Tahammül ve tahayyül

Gövdesine iki hançer takılan ve kanayan geceye.
Ayın utangaç bir gizine takılı kalan ruhum
İnceldiği yerden kopan ve kopmaya mahkum olan o urgan.
Sevinelim öyleyse ey ahali idam gerçekleşmedi.
Zamanın ince bir su gibi aktığı
Sadece secdenin karda bıraktığı izleri takip eden ruhum var.
Ellerim bir çiçeği taklit eder Yesrip yolunda dallanmış bir mücadelesi var.
Ve kubbesine aşık olduğum o hep kulağıma çalınan Mescidi aksanın sesi...
Saatler geçecek ve sen öleceksin sevgili dostum,
Dönüşen zamana insan nasıl savaş açar?
Kabullenmek değil midir tevekkül.
Tahammül etmek değil midir biraz tahayyül.
İçinde kelimelerin gezindiği bu sahrada bir yudum su içmişsen ne mutlu sana.
Ben boynum arşa değene kadar yazacağım.