Suskunluğun Acıları Şiiri - Kiyaz Kılınç

Kiyaz Kılınç
63

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

Suskunluğun Acıları

Suskunluğun Acıları

Lâl olmuş dudakların; sözlerin de lâl.
Anlatılamayan duyguların hüznü var dilimde.
Sessizliğin, ölümün karanlık koridorlarında dolanan bir rüya;
ve sen, suskunluğun derinliklerinde beni arayan bir yolcu.
Ben ise bu sessizlikte kaybolmuş, kanadı kırılmış bir melek;
zamanın küllerine düşmüş yarım bir nefes,
kendine bile yabancı, kendi gölgesinden bile ürken bir acı.

Gecenin çökmüş omuzlarında taşınan bir ağıtım şimdi;
adı unutulmuş bir ilahinin, hatırlanmayan son kıtasıyım.
Her adımım, karanlığın içimde bıraktığı bir çukur;
her nefesim, içime çöken o bitmeyen uğultunun ta kendisi.
Uykular beni tanımıyor artık;
rüyalarım, düşlerime bile sırtını dönmüş bir karanlıkla dolu.
Her yer karanlık… Düşlerim karanlık…
Ruhum…
ruhum karanlık.

Ve sen…
içimdeki en uzak yara.
Dokundukça daha derine kaçan, kaçtıkça daha çok kanatan o yara.
Suskunluğunla kızgın bir demir gibi bütün ömrümü mühürlüyorsun;
söylediklerin iyileştirmiyor beni,
söylemediklerin bırakmıyor ki yaşadığımı sanayım.

İşte bu yüzden
seni sessizliğimin ve sessizliğinin en koyu yerine gömdüm;
gömdüm ki duyamayasın geri dönüşümü,
ben de duymayayım gidişini.

Bu şiiri, kendi içine düşüp çıkamayan bütün yaralı ruhlara adıyorum.
Bir kelimenin söylenmeyişinde, bir bakışın yarım kalışında, bir suskunluğun yıllarca taşınışında kırılanlara…
İçlerinde bir yer, kimse fark etmese de hâlâ sızlıyor olanlara.

Bu dizeler; kalbini bir başkasının sessizliğine emanet edip