AMASYA SEVDASI ile BODRUM GÜNLERİ
*
25.07- 01.08.2015 tarihleri arasında Muğla Bodrum'da hem tatil yaptık hem de yıllardan beri hayal ettiğim mekanlarda Amasya Sevdası ile etkinlikler tertiplemek tanıtımlar yaptık..
*
‘’Amasya Sevdası Tanıtım, Turizm, Kültür Sanat Eseri tanıtımları, şiir sergisi ve imza günü etkinliğimiz muhteşem oldu..
İlgi yoğunluğuna sevindik. Amasya Sevdası danışmanı Canan Keskin de etkinliklerimizde fotoğraf çekimleriyle şairinden imzalı şiir satışlarıyla çok önemli öncülük görevi yaptı..
Amasya Sevdası yanı sıra baskıdan yeni çıkan ‘’TÜRKİYE SEVDASI ‘’ Tanıtım Turizm Kültür Sanat Eseri de Amasya Sevdası alanlara armağan edildi.
..
İnancım yerinde,kocaman karlar düşecek yine bu şehre; bu kez ellerim ellerinde gözlerim gözlerinde Emirgan’da laleleri şahit tutarak yürüyeceğiz..
Hayatın bir köşesine iliştirilmiş çocukluğum, hasretin ağır yüküyle sığındığı sevdanın yalnızlığa tutkun göğsünde soluklanmıştı bir vakit..
Köşe bucak korkulardan kaçarken caddeler boyu,her başlangıcın sonuna ayrılığa dair notlar düşmüşlüğünü hatırlamıyorum and olsun!
Tatil beldelerinde bozuk para gibi harcanan umutların gölgesinde demlenen zakkum çayların acısı bulaştığından beri dudaklarımın pembesine,parmak uçlarıma kan gitmez oldu..
..
Bir ak ülke
Kısa bir otoban yolculuğu,
Dağ, tepe...
Varıyoruz hedefe.
Karşılar beyaz kadife.
Arabamın silecekleri ediyor karla kavga,
Klima çalışıyor, içerisi sıcak.
..
13. Bölüm
Otobüs perona yanaştığında karşısında Selim'i gördü. Boş gözlerle ona doğru bakıyordu. Çantasını alıp yanına yürüdü.
Selim zengin bir ailenin tek çocuğuydu. Doğuştan gelen ve akraba evliliği yüzünden iktidarsızdı. Birçok özel doktora tedavi için gitmiş olsalar bile hastalığı geçmemiş ve tedavisi mümkün değildi. Elvan ile bu konuyu paylaştığında Elvan çok şaşırmış ve ne demek istediğini tam anlamamıştı. Elvan’dan tek istediği yanında olması ve ona eşlik etmesi, bunun karşılığı olarak yurtdışında okuması için tüm imkânlarını seferber edebileceğini söylemesiydi. Elvan’ın benim sevdiğim birisi var sözlerine, git konuş sevdiğin adamla anlat her şeyi birlikte okuyalım. Okul bitip dönünce yine kavuşursunuz olmuştu. Maddi durumu çokta iyi olmayan Elvan böyle bir teklife önce çok şaşırıp hayır demiş olsa bile, daha sonraları aklına yatmıştı. Bu yüzden sevdiği adamın yanına gidip 3 günlük güzel bir tatil ve birliktelik yaşamak için yanına gitmeye ve orada her şeyi Taner'e anlatmaya karar vermişti.
Hoş geldin Elvan nasıl geçti yolculuğun, konuşup anlattın mı her şeyi dedi.
..
Göremedik değişmezdi hiç senin yüzün
Her zaman her yerde hep aynı tebessümün
Duyduğumuzda üzüldük duyduk acı bir sızı
Artık seni arıyoruz kalbimizde yani Doğan Hızı...
..
