ey düşlere beni mahkum eden yar!
uzatıp elini bir kerecik elimden tutsan,
gidip böyle şiirlere sığınmazdım her an...
ey narında yanıp kavrulduğum yar!
dudağın bir yudumluk değseyi yanağıma,
gök bir karadeniz daha dökerdi dudağıma...
ey geçmişim beni affet!
her beceriksizliğimin yükünü,
sırtına yüklediğim felek,
sen de affet, helal et hakkını...
zamanı büken aptallıklarım,
ey zaman, sen de affet...
ey gönül! şimdi sen,
tutsak mı sanıyorsun kendini
yüreğinin zindanlarında...
zamanı gelmedi mi
zincirlerini kırmanın?
yık duvarlarını,
ey güzel dinlersen eğer
çok şey var anlatacağım
yanıma mehtabı alarak
çalacağım kapını bu gece
tatlı sözlerden bir kutu
mısralarımdan demet yapıp
ey hüznü zulamdaki suretinde gizlim,
ey hesapsız yıllarımın zor sevdası...
ateşi; hasretlerimin isyanında saklım,
gönlümün son feryatlarına yetiş...
ey uykularımı kaçıran, içimde çoğalanım,
hazanlarımdaki ey ilk baharım,,,
Eylül'ün hüznü çöktü gözlerime
Belki sende de öyle
Böyle boynu bükük
Öyle düşünme derin derin
Hep hayal ederim
Belki bu gece düşümde görürüm
ey ölüm meleği!
biraz daha dur derken;
iltimas istemiyorum senden...
sadece;
yaşamadıklarıma say diyorum,
belki yaşayabilme ihtimalim olan zamanlarımı...
ey sevdasına tutulduğum,
kara gözlerine yandığım...
ey en son aşık olduğum kadın,
esmer teninde kavrulduğum...
benim kalbim, seninde gözlerin;
yerinden çıkacak gibi fevriydi...
ey şiirde saklım!
bulut ile güneşin kavgası var
bizim buralarda.
ya güneş olmalı pırıl pırıl
ya da yağmur yağmalı şakır şakır.
sevmiyorum ruhumu daraltan
gece soğuk,
ay yorgun ve soluk
fer kalmadı dizelerde
ısınacak elbet ellerimiz
gözlerimiz
birbirine değdiğinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!