Çokta içten yaralamadım kendimi
Melankoli:
Tek taraflı çekilen ızdırabın bendeki çift yüzü.
Sendeki sızmış bana,
Gülen yüzüne: Eski arkadaş,dost aşina,
Mersin Antep arası 249 kilometre
Ve sarıyorsun oralarda beni
249 kere,
burda beni, böyle ellerim cebimde
bırakıyorsun
Mersin de bir öğle vakti
Manidar, son Sözlerin
İçli ve bir o kadar kararsız, çelişkili…
Üstüne kalmışımda, altımda kalmışsın gibi
Ciyak ciyak manidar son sözlerin.
Üstüne yük olmuşum olmadan daha, yük olmuşum.
Sen sade ol,
Ben anlarım…
İncel inceldiğin kadar, ben severim.
Sen tebessüm et bana,herşeye…
Senle başlar bu masal.
Senle biter
Sen gibiydi kalbimde ki o kız,
Bence esmer kırmızı biraz
Dudakları ‘I’ gibi gerektiğinde şişen,
Yanakları en son kan damlamış gibi
Kakülleri bir var bir yok,
Sensizlik zor bir daha gitme ne olur
Gitme güzelimmmm…
Giden ömrümden bir yaprak kıvrımında,
Mahcup delikanlını yalnız koyma birbaşına.
Türkümüzü yeni yaktım henüz,
Efkarlı vede nazlıca, endamlı aynı zamanda,
Bende geleyimmi? ardından
Ne var orda
Hangi bulut beyazlardan bakıyor.
Cennetmi? kanat çırpan kuşların şehri
Akan ırmaklar gerçekten tersmi
Yanındayım ama çok uzağım
Gözlerinden
Şah damarına tanrıdan sonra ben yakınımda,
Okunmadan üflenen neyler gibi,
hüzün dolu içim…
İstanbul’un adına hasret kaldım,
Yüreğimden götürdü seni
Pazar yağmurları,
Ilık ılık tadında yağdı sen giderken
Sarmaladım elimden geldiğince
Öptüm,öptüm seni tüm bakışlarımla
Soydum gecelerimden arta kalanlarla… seni.
Piraye kafe
Beni götürmez çoğu kere ayaklarım, piraye kafeye
Tozlu yollarında bahariye caddesinde, yokuş bir o kadar…
Zor görülür
Kendini beğenen entel kesimi
Ressamlar ressam bozuntuları,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!