ne mi düşünüyorum!.bu nasıl bir sorudur bea!.kendimi düşünmüyorum en azından!.kime ne benim ne düşündüğüm, allallahhh!.
benim düşündüklerim, dışımdadır!.mesela arada bir olsa da çocukluk aşkımı düşünürüm!.hani okul sıralarında silgi üleştiğim, kalemini arakladığım, sırtına vurup kaçtığım, bazen de elini elime aldığım sümüklü ve tembel çocuğu!.onu hiç görmedim, diploma aldığım yıllardan beri!..lakin, bizim aşkımız dillere düşmüş olacak ki; birileri gelip kulağıma fısıldıyor, onunla ilgili haberleri!.çok çalışkanmış artık; sümükleri de akmıyormuş!.evi, köyü, karısı, çok sayıda çocuğu varmış!.hatta yazlık bile edinmiş deniz kıyısında!.demek ki; bayağı kayığa binmiş, yüzmüş, su sörfü yapmış!.aferin ona diyeceğim de, diyemiyorum!.çünkü; bunca varlığın içinde beni unutmuş olabileceği ihtimalinden dolayı, bayağı içerliyorum doğrusu!.insan bir kere olsun yazlığına çağırmaz mı çocukluk aşkını beh; yok!..dalmış kendi keyfine,umurunda değil hiç kimse!.sanırsın ki saray müdavimi! der demez, saraylarda yaşayanlar nasıl yaşar acaba dedim sonra!.bunu öğrenmek için bir saraylıya sorular sorsam, yanıt verir mi; vermez de mi!.kibri dağları aşar çünkü!.yanına bile yaklaşamazsın ki!.hatta kapısını bile tıklatamazsın saraylıların!..uzaktan uzaktan geçer, uzaktan uzaktan bakarsın!.onlar oradadır, sen burada!.lakin hem seni, hem saraylıyı sıyırıp geçen bir şey vardır; ömür!..yaşanır ve biter!.
işte o biten ömrün içini dolduran çocukların bayramı vardı dün!.23 Nisan Çocuk ve Egemenlik Bayramı!.ülkemin kurucusu Büyük Atatürküm’ün çocuklara armağan ettiği bayram!.dünyada eşi benzeri olmayan ama tüm dünya çocuklarının hakkı olan tek bayram!.umarım, her ülkede kutlanan gün olur 23 Nisan!..
TYB TV kanalı kurdum! herkesi bu kanalı izlemeye davet ediyorum!.
olmuş bitmiş; olmamış bitmemiş bütün haberler buradadır!.
mesela; doğal gaz zammının on adım arkasında debelenen maaşının ev kirasını bile karşılamadığı emeklilerin, gökyüzüne mezar kazmaya başladıklarını!.
Tanrı yada değil
ne çok adı var dediğimde
annem
biber sürdü dilime...
açtım yanan ağzımı
“ Bu adamlar Nereye Bakar” adlı bir film izlemiştim.başrolde iki büyük usta: Zeki Alasya, Metin Akpınar...hatırlayan var mı bu filmi? gerçekten çok hoş bir filmdi o. filmde gözlerini aynı noktaya dikmiş bu iki insanı görenler başlarına toplanmış, hep birlikte bakmaya devam etmişlerdi!...onların baktığı yerde ne var diye merak etmişler; hiç bir şey görememişlerdi...
Zeki Alasya rahmetlik oldu; Metin Akpınar ise şeylendi, birileri tarafından!..içler acısı bir durumdur, onun “şeylenmiş “ olması bence...dedikten sonra; filmin konusunu alıp, şimdiki zamana uyarlamak istiyorum. başrolde yine iki kişi!..gözlerini dikmiş bakıyorlar!..bu kez, baktıkları yer uzak mı, uzak!.bakışları değmeden bakıyorlar üstelik, baktıkları şeye!..çünkü; gözlerini siyah bantla kapatmışlar!..buna rağmen bir yığın insan var yanlarında!..öylesine sessiz, öylesine yarınını düşünmeden toplanmış bir yığın kalabalık!..içlerinden birisi çıkıp demiyor ki; sizin baktığınız yada bizim bakmamızı istediğiniz yerde hiç bir şey yok!..lütfen gözünüzdeki bantı açın da, bir bakın şu halimize!..
demiyorlar!..diyemiyorlar!..sadece bakıyorlar öylesine!..
bu altılı koalisyon parti başkanları çok akıllı valla!..şaka maka değil söylediğim sözler; gerçekten çok akıllılar...şimdi diyeceksiniz ki, nedendir?
sorduğunuz bu soru, aklıma Birleşmiş Milletleri düşürdü...ne yapıyordu Birleşmiş Milletler, hiç!..sadece birleşip birleşip ayrılıyorlardı değil mi?..yani dünyaya kıymık kadar faydaları olmadı, olacak gibi de görünmüyor!.
