Sana aşık olamadım ya
ufak bir şarap ülkesinde zom olmalıyım
tüm tabi at kişnemeye başladığında
koca ağızlı, uzun dişli bütün tabiat
karıncalar örgütlendiğinde ağaç köklerinde
sincaplar yavrularına telaşlı
Yorgun yeşil
Endülüs’ün asma bahçeleri
Çocukça gözyaşlarıyla arınan
Bakir ruh serenatlarıyla
Bugün cuma olsaydı
Bir çocuğun balonunda gökyüzü
Bir kedinin gözlerindeki çöp tenekesi
bir delinin kaçış planı, bugün cuma olsaydı
yıkılmış bir ülkede onarılan asfaltlar
Ben gideceğim diyor koridor
ve pencere susacağım diyor
savaşlar, öldürmeden savaşlar
savaşmayanların meydanında
bir yatak odası kadar rutubetli
mutfaktaysa gün batımı kokusu
Tutkular terk ederken şehri
Caddeler yalnızlığa çıkan bir yoldur sadece
Gece,sessiz karanlık
Deniz izleri barındıran gözyaşı yankılarıdır
Kelimelerin
Meltem yapraklarıyla özgürleştiği
Sararmış sevinçleri
Mavileştiriyorum.
Adının sayfalarında
Martılar kandırdı yine ruhumu
Zihnim ağ attı kelime denizine
Çok sağanaklı sessizlikte
Yeşil yapraklardan süzülen damlalar gibiyim
Kök gölgelerine iç geçiren toprak gibiyim
Gökkuşağına çapkın susayan dağ misali
Dün sen adımı yazarken
Uzun bacaklı kadınlar öldü
güvercinler emekli oldu
sevda şiirlerinden
yalnız kalmayı öğrendiğinin
ilanını verdi bir gazete
Şehir şafakta dilini mühürler
Gözlerimin altında bir rıhtım yorgunluğu
Umutlarım kaçak bir göçmen yolculuğudur
Göç yolu çizgisinde kaderiyle yüzleşenler kadar
kederinden habersiz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!