temmuzun serinletici rüzgarı
hafif hafif saçlarını okşarken
güneşi bir anne misali
sancılar çektiğini,
anlatmaya yetmiyordu.
sarhoştu kadehler
dönünce başım.
sendeledimse de vazgeçemedim,
tiryakisi olduğum bahar kokuna
ve beni benimle bırakan
hasretine.
Ayrılığa kahrediyor yanlızlığım
Alkolikler gibi ellerimin titirekliği
senden ayrı kalışımdandır
yürüdükçe kaldırımlarda sensiz
beynimi kurşunluyor ayak seslerim.
Katettiğim her yol
bir mesafe saklar
içinde
çölü aşıp kızgınlığıma susadıkça
filizlenir içimdeki zehir
Üşüyorum
İsa aşkına
Sarıl bana
Dışarıda
Güzeller mum alevinde
Can veriyor
Akşamlar nöbeti devrederken sabahlara
bir türkü yankılanırdı dağlarda
gözlerimizi kapar hayel alemine
bırakırdık kendimizi
Sonra bir kuşun kanat çırpınışlarıyla
Hiç Rus ruletli oynamadım
Çocukluğumda.
Hiç aşık olmadım.
Hiç sevmedim kuytu
Köşelerde.
Kimine göre bir çift bakışla
kimine göre bir çift gülüşle
vurur avını kalbinden
doğrusunu söylemek gerekirse
ilgi duymazdım onlara
Dışarısı çok karanlık,
korkuyorum,
Korkuyorum
Gökyüzüne bakmaya.
Söz veriyorum,
Koşacağım,bu gece.
nedense korkuyorum düşünmeye
biraz sonra şafak sökecek
bu kaçıncı diriliş anne
ortadan bıçaklar yüreğimi 'kalk' sesleri
çaresi yok bilirim yine nöbet var
ansızın
burada tanıdık bir sima görmek çok hoş..
=)
şiirlerinden yüreğinin nekadar mükemmel olduğu anlaşılıyor zaten..
her nekadar aynı şehir içerisinde fazla görüşemesekte.. yüreklerimiz ve kanımız bir.. bunu bilmek bile huzur veriyor..
sohbetini sanal dünyada da bizden esirgememen d ...