Biraz dağınıkça bu benim düşüncem
Çanakkale'den, Sakarya'dan, Dumlupınar'dan,
Uzak Doğu'nun mistik havasından,
Batı dünyasının yirmibeşinci Unesco'sundan
Biraz dağınıkça bu benim düşüncem
Hani bir Mustafa Kemal vardı, işte O...!
Hiç bitmiyor benim işim
Ne kadar çalışsam boş
Sabahtan başlıyor bir uğraş
Akşama kadar koş babam koş
Her gün yeni bir dev çıkıyor karşıma
Başlasın halkevinin türküsü
Yürüyelim arkadaşlar
Dağbaşlarını duman almadan
Hükümeti, üniversitelisi, köylüsü
Faydalanalım Atatürk ışığından
Yaşam seninle güzeldi
Gözlerinin maviliğinde başlardı sabah
Atılıp güçlü kollarına,
Sevinçten ağlamak isterdim
Ellerin ellerime değdiğinde
Kaçak su taşıyıcısıyım dağ başı pınarlarının
Bakışların, bıçakların en keskini
Aşkımız bir öyküdür zamana yazılan
İçimi yakan katıksız içkiler gibi...
Seni sevmek, ağır işçi gücü
Ben Mustafa Kemal'in sesi
Sürüp gelirim çağlardan, çağlardan
Selanik'te bir kuşluk vakti
Duyarsınız beni...
Ben Mustafa Kemal'in sesi
Dostların künyeleri silinir bir bir
Üzülmek gelmez akla, ağlamak hiç
Silah şarkıları yayılınca karanlığa
Dayanacak köklü bir sevgi arar savaşçı
Uzanır elleri yıldızlara...
Biz Mustafa Kemal'in gözleri...
Bakıp bakıp da düşman gemilerine
Bandırma vapurunda ağlarız şimdi...
Biz Mustafa Kemal'in gözleri...
Mavi mavi yayılırız ufuklara
Genç bir beden diriliğinde
Kısa bir öğle uykusudur bahar
Uçarı birkaç gülüş öper saçlarımızı
Sonra ağustosböceklerinin şarkıları başlar
Bütün kapılarını zorlarız yaşamın
Çılgınca bir aşk yaşıyorum
Bana göre değil bağlanmak
Herkese bir gül,
Her gece başka bir yatakta,
Her gün başka birinin kollarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!