………Sokağından geçen yaşıtlarımız hisseder mi bilmem ama ne zaman yakınına ulaşsam o anılar sokağında çocuksu fırtınalara yakalanırım… Sümerbank’tı o, başka mağazalar doğmamıştı kapitalizm esintisinden… Okullar açılmaya yakın Sümerbank’tan alınırdı okul çantalarımız ve ayakkabılarımız…
……… Elektrikler sık kesilirdi o yıllarda ve ben çok sevinirdim, her evde bulunan gaz lambası yakılınca, sevincim yarım kalırdı ama hep, o dönemde en büyük lüksümüz radyodan dinlemekten keyif aldığım Arap bacı bir türlü çıkmazdı gaz lambasından ve ben sonraki gün küser, dinlemezdim radyo tiyatrosu ile Arap bacıyı… Gazocağında pişerdi yemeklerimiz, çok severdim sönmesin diye ara ara pompalamayı ve bitmeyen yemekler tel dolapta saklanır, komşu tel dolaplar içinde hangi yemekler olduğunu çok merak ederdim… Oyuncaklarımız plastiktendi, ne bozulur ne de kırılırdı… En çok huniye benzer, tenekeden yapılmış megafonla duyurulan, at arabası ile geçen, afişleri, ters V yapılmış panoya raptiyelenmiş, sinema filmlerinin reklamını severdim… Ne zaman Yılmaz Güney’in afişini görsem, eve koşar tahtadan tabancamı alır, annem görmeden belime takardım…
……… Ve sokağın eksilmeyen ziyaretçileri pamuk atan, kalaycı, şalgamcı, aşlamacı, bici bicici, çok çokçu olurdu, ama başka kentlerde olmayıp Adana’ya özgü tatlar olduğunu öğrenmem yıllar sonraydı… Banyomuzda altı odun sobası, üstü su kazanı, sarı çeşmeli bir garip sac soba vardı banyo yaptığımız… Ayağımızda takunyalar olurdu banyo yaparken siyah lastikli, benzerini tuvalette kullandığımız ve günümüzde şark köşelerini süsleyen… Yazlık sinemalarda çekirdek çitlenir, çitlenen seslere sinir olurken, tam arakamda biri Arap kızı sakızını patlatır, tüm sinir sistemim harekete geçerdi, oysa Arap kızı sakızının içinden çıkan artist resimlerinden koleksiyon yapardık o yaşlarda…
………Tek bir iğne ile koca sınıf aşı olur, ama iğne kolumuza battığı anda ertesi günün tatil olması acımızı unutturur, şişen aşı yerlerimize de dokunmaktan geri durmazdık… Defter ve kitaplarımız mavi yada kırmızı kaplama kağıdı ile kaplanır, annem ısrarla kırmızı kullanır, maviyi kıskanırdım o yaşta… O yüzden tüm pikapları mavi düşünür, Erol Büyükburç, Şükran Ay, Beyaz kelebekleri aynı renk ve zevkle dinlerdim… Bir Ahmet Kaya, Grup Yorum yoktu o yıllarda ama Ali Rıza Binboğa ‘’Yarınlar bizim’’ şarkısıyla kulağımızın pasını az da olsa silmiş, Eurovizyon’dan da elenince tüm renkler yine kirlenmişti… Mahallemiz, okulumuz, sınıfımızda kim Kürt, kim Türk, kim nereli bilmez sorgulamaz, kardeşçe yaşar, hepimiz siyah önlük giyer, beyaz yaka takardık…
..
Arının çiçeğe konması gibi.
Bendin yağmuru beklemesi gibi.
Annenin evlada hasreti gibi.
Özledim bende seni bir tanesi.
İlkbaharı bekleyen gonca gibi.
Tatil deyip duran çocuklar gibi.
..
Bu gün izinliyim
güneşe haber verin doğmasın
takvim yapraklarını kimse koparmasın
Bu gün izinliyim
saatler çalışmasın
dakikalara pranga vurulsun
saniyeler hücreye kapatılsın
..
insanlara ben çok koştum herzaman
Biri var ki beni vurdu arkamdan
Kaçamadım yakalandım enseden
Kötü olan yoktur ben buldum burda
Şimdi tutmuş beni kükürer aslan
Önceden el öper fır dönerdı o
..
