Çok hastayım anne,
Sana söylemiyorum üzülürsün diye…
Öksürürken ciğerlerim kanıyor,
Dudaklarım zehir tükürüyor….
Dökülen saçlarım, ellerini özledikçe,
Taraklarımı kırıyorum…
"Gidiyorum" dediğinde,
Yollarına barikatlar kurdum ama,
Kendi yolumu çizemedim,kendi ufkuma.
Doluya tutulmuş yaprak,
Fırtınada yırtılmış yelken,
Gözyaşına bulanmış toprak gibi,
Hicazkar gülüşlerle, yolumu kesen çocuk!
Yol yakınken vazgeç…
Hayal meyal hatırlıyorum, kalabalık günleri,
Kırık bir masadan, boşluğa akan şiirleri.
Hesaba çekilince yaşanılanlar,
Yeter diyorum…
Diz çök hakikate Ey Sevgili...
Saralı aşıkların boynunu büktü karanlığım...
Ben söylerim söylenmesi gereken yasak cümleleri
Sen sus...
Sus ve çek gözlerini gözlerimden...
idam hükmümü versin akıllı adamlar
Seviyordum,
Ve payıma düşen susmaktı.
Onurlu bir yalnızlığa yürüyordum sağlam adımlarla;
Kelimeler, onursuz bir vuslatı çağırıyordu…
Can kırıkları arasında,çıplak ayakla yürüyordum,
Kanıma boyanıyordu ayak bastığım şehirler…
Başkent çıkmazındayım,
Unutulmuş bir şairin tutsaklığında…
İçimi gıcıklayan beyaz bir gömlek,
Kucağımda, yangından kurtarılmış kitaplar,
Küçük çarpışmalar planlıyorum.
Az evvel geçmişsin buradan,
Saçımda savrulur yalan yıllarım
Acıyı kuşanır seni beklerim
Mum eriyiğinde tükenen akşamlarım
Aleve tutunur seni beklerim
Kanayan yanım olursun falez karanlığında
Beni affet…
Lime lime olsa etin,
Yüreğin kabullenmese de bu hüsranı
Gün gelir sen de vazgeçersin…
Bir gurebanın pençesinde görünce aşkı,
Dengesiz/yörüngesiz…
Biz taşralıydık,onlar şehirli
Kavganın kucağında gül açardık hep
Toplama kamplarından kaçırdığımız çocuklara türküler söylerdik Türkçe…
Türkçe vuruşur...
Tükçe gülüşürdük...
Gönül alıp gönül verirdik hiç düşünmeden
Cudi ihaneti saklıyor
Kurt hükmüne, çakal kanunu yazıyor
Bilenmiş bir kahpe bıçak
Döşte saplı zehirli ok
Kadir Can’ın yüreğini,
Benim gözlerimi dağlıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!