Sığıyorken gözlerime, gözlerinin okyanusu
İçime damlıyorken yağmur damlaları
Ve bulutlar söylüyorken seni bana
vardı böyle bir kavram hayatımda
Islık çalarak geçtiğim kaldırım,
kurda kuşa ısmarladığım gülücüklerim
Kusurlu bir güzelliğin karşısında,
kusursuz bir sevgiyim.
Kalabalığın ortasındaki yanlızlık,
gürültülerin içindeki sessizliğim.
Çalınmayı bekleyen bir kapı zili,
kefenim, acılara son veren.
Bu şiire adınla başlıyorum
Hazır sen uğramışken içimdeki sevdaya
Ve ben yâd etmişken yaralarımı
Söndürmüşken yıldızımı
Dalmışken karanlığın acımasızlığına
Bu şiire adınla başlıyorum
Gidelim buralardan
Adımızda kalmasın geriye, izlerimizde.
Kimsenin bizi göremeyeceği yerlere doğru...
Yorgun düşelim sevmekten birbirimizi
mehtaba karşı dinlenelim,
ben okurken yüzündeki şiiri gökyüzüne
Düşünmeden aldım kalemi elime
Belki adından bahsederim
Biraz gözlerinden yada dudaklarından
Bilemedim şimdi
Sürekli 'Sen' yazdığımdanmı çıkmıyorsun aklımdan
Odamdan, her yerde seni görüyorum
Eğer birgün takılıp da düşersen hayatın yokuşunda, cebinde sakladığın umutlarından çıkar bir tane,
Seni ne kadar eksiltselerde tamamla kendini, kendine sakladıklarınla.
Unutma umut, küreğindir bu hayat denen güvensiz sandalda.
Her geçen yılı gelecek seneler için rehber edin kendine.
Şu dünyada sığınacağın bir umut birde sevgin var bunu hiçbir zaman kaybetme
Umut denizine dal ve sevgi ile çık hayat denen şu yokuşu.
Korkuyorum,
Sevgisi aşınmış, vicdanı tükenmiş,
kalpler arasında yaşamaktan.
Bir sızı değiyor dişlerime, irkiliyorum
umarsızca savuruyorum bakışlarımı,
bir iki adım daha demeden, sancılanıyor gene kalbim
Bir buzdağı esintisi var yüreğimde.
Bugünlerde sanki yerle gök arası bir yerdeyim
Kalbim seni ilk gördüğü günde.
Gözlerim gözlerine hüzünle dalmış,
Sanki sana değilde mavi ye bakıyor gibiyim.
Mavi diyorum ya mavi gibisin işte.
İnsanı öldüren kalp atışlarının sessizliğe gömülmesi değilde, içindeki çığlıklarının duyulmamasıdır, ölüm bir insana bir kere gelir fakat provasını onlarca kez yaptırır.
Ölmek bilinen üzere toprak altına girmek değil, artık hayattan bişey alamamakdır insanlardan bir parça sevgi bulamamaktır. Tebessüm yüz kaslarının harekete geçmesi değildir, kalbe dokunan bir parça huzurdur. Acı çekmek her insana yakışmaz, çünkü kimisi kaldıramaz, acı çekmek onu belli etmeden, ağlayan kahkahaları dışarıya vurmaktır.
Mesele keşke kahkahalar olsaydı gülücükler saçardı her yanım, atılan her kahkaha gerçek olsaydı, hüzün diyarı olmazdı dünyalarım. Benim ütopyam hüzün diyarı, kana bulanmış kahkahaların mekanı. Şimdi inziva vakti, hayatın aldıklarını geri isteme, içime damlayan kan çeşmesini söküp atma vakti. Şimdi sıra sessiz olma vakti içimde büyüyen çığlıklara inat sükunet saati.
İnatlaşıyorum geceyle güneşim sensin diye
Ondan farketmez gece
Benim saatim her an sen geçe
Gün bitiyor da sensiz geçmiyor gece
Karaya vurmuş balık misaliyim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!