Yine sabah çayı bok gibi!
Kahve desen o da kof...
En baştan evden yemişiz kazığı.
Ben;
hepsinden beter
yine çekilmez
..
Gün gelir geriye dönmek istersen
Gözümden döktüğün yaşı hatırla
Şimdiki konduğun daldan düşersen
Sırtından vurduğun kuşu hatırla..
Çektiğim acıyı anlatmıyor dil
Kalbimde kırıklar gözümde mendil
..
Aramız düzeliyor mu yoksa?
Baksana
Yarım yüzyıllık yaşamımda
Tatil hak ettim ilk defa…
Teşekkür ederim tanrım
…ederim de…
Sormadan duramıyorum gene de.
..
Hem hayalde dem düşte,
Bu siteyi çok sevdim.
Adı Antoloji işte...
Bu siteyi çok sevdim.
Şairler şiir yazar,
Dinlemez tatil pazar,
..
Bir hafta sonu
Tatil düşlemiştim ikimize
Küçük bir koyda
Kara taşların üstünde
Seyrederken mavi suları
Uçan martıları
Ufuktan doğsun güneş
..
Çocukken bana her ayakkabı alınışı bir tür aile merasimiydi. Bu geleneksel merasim, cumartesi öğleden sonraları veya tatil bitişi yatılı okula gönderilişimin bir gün öncesi olurdu,
İlk ayakkabı alınışını hatırlamıyorum. Ailece bildik bir ayakkabıcıya gider, vitrinin önüne dizilir, ayakkabılara şöyle bir göz atar, sonra içeri girerdik. Ayakkabı beğenirken benim görüşlerim sorulsa da, genelde sağlamlığın, sıhhatin önemli olduğu tercihler büyükler tarafından ön plana çıkartılırdı. Ayakkabıcı seçtiğimiz modelin ne kadar iyi olduğunu anlatır işaret parmağını bükerek parmağının kemikli kısmıyla köseleye vurup tahta sesinin çıkmasını sağlardı.
-Hocam görüyor musun ne sağlam dikiş atmış adamlar.
-Bu taban var ya, bu taban oğlanı büyüyünceye kadar idare eder
..
Bayram ziyaretlerinin yerini
Tatil kaçamakları aldı
Kandiller için şiirsel mesajlar hazırlandı
Herkes bunlara dadandı
Eli öpülecek büyükler yollara baka kaldı
Teknoloji bize bir numara büyük geldi galiba
Geleneklerimizi unutturdu bağlarımızı kopardı
..
Selam uzağa selam yakına
Çıksam dostluğun en üst katına
Binsem sevdanın beyaz atına
Gerçek mutluluğu yakalar mıyım?
En hızlı koşsam en çoğu bilsem
Büyüyle hatalarımı silsem
..
Tüm gece olanlar bir anlaşmanın
Yada bir iştirakin sonucu gibi
Gecemde yalnız kalışım kimin suçu?
Yine yalnızlıklarla dopdolu mabedime çekilip
Gökyüzünün kimsesiz karanlığını seyretmem
Yada alkol eşliğinde
Sana olan efkarın sayfalara dökülmesi…
..
Dört kediyi düşün ev kedisi
bahçede yaşıyorlar
aşklarını mangal fantazilerini
kapıdan girip çıkarken
takip ediliyor göz göze geliyorsun
ikide bir
başından savmaya çalışıyorsun
..
Yalnızlık bir ödül, yalnızlık bir ceza
Yalnızlık bir saray yalnızlık bir zindan
Yalnızlık yücelere mahsus
Yalnızlık cücelere mahsus
Yalnızlık bir tatil ve dinlenme
Yalnızlık bir sürgün ve işkence
..