Sen gelmeyecek birini bekledin mi hiç
Doksansekizin onaltı haziranıydı
Gitti öylece bırakıp bizi gitti
Daha gelmez
Kanadı kan kokan ölümün kucağında
Bir gün gelsen
Öyle çat kapı
Bir şiir yazsak
Gök yüzünün maviliğine
Serkeş bir halde
Gençtim bir zamanlar
Bu kadar çığırından çıkmamıştı
Hiç bir şey
Masumdu sevdalar insanlar hayatlar
Bu kadar yorgun değildi hayallerim
Bu kadar yorgun değildi zaman
Sanma değişir insan
Mekan değişir zaman değişir
Şartlar değişir lakin aynı kalır
Değişmez insan değişemez
İşte bu yüzden gitmeyi bilmek lazım
Kalp kırmadan gürültü yapmadan
Birgül gördüm daha gonca
Koparmışlar dalından savurmuşlar rüzgara
Bakmamışlar pembesine alına moruna
Bir gül gördüm daha gonca
Hasret kalacak suya hayatının başında
Önce rengi solacak dönecek siyaha
Dosta bakarız gül ile
Kusur görmeyiz aşk ile
Kusur olanda yanaşmaz
Bize meşk ile
Yanlış anlaşılmasın sözümüz
Açıktır hem kapımız hem gönlümüz
Bir ahkam kesiyor ki etrafa
Ağızında söz yok yalandan başka
Tanımasan sanırsın her şey vatan sevdasına
Halbu ki öğrendin taptıkları tek şey makam ya
Alırsan koltuğu altından
Kalıverecek sanki anadan üryan
Hamurunda var sıkıntı
Mayası bozuk
Ondan kabarıp durur
Olur olmaza
Uzaktan adam sanırsın
Garabettir yuvası
Her yanı yıkılası
Haramın lokması
Kandırır nefsi
Canlandırır hevesi
Hasretlik kaçtı gözüme ağlayamadım
Şekersiz bir çay tadında hayat
Sıladan uzakta
Mütemadiyen kar yağıyor bu yıl
Sevdaların üstüne
Elimi uzatsam dokunurum yüreğine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!