en yabancı halimizle karşılaşmıştık,
en yabancı halimizle aşka karıştık...
her yerimize bulaşmıştı,
üstümüzden sevda damlıyordu.
suç üstüydük, yargılanıyorduk,
taammüden bir kalp sevmiştik...
en yalnızlık çektiğim zamanlar,
seni düşündükten sonraki anlar...
sen bilemezsin, kolay değil bütün sarhoşluklardan ayılmak.
elimi yüzümü yıkıyorum, sonrasında sefil bir yalnızlık giriyor koluma,
alıyor götürüyor bırakıyor senden çok uzağa...
En yücesini yakalayıp sana sunmak sevginin,
Sunmak en güzel taze duygularını gençliğimin.
Gece gündüz paylaşmak hayalini anılarla
Ve her adımda sana ulaştığımı sanmak.
Yaklaşmak sana, uzanıp tutmak ellerinden,
Öpmek doyasıya, ağlamak ölesiye seninle.
en zayıf yanımsın, kararsızlığım.
belki de bütün aldanışlarım...
içimde korkular, kasırgalar,
bir küçük ihtimale yol aldım.
tereddütlerimle ağır ağır,
içinde dolu dolu sana ait her şeyim,
eski bir zaman yazıydı,
bin dokuz yüz bilmem kaç.
penceren maviydi,
içinde sen gökyüzü kadar güzel.
ovalar kurardın hayalinde,
kollarını bağlayıp yaslandığın
eskiden çok eskiden,
sokağım geçerdi sokağınızdan.
henüz senden geçmeden,
neler geçerdi içimden...
önce aklımdan geçerdin,
sonra;
eskimiş bu şehir, entarisi eskimiş.
yakaları yırtık dökük,
etekleri küsmüş, sökülmüş...
eski bir fotoğraf gibi,
sararmış, dökülmüş yüzü.
solmuş yanakları, dudakları kurumuş,
Eski zaman masalları
Şimdi aklımızda.
Avutmaya çalıştığımız,
Kaç çocuk ağladı
İçimizde kimbilir?
Kaç rüzgarda savrulduk
eski zamanları çağırıyor gönlüm,
çok eski takvimlerden...
henüz çok kalabalık değilken,
herkes yerli yerindeyken,
kimi henüz doğmamışken,
çocuklar sokakta oynarken,
ey bülbülüm!
gülün de yok ki bahçende,
sen her gece böyle,
derdime mi yanar ağlarsın?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!