Sensiz bir iklim geçiyor ömürden,
Dalgaların hırçınlığına inat.
Rüzgarın uğultusuna inat,
Sensiz ve sessiz.
Kimbilir belki inatlaşan benim,
hayata ve zamana..!
Kanıyor anne bu yürek,
Kanıyor..
Her nefes alıp veren yaşıyormu,
Anne..
Yaşıyorsa bende yaşıyorum..
Ciğerime saplandı hançer,
Günün aydınlığı gecenin karanlığına dönerken,
Senin aydınlığını bekledim Gülüm...
Rüzgarla gelen yağmur kara dönüşürken,
Özlemin kora döndü Gülüm...
Kirpikler birleşmez bekler yolunu,
Dağların doruklarındaki karlar,
Yüreğimi sevdaya salar,
Aktıkca gözden kanlı yaşlar.
Fıratın suyu gibi çağlar.
Fıratın suyu serin akar,
Sana hep özlemlerimi anlattım,
Bazen isyan edip küskünlüğümü anlattım.
Sustum bazen.!
Suskunluğumla ifade ettim.
Seni sevdiğimi.
Seni özlediğimi....
Yıldızlar sevişirken gökyüzünde,
Semaya saldık barış güvercinleri..!
Kara dumanlar sardı önce semayı,
Nedendir çekememezlik,
Nedendir bananecilik,
Konuşmayı unuttuk dostlar.
Konuşmayı.
Sevgi dedik.
Dürüstlük dedik.
El ele yürüdüğümüz yollar,
Şahit bizim sevgimize.
İstanbulun sığ ve saklı köşeleri,
Şahit bizim aşkımıza.
Sensiz bir gün daha,
Yarınlarda yine sensiz..
Sensizliğin adı ayrılık..
Ayrılığın adı sadece bumu,
Sensizlikmi!
İçim yanıyor,
Ağlama bebek korkma gülmekten.
Doğarken öğrettiler sana ağlamayı
Gül artık bebek gülde güller acsın
O pamuk yüzünde..
Bak yeni bir gün başlıyor umud veren,
Yine benden önce davranilmis...
Tülay İçen'in şiirlerine uğradığımda gördüğüm içtenlikti.
Bu yüzden şaireyi okumaya ve takibe değer bulduğumu ifade etmek isterim.