Kemani ve piyanistin yorumları sarıp sarmalıyor beni,
Gecenin derinlerinden söküp alıyor İstanbullun henüz batmamış güneşine...
Ben deniz olurum sanki, sarıdan kızıla, kızıldan sarıya..
Kapından hep sürgün yemişsem;
Kaderinde ben boynu büküksem...
Kalbinde hem öksüz hem yetimken,
Sür özlemime gözlerindeki sürmeden...
Yeniden doğarım ümide batmış halde kapında...
Her söyleminde savaş kaybetmiş duygularımda...
Hüzünlü bir şarkıdaki ses gibi rüzgârın sesi...
üşütüyor tenimi ve hüzün dokuyor tezgahında kalbim, üşüyor yüreğim...
Bir yudum kahvede ve bir nefes sigaramda maziye kayıyor gözlerim...
Senin şehrindeyim...
Kalabalık, caddeler kalabalık, martılar.
Kalabalık, martılara ekmek atan insanlar.
Siz aşkın tanıklarısınız,
bir değil bin ömürsünüz;
Mecnunsunuz, leylasınız...
Bedenin kirine su, sabun kafi...
Ruhun kirlenirse su, sabun mafi...
Belki Halis bir tövbeden abdest kafi.
Tütün kokusunu iteleyen rüzgara bıraktım kendimi....
Bir yudum demli çayda yazıyorum, içiminde yansıyan duygularımı...
Kırmızı kiraz tadında bir günde,
Mutluluk, Bilyelerimdeki renkte.
Koşarak uçurduğum, ve ipini kaçıvermesin diye sıkıca tuttuğum, mavi uçurtmamda...
Hep öptüm, Annemin ellerinde...
Mutlluk Bilyelerimdeki renkte.
koşarak uçurduğum ve ipini kaçıvermesin diye sıkıca tuttuğum mavi uçurtmamda...
Hep öptüm annemin ellerinde...
Harçlığımı sakladığım mendilimde...
Bize öğüt veren dedemin yüzündeki tebessümde... Anneannemin kuzum mm demesinde...
Kapı önünde yediğim yoğurt ekmekte...
Kapan kurmuş, sığ düşünceler mavi özgürlüklere...
Çiğ mantıkta, Okside paylaşımlar;
Cesurca oksijenimize bile tecavüzler...!
Çelik kafes serpiştirmişler, cahilce beyinlere...!
Bilmezlerki, geçmez oyunları Hakka gönül vermiş, hürriyet erlerine...!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!