Bıçaklamış haydutlar
karanfili
kan yerinden,
fil ile ezmişler..
Yeri toprağından vurup,
göğe kara çalmışlar.
Az sonra uyanacak,
kalkacak sarı divandan.
Parmak uçlarıyla avucuna dolduracak kimsesizliğini. Gövdesine resimler çizecek, görünemeyenlerine armağan. Saklananlar belirecek.
Sırtlara dönecek ay.
Diller sahiplerine dökecek sevgiyi.
Eller yüreklere püskürecek. Yıkmaya kendinden başlayacak bedenler.
Sürekli bir daver'e maruzum.
Olduğumdan çok fazlası, tasarlanandan epeyce azıyım belki de.
Sahicilerden daha mahpus, kendincecilerden halliceyim belki de.
Bilerek öldüklerimden,
sedasızca gömdüklerimden munis idim belkide. Sadece gösterdiklerimi biriktiren,
ardına ard ekleyen
Aşık olunuyor, anlatıyor..
Varlıķ, varlıkla parçalanıp,
zahir hallere noksansız vuruş mıh eyleniyor.
E haliyle de, tufeyli fanteziyle güdümlü etler mahirce etlerle kırdırılıyor.
Hani o değil de,
adını aşk koymalar zorluyor insanı.
Bir kadın sevdim;
Çok kadın zaman önce.
Adıyla büktüğü ne varsa, ardına saldım. Siyahı soldurdum, şiiri sevdirdim.
O hisleriyle üşüdü,
ben kendi sırtıma ceket giydirdim. Bakma şaşkınca, "içimdesin ya"
dediğimi şiir sandı...Sustum.
Diyorlar ki ;
Bu olmamışlık...
Ol diye buyurduğun da ulu,
Saldı kendini meydanlara.
Diyorlar ki ;
Bu kızıllık, bu sarılık
Bir tarz meftunluğunda değil gönlüm.
Ne düşerse kelimeye kelam..
Vurmuyormu zaten kendini,
kendi leylaklarıyla insan.
Olsundu.
Nede olsa zararımıza yazan, dünyanın derdinin,
Gevriyor, kesme kebir.
İçine işlik geçirmiş,
zevahiri tenden bir
kaplama kevgir.
Düngünü yek geceye terk ediyor,
zifir sirkini.
Sen çehennemi anlayamamışsın dostum.
Kullanmaya kıyamadığın,
kıvrak tabanlı,
azınlıkta hasarlı,
çoğunlukta sahibine kârlı.
Amma velakin vurdukça sıfatına
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!