sefayı kendisine layık görme gibi çok ilkel ve tehlikeli bir hastalığın pençesinde kıvranıp duruyoruz. Kendi menfaatlerimize uygun gördüğümüz bir çok şeyin aslında kendimizin ve gelecek nesillerimizin ne kadar aleyhine sonuçlar doğurabileceğinin farkında bile değiliz. En önemli sermayemiz olan beynimizi kullanmayı hiç aklımızdan bile geçirmeyip bizim adımıza birilerinin düşünmesini, okuma alışkanlığımız olmadığı içinde düşünenlerin yazmakla yetinmeyip ayağımıza kadar gelip bize anlatmalarını yeğleyecek kadar tembelleştik galiba (Anlatsalarda dinlemeye gitmediğimiz üşendiğimiz de acı bir gerçektir) İşte tam da bu yüzden duyduğumuz kadarıyla yetinerek ahkam kesmeye, başımıza bir olumsuzluk gelincede sorumlusunun duyduğumuz kişi olduğunu söyleyerek kendimizi rahatlatmaya ve geleceğimizin karartılmasına katkı sunmaya devam ediyoruz gibime geliyor. En başta ben olmak üzere gelin hep beraber şu bakış açılarımızı olduğundan biraz daha genişletme cihetine gidelim diyorum ne dersiniz? Ukalalık etmiyorumdur inşallah. Okuma zahmetine katlandığınız için teşekkür ederim. Haddim olmadığı halde kendime yapmam gereken özeleştiriyi genelleştirdiğim ve paylaştığım için özür dilerim.
para kazanma hırsı
06.04.2015 - 13:34PARAN KADAR KONUŞ DERLER
Ceptir dillere hükmeden,dil değil cep konuşur
Yiğidin cebi boş olunca,şakıyan dil sarhoş olur
Güç bedenden gelir ise, şişkin cebe gebe olur
Bilgin olsan neye yarar, bilgin cebe meze olur
Tok anlamaz aç halinden,ilik emer kemiğinden
Biraz da fazla konuşursan,sıkıverir ümüğünden
Parayla günah at başıdır,cep günahın torbasıdır
Fasık'ların çaldığı dağam, yoksulların çorbasıdır
Boş cep ile konuşana, paran kadar konuş derler
Şişkin cepli tıksırınca, ağam sen çok yaşa derler
Hak bilmeden zenginleşmek,ahirette baş ağrıtır
Kul hakkını gözetmeyen, cehenneme odun taşır
Devletten kuruş çalmak,milyonlarca kul hakkıdır
Kul hakkına mağfiret yok,büyük günahlardandır
Azıcık aşla kaygısız baş azda olsa karnım toktur
Hakça zengin olanlara en ufak bir sözüm yoktur
Emanetçiliktir zenginlik, sınavın en büyüğüdür
Zenginliğimizi paylaşmaksa,dinimizin gereğidir
Para hırslılara en güzel ses, gıcır paranın sesidir
Sadede gel Bülent dersen, hasis cebinin esiridir...
18.11.2013
Fasık= günah işlediği bilinen,açık açık günah işleyen kişi
Hasis= Cimri
Bülent ARKAN 18. 11.2013
ayrılık
06.04.2015 - 13:19AYRILIK
Ayrılık nasıl bir şey acaba düşündünmü sen?
Bitkinin meyvelerini ham koparmaktır ayrılık.
Hani taze bir yaprak koparya koca gövdeden,
Kopan yaprağın gerisindeki gözyaşıdır ayrılık.
Hani ilk baharda bir filizi kırarsınya düşünmeden,
Gövde sezsiz çığlıkla nara atar ya hani derinden,
Haniya sızım sızım sızarya yaralanan bedenden,
Canlıların özsularıyla için için ağlamasıdır ayrılık.
Hani bazen ağlamaklı olur ama ağlayamazsınya,
Hani bazen boğazın düğümlenir konuşamazsınya,
Hani büyük fırtınalar öncesindeki sessizlik varya,
İşte o derin sessizliğin,fırtınaya dönüşüdür ayrılık.
Hani seni senden alan yoğun duyguların vardırya,
Hani zıplayıpta geçemediğin derin bentler vardırya,
Hani elini uzatıp ulaşamadığın mesafeler vardırya,
Gönülden ulaşmak isteyipte ulaşamadığındır ayrılık.
Hani kendi öztoprağında bile vatansızlık vardırya,
Hani dört tarafını çepeçevre dikenli teller sararya,
Hani kendi evindeyken siyonist bomba yağdırırya,
İşte Batı şeriadan Gazze'ye el uzatamamaktır ayrılık.
Öz Gazze'li olsanız bile Gazze'li olamamaktır ayrılık...
19.07.2014 Bülent ARKAN
Toplam 16 mesaj bulundu