Özlemle beklenilen başaklar var ya
Merdiven merdiven göğe yükselen
İnsan insana vardıkça güzelmiş meğer
Bulvar bulvar çoğaldıkça mutlu bilirsin
Hele uzattıkça başaklar başını Tanrı’ya
Umulmadık akşamların tüten bacasında
Ne yaptık biz
Ne yaptık
Neden ihanet ettik birbirimize
Ah neden ihanet ettik
Yanma kalbim yanma
Ben dağları severim
Dağ gülleri benim olmayınca
Neye yarar
Ben kırları, ovaları severim
Menekşeler benim olmayınca
Gözlerimin derinliğinde
Yeşerdiğin günleri unuttun mu
Unuttun mu bahar yağmurları yağdığı günleri
Unuttun mu
Gözlerinin gözlerime değdiği günleri
Düşündüğüm insanlığı
Yaşadığım güzellikleri
Sende buldum
Gökyüzündeki sıcaklığı
Sonsuzluğa uzanan fırtınaları
Ölümlü dünyada yaşıyorum
Kaç günlük ömrüm var diye düşünme
Ölmede önce ölmeyi hiç düşünme
Ölümsüzlük yıldızına tutun
Nasıl olsa toprakta geçecek ömrün
Ölünce solacak güllerin
Gençlikte aşk güneşi başka doğar
O öyle güneş ki yakar yakar yakar
Öyle değil mi
Yüzümde o günlerin uzun uzun çizgileri var
Aşkların en güzeli yaşanır
Ormanda gezinirim
Öter kanaryam yar yar yar aman
Soğuk suyundan içerim
Canım çay kuşum çay kuşum aman
Ormanda buldum seni
Pir Sultan Abdal şöyle der:
'Atılan akılsız taşlar beni yaralamıyor,
İlle de dostun gülü yaralar beni.'
Yaralı bir kuş gibi dolandım
Sonunda bir dost sarıldı bana
Üzülme dostum sen örnek ailesin
El ele kol kola gezdiğimiz günleri hatırla
Hatırla içimden akan ırmakları
Aşk gemisine bindiğimiz günleri
Hatırla mutlu yolculukları
Antalya sahillerinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!