UFUKLU SULTAN ULU HAKAN ABDÜLHAMİD HAN
Orta Asya menşei Türk ırkının, soyunun,
Selçuklu ve Osmanlı adı iki kolunun,
Osman, Süleyman, Selim, Fatih de var sırada,
Abdülhamid de oğlu kutlu Kayı Boyunun.
Alparslan yaptı bize Anadolu’yu yuva,
Mevlana, Yunus ile bilindi gerçek dava,
Bursa Osman oğlunun oldu yeni başkenti,
Fatih ile Bizanslı oldu tümden berhava.
Osmanlı buluşturdu İslâm ile küffarı,
Kanuni yıktı geçti o aşılmaz surları,
Yavuz aştı çölleri ta ulaştı Mısır’a,
Taşındı İstanbul’a Hilafetin sırları.
Her şey doğar ve büyür Allah’tır istisnası,
Tarihte bu kanunun Osmanlıdır en hası,
Osmanlıyla beraber yıllar da eskimekte,
Yıkılmasın Osmanlım! O insanlık mayası.
Ama heyhat ki heyhat çatırtılar geliyor,
Fareler pek çoğalmış bu gemiyi deliyor,
Bazı soyu bozuklar sırıtıyor arkadan;
Koskoca Osmanlımız bakmışsın sendeliyor.
O, Abdülaziz yerine tahta çıktığı zaman,
Tecrübesiz gördüler ve korkmadılar ondan.
Halbuki o meşguldü, devletin tanımakla,
Anlaşıldı bu başka, alt edilmez, bî güman.
Abdülhamid’di adı, bir değil ikincisi,
O ceddi Fâtih gibi Osmanlı’nın incisi,
Devleti çok zordaydı etrafı sarılmıştı,
Onunsa projeler oldu tek düşüncesi.
Eğer eğitim yoksa, kalkınmak yok demekti,
Yerli ve milli hamle topyekûn bir emekti,
Metro, tren hatları ve silah fabrikası,
Abdülhamid bunlardan asla vaz geçmeyecekti.
Ona dedi durdular “Sen bir Kızıl Sultansın.
Sen Sultan kalacaksan varsın tüm ülke yansın.
İşte bak biz burada, karşındayız birlikte,
Bizler sana düşmansak sen kesin batacaksın.”
Büyük Sultan dedi ki: “Kanınız varsa eğer,
İddianız uğruna koyun o kanı, değer,
Zira biz de almıştık bu ülkeyi kan ile,
Keskin kılıçlar ile biçtik nice kahpeler”.
Hakan asil vakarlı, Yüce Rabbini bilir,
Pek zeki, maharetli; elinden her iş gelir,
Onu durdurmak için tüm düşmanlar sahada,
Bulgar, Ermeni ve Rum elde silah belirir.
İngiliz, Rus bilmez ki mertlik ve haysiyeti,
Fransız pek hayasız, görmez namus iffeti,
Siyonist dostlarında para ve altın zebîl,
Almak isterler verip bu güzel memleketi.
Ulu Hakan vermedi Mekke’yi ve Kudüs’ü,
Dedi: Bunlar yâdigâr, İslâm’ın şanlı süsü,
Allah’ın emaneti bunlar ehl-i tevhîde,
Verilmez çok çıksa da küffarın gürültüsü.
Adaşım Abdülhamid bir inciydi, birinci,
Onu iyi bilmeli tüm ihtiyarı ve genci,
Aldırma sen sevmeye devam et Hakanını;
Varsın sevdiğin için adın olsun gerici.
Deniz altına tünel, o yapmak istemişti,
Mühendisler bir olup projeler çizmişti,
Bunlar hakikat oldu, rüya değil iyi bak!
Yapmak için bunları, sanki geri gelmişti.
Rahmet eylesin Rabbim, yüzyıl olmuş öleli,
Bu millet medenidir, bu millet çok töreli,
Unutmaz kendisine büyük ufuk açanı,
Gençliğe yeni ruh geldi bir benzerin göreli.
Abdulhamit Birışık
Denizli, 10 Şubat 2020
(Düzenleme 18 Şubat2020)
Kayıt Tarihi : 1.2.2021 01:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sultan II. Abdülhamid Hân'ın 102. Vefat yıldönümünde Adaşıma vefa
![Abdulhamit Birışık](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/02/01/ufuklu-sultan-ulu-hakan-abdulhamid-han.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!