Gönüldür benim adım
Ferman filan dinlemem
Mutluluktur muradım
Başka şeye inlemem.
Akıla kulak vermem,
Karşılaştın mı?
Karşılaştın da şaştın mı?
İster bitkin olalım, ister zinde
Gideceğiz
Vakit geldiğinde.
İşte orada erek
Uzun uzun çalsın saat
Kim kurduysa...
Kapı zili, telefon, ne varsa...
.
Seslenmesin komşular
Bir damlası yanan alnına düştü mü bir kez
Vazgeçemezsin
Sanki açların aşıdır, yorgunların uykusu
İçip içip de kanamadığın bu su.
Saçlarımı ıslatsam, ellerimi yıkasam diyorum
Su kuytulara saklanır,
Aklanır, paklanır,
Sonra ortaya çıkar;
Nasıl olur bilinmez,
Melekler onu yıkar.
Küçücük sabun köpüklerinin üstüne
bir iki şiir yazdım
Okuman için değil,
sadece hissetmen için.
Gül yaprakları üstüne yağan
yağmur damlaları arasına
Yalnızlık da bana göre değil,
kalabalıklar da.
Sorular da sıkıyor beni,
verilen salıklar da.
Neresinde duracağım bu dünyanın,
bilemiyorum.
Ayrı yaşamayı denemek bir süre...
Filmlerdeki gibi.
Bir kuyudur,
Görünmez dibi...
Etle tırnak gibi yaşamışsınızdır yıllarca
Senin için dün değildim, yarın olmak istedim;
Bütünleşip öteki yarın olmak istedim.
Sen bir dağdın, zirvedeki karın olmak istedim,
Hem sevgilin, hem vefalı karın olmak istedim.
Ona sevdayı götürdüm altın tas içinde
Bin umutla, heyecanla, ürkek ve de narin
Görecek halde değildi aşkı, gözü yarin
Gülüyordu gönül önce, artık yas içinde.
(1. Ağustos.2004)
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!