Kimsenin beni anlamadığı zamanlarda
Kendimi kitapların kucağına bıraktım
Bazen Raskolnikov oldum Bazen Vasiliyeviç
Ateşten gömlektim kimi zaman
İkindi vakti Zindandan Mehmede Mektup oldum
Meltem rüzgarlarında Orhan Veli gibi güzel havaların peşinde koştum
Gel yiğidim gölgene zaferi katta gel
Heyetinden tirer dağlar
Sen çorak topraklarımın rüzgarı gibi gel
Şehadetin kucağında şevkatle gel
Bırak ağlasın ata ocağında anam
Sen Turana koşta gel
Ateşte kül olacaksın
Toprakta gül
Deste deste açacaksın
Her yanın bülbül
Gün gelecek solacaksın
Yıllarca çok çalıştım
En çok ben çabaladım
Şimdi nihayet anladım
Hiçlik makamındayım
Vurulmuş Mehmedim
Sinesinden güller saçıyor
Yere düşerken Mehmedim
Sanki güneş batıyor
Gözlerinden Mehmedim
Baş eğmedi tarihte düşmanına
Merhameti örnektir tüm cihana
Mehmetçik deyince dur düşün bir daha
El dil uzatma sakın kutsalına
Ölüm bir yağmur gibi yağar üzerimize
Sessizliğe bürünür koca bir ülke
Ay yıldızın kızıllığına sararlar bedenimizi
İçtiğimiz şehadet şerbeti
Kimse sanmasın ölmekle tükeniriz
Toprağa bir düşer bin diriliriz
Mor bulutları çok sevdim ben
Ve Meltem rüzgarlarını
Uçurtmalarım hep daha yükseğe çıksın diye
Sonra kırları ve papatyaları sevdim
Gelinciklere aşık olduğumda
Ondörttüm henüz
İntihar kokar gözleri gecenin
Ve anlamsız bir yalnızlık yükler omuzlarına
Sıcak güneşleri özler fahişe yataklar
Bir zindan hücresi kadar münzevi hayat
Yoksul iniltiler dolaşır şehrin sokaklarında
Dağın yamacında kuytu bir köşede
Küçük bir köy
Vatan toprağının bağrında
Allara sarılmış
Yeni yetme bir genç yatıyor
Henüz yirmisinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!