Erzincan’ın havzasında salla beni,
Salla beni,
Karadeniz ormanında dalla beni,
Dalla beni,
Anzer yaylalarında balla beni,
Apeninlerden aştın mı, Po ovasına ulaştın mı?
Vezüv lavında taştın mı, al gözüm seyreyle İtalya.
Hannibal ile coştun mu, arena içinde koştun mu?
Roma hukukuyla uçtun mu, var sözüm sen söyle İtalya.
Vakumlayan anafor, tüketirken zamanı,
Yeni yıla iştiyak, buselerken insanı,
Biter eskiyen yıllar, gelir yeni eskisi,
Elden kaçan zamanın, heyhat! Olur tepkisi,
Kuzeybatı Marmara Yıldız dağları kapsar,
Nadide çiçeklerle dağ eteklerini sar,
Karadeniz boyunca zaman zaman yalıyar,
Durusu kıyısında yayılınca mandalar,
Mandıralar yatağı, süt peynir maya çalar,
Kıyıdaki dalgalar, sesleriyle oyalar,
Dereler derin akar.
Aşkım şimşekler çakar.
Öyle gizemli bakma,
Gözlerin beni yakar.
Dereler çok millidir.
Damda deve arar gibi yatakta ilim arıyorsun.
Rabbim aldığın nefesi kesse, bir işe mi yarıyorsun.
Bir mikroba yenilip, yüzükoyun yerlere serilirken,
Kendini dağ zannedip, insanı makaraya sarıyorsun.
20.10.2007
İçimde volkan kaynar, gözlerimden lav akar,
Hafife alma sakın, depremim seni yıkar.
Duygularım sel olur, kelimelerden taşar,
Doldurur yürekleri, sevda çavlanı coşar.
Kendini şair sanmış, isyan bayrağı açmış,
Bir hayalin uğruna, şiir yazmış beyhude.
İlkeli imgelemiş, mağaralara kaçmış,
İblisin saf bülbülü, coşup azmış beyhude.
Duygusuzluk seliyle, derin akmış koyağa,
BELAYI AŞK
“Ya Rab belayı aşk ile kıl aşina meni
Bir dem belayı aşktan kılma cüda meni”
FUZULİ
Merhem koyup onarma sinemde kanlı dağı
Söndürme öz elinle yandırdığın çerağı
FUZULİ
Coskun akan ırmağım ters çevirme yatağı
Bırak delice aksın sana dönen ayağı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!