Bana bakarken ne düşündüğünüzü
merak ediyorum
Her bakışın görüntüme farklı anlamlar
yüklediğini biliyorum...
Aklımdan geçenleri
Gidiyorum…
Rotamı ne yana kıracağımı bilmeyecek kadar
Uyuşmuş aklım.
Hüzün sarmış göz bebeklerimi
Elem bulutları kaplamış semayı.
Hadi Abbas vakit tamam
dediği gibi Tarancı’nın,
ne zaman ayrılacağız bu limandan
diyordun ya sen de
geldi zamanı işte
Hangi mevsimdeyiz böyle
Takvimlere bakmadan tanırdım
Hepsini bir zamanlar
Değişimdir değişmeyen tek şey deseler de
Her şey ne kadar değişti zaman içerisinde
Habersiz hızla
Önce devlet arazisini gasp ettin
Gecekondunun yerine aldın siteni
Elektriğin suyun hep benim cebimden çıktı
Avuç açmayı ağlamayı onursuzluğu bedavadan yaşamayı
Düzenin gereği olarak sindirdin içine
Hırsızlığın namussuzluğun zalimliğin adına
İşlerken yalnızlığı ömrüme nakış nakış
Gölgemle yürüdüm hep o yolu karış karış
Terk etti ikisi de sonbaharımda beni
Anladım ömrüm artık nihayetine erdi
Çok yanılmışım meğer. Olan bir mucizeydi
Doğmuş bir Ademoğlu yurdun Kasabasında
Yıllar çok çabuk geçmiş yaşlar gelmiş kırklara
Sahip iken kendisi türlü diplomalara
Öğrenci olmuş birden bir Hayat Okuluna.
Arada bir bakarken dalıp diplomalara
Sizleri bilmem…
Ancak ben Bayramları hiç sevmem…
Önemli olan nerede nasıl ve
Hangi mevsimde olursa olsun
Gönüllerde yaşamak
Benim bir yarim var:
İnce uzun boylu
İnce kalem kaşlı
İncecik belli
Öpülesi ince zarif parmakları var
Dile benden ne dilersen dedi
beyaz kanatlı güzel melek
Unutma!
Bu dileğin yalnız kendin için olacak
dedi ardından
gökyüzüne süzülerek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!