Yemin etme boş yere gönül haldan anlamaz
Yavukluya kızıpta zora girme boşuna
Öz canından geçersin inan gururda kalmaz
Sevdasıyla kavuran hara girme boşuna
Kalem düşmez elinden gece gündüz yazarsın
VUSLAT VAR SANIP
Ayrılık olsada vuslat var sanıp
Ömür boyu hasretine katlanıp
Her zaman her yerde adını anıp
Ümitsizce kapını yoklayıp gittim
Sen getirdin sonunda, bak beni bu hale sen
Gülistanda yeşeren zambak sensin lale sen
Gönül kapım dayalı durma gir gireceksen
Sen girdikten sonra ben, o kapıyı kaparım
Rab olarak değilde, yar olarak taparım
Sevdayı servetten sayarsan eğer
Gelir vergisini ödemek gerek
Kriz görür ise kalırmı değer
İflas edenlere ne demek gerek
Gülün bülbül için hasreti boşa
kırk yaşında bile sevda çekilir
Yalnız rengi sarı olur bilesin
Kırkbeşinde kafadaki dökülür
Dazlakların eri olur bilesin
Ellisinden sonra genç karı alan
Sen gidince ne dertlere tutuldum
İlacımı sakladılar zülfikâr
Ölmem için kör kuyuya atıldım
Baş ucumda beklediler Zülfikâr
Dostlarım sadıktır sandığım anda
BORÇ YÜKLEME BOŞUNA
Boynuma bir borç yükleme boşuna
Senin için hiçbir şeyi çekemem
Ey sevgili gitmesede hoşuna
AÇMA DOKTOR BEY
Gelde sar şu benim gönül yaramı
Bırakıpta öte kaçma doktor bey
Sakın bana sorma akmı karamı
Eğer bilmiyorsan açma doktor bey
İklim iklim çare arayıp durma
Dert gelirse derman saklar kendini
Sakın ha gönlünü boşuna yorma
Hemi vurur hemi aklar kendini
Ziyası kaybolur mihr-u mahında
BUL DELİ GÖNÜL
Yıkıldı kavruldu yandı bu yürek
Derdi zulmü elden öğrenmek gerek
Buraya kadarmış buraya demek
Artık çaresini bul deli gönül
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!