şimdi bunları söyledim diye, bizim altılı ile bu dünya kuruluşu aynıdır falan demeyin sakın!..iki kuruluş arasında birçok fark vardır. bir kere Birleşmiş Milletler çok sayıda ülkenin birleşimidir.kimisi Avrupalı’dır, kimisi Asyalı...kimisi amerikalı’dır, kimisi Afrikalı!..Okyanusyalı’sı da vardır elbette aralarında...dilleri farklı, bayrakları farklı, dinleri farklı, kültürleri farklıdır bu birleşik ülkelerin..sıra sıra otururlar Amerika’daki salonun koltuklarına; birileri çıkar kürsüye konuşur da, konuşur...konuşmakla yönü değişmez ama dünyanın!..bir yerlerde kıtlık olur, bir yerlerde insan kıyımı!..onlar seyreder; dünya üzerinde olacaklar olur!..
Bitanem!.
okuyunca, söyleyince, kulağa hoş gelen, bir sözcüktür bu!.düşünün hele, size birisi “bitanem” diyor; seviniyor, mutlu oluyorsunuz!.buraya kadar iyi!.bundan sonrası felaket!.bitanem diyen kişiye başka gözle bakmaya, hatta aşık olmaya başlıyorsunuz!.dünya onun hatırına dönüyor, güneş onun hatırına doğuyor, mevsimler onun hatırına köşe kapmaca oyunu oynuyor sanıyorsunuz!?her karşılaştığınızda, onun “bitanesi” olduğunuzu mimleyen başka başka sözler duyuyor; duydukça dünyanın en tepesine çıkıyorsunuz!.bu arada, dünyanın en tepesinin olmadığını öğrenemeyen biri olduğunuzu unutup; dere tepe uçuyorsunuz!.her şey yitiriyor sanki kendi şeklini!.dağ dağlıktan, ova ovalıktan, deniz denizlikten çıkıyor!.
çünkü onun” bitane”siniz!..
bir deyiş vardır...tam da bu ülkenin kırmızı koltuklarında,halkın cebinden çaldıkları paralarla yaptırdıkları saray ve meclis binasında oturanlara uygundur...aynen şöyle der,ağzı biraz bozuk olanlar...
"ninem bulgur kaynatır,dedem ç..ünü oynatır"
şimdi biraz açalım bu söylemin taşıdığı manayı..ne demek istemiştir..
bayram geldi pazardan
çantasında soğan var
çocuklara şeker yok
anasından doğan var!.
bayram gelmiş neyime
burası, burasıdır efendim!.yapılan her iş mübah, söylenen her söz oturur yerine!..yok, oturmaz diyecektim, dilim sürçtü!..örneğin şu “cibilliyet” sözcüğü!..kimin ağzına yakışır, kimin ağzına yakışmaz diye bir soruya doğru sürükler kişiyi!.ağzı bozuk biri isen, her ağzını açtığında, ağzına geleni sayar dökersin, karşı tarafa!.hele hele kocaman bir kentin ağzı bozuk kişilerinin yaşadığı semtinde büyümüş, oranın dilini kullanmaya meyillenmişsen; konumun ne olursa olsun ağzının terazisini dengede tutamazsın!..
nitekim tutamıyor efendim, tutamıyor!..😀
tutmamakta haklı mı; hayır!..çünkü; cibilliyeti belli bir halka “cibilliyetsiz” diyemezsiniz!..diyemeyeceğiniz sözcükleri öğrenmek mecburiyeti olduğunu öğrenmiş olmanız gerekirdi bence!..mesela , benim cibilliyetim bellidir ve ben bu halkı oluşturan bireylerden biriyim!.kaldı ki bu ülkede yaşayan seksen beş milyonun her bireyi de cibilliyetsiz değildir!..hatta, dışarıdan gelerek bizim aşımıza ekmeğimize ortak olanların da cibilliyeti vardır!..
sevgilisi olmayan gece
nasıl doğurur sabahı
gör, bak!.
bu zifir
bu da yatılmamış yatak
Tayyibe hanımi yıllar yıllar öncesinden tanırim ..kelimeleri yan yana getirmekteki ustalıği tartışılmaz .
Canım öğretmenim
Günümüz kutlu olsun.Hep güzellikle,sevgiyle ve çocuk yürekleriyle dolu olalım.
Ama ben okumayı özledim...
Öğretmenimi..........