Umut Furkan Çakır, 1998 yılında Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini burada tamamladı. Ankara Elmadağ Anadolu Sağlık Meslek Lisesinden mezun olduktan sonra Erciyes Üniversitesi Halil Bayraktar Meslek Yüksek Okulunda ön lisans eğitimini bitirdi.
Şiir tutkusu, onu küçük yaşlardan itibaren şiir yazmaya yönlendirdi ve eserleri çeşitli dergilerde yayımlandı. İlk şiir kitabı olan “Kırık Kulplu Bardak”ın ardından, “Kırık Düşler ve Umut” isimli kitabıyla şiir severlerle bir kez daha buluşmuştur.
Ankara’nın bütün sokaklarını bilirim.
Bilirim hangi sokaklarında hızla yürür insan,
Hangi sokakta ise zamanı durdurmak istercesine yavaşlar...
Nerede sendeler insan, nerede yıkılır?
Kaybetmiş bir insan otogarın neresinde sigara içer? Kazanmış olan ise şehrin neresinde kutlar?
Ne zaman başlar ayazı,
Anlarsın hayatın tadının tuzunun olmadığını,
Alelacele vaktin, zamanın dolduğunu...
Büyüdükçe anlıyor insan yalnız kaldığını,
Dost dediğin kişilerin olması gereken zamanda yokluğunu...
Güneşin ısıtmadığını sarılacak kimsen kalmayıp üşüdüğünde anlarsın,
Gece olunca yaşlar süzülür,
Her lokma boğazıma dizilir,
Mevsim hep kış bende, bağ bozulur,
Baharı da batsın, yazı da batsın!
Sol yanıma acı çöker oturur,
Patika yollarıma dikenler serilmiş,
Bekleme beni,
Düz yolum yok, hep yokuş,
Sen bekleme beni!
Gökyüzü mavi değil buralarda, hep sis, Bekletmeyeyim seni.
Yorgunluğunu dahi unutup,
Çalıp önünde sabırla beklediğin kapı
Hiç açılmayacak belki...
Üzüntünü ardında bıraktırıp sana umut veren, Tebessüm edince çocukluğuna götüren o güzel çehre,
Bir daha hiç gülmeyecek belki...
Erciyes gibi dumanlı başım,
Deli Fırat gibi doldu taştı yaşım.
Ben böyleyim, bir benim içim, dışım.
Sen anlamazsan el anlar mı beni?
Derdim dağlar gibi büyüktür,
İnsanlar mesafeli, kış gibi soğuk...
Sevgiyse tükenmiş, duygular donuk...
Acılar sinemde olmuş bir yumruk,
Halimi anlatacak halim kalmadı.
Dostlarım şimdi nerede?
Ben ölürsem garip öldü yazın mezar taşıma, Yalnızlığım bitmiş olur, kalmam yalnız başıma.
Acım diner, kavuşurum bütün kaybettiklerime, Bırakın, değmeyin benim göz yaşıma...
Yaşamak ölmekten çok daha zormuş,
Yaşanmadan geçen ömür mü olurmuş? Anlatamadım, anlaşılmadım şu dünyada,
Sevgisiz dünya neye yararmış?
Ben ölürsem gökyüzüne gömün beni.
Üç günden uzun tutulmayacak zaten yas...
Toprakta çürütmeyin beni,
Tebessüm ediyorumdur bulutlardan süzülürse yaş...
Ben ölürsem gökyüzüne gömün beni.
Yüzlerde bir hüzün var
Her an peşinde bir yük gibi dolaşan.
Sözlerin yankısı,
Sessizlik içinde kaybolan...
Bir ses yankılanır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!