Yaram çok ağırdır benim
Aşkla sarmala son kez
Sür yaralarıma dinsin ağrılarım
Kanayan damarlarıma karışsın
Aşkın merhemli iksirinden sun
Aşığıyım karanfil rengine
Susuzluğuma söyle nedir çare?
Yaram çok ağırdır benim
Kapattım el kapılarına yüzüm
Saklıyorum zindanlardayım
Yalnızlığım sensizliğine gebe
Güneşine hasret beklerken
Kapı aralığından sız da gel
Karanlık gecelerime
Yaram çok ağırdır benim
Gecelerim ayaz sızlamaktan
Ağrılarım karlı yağıyor
Esiyorum… Acı fırtına göklerde
Sabahlara umut saçan
Parıldayan çoban yıldızına
Sayıklıyorum ismini
Yaram çok ağırdır benim
Ebabil kuş sesleri ötmekte
Uzaklardan sarı bir mevsim
Üstünde karanlık bulutlar
Okunuyor selam ismimle
Yoksa rüyalarda mıyım?
Ceviz ağacından bir tabut
Soğuk musalla taşında
Yaram çok ağırdır benim
Boğuşuyorum dev dalgalarla
Çırpınıyorum! Martı kanatlarında çığlıklarım
Alıyor okyanuslarına derin
Bir yunus balığının
Yıldızlı kanatlarında
Yaram çok ağırdır benim
Oysa bir yetmiş yediydi bedenim
Evrene ağır kalan yükte
Hafif kör bir reçeteyim
Ümmi insanoğlunun yazgısında
İsyankâr haldeyim
Yaram çok ağırdır benim
Tüm azametiyle kopuyor tufan
Omuzlardan savruluyor tabut
Çivisi çıkmış ağlamaktan
Köklerine kırgın yetim kalmış dallar
Oysa yeterliydi masum doğan insanlığa
Toprak, ateş ve su
Kayıt Tarihi : 6.9.2019 10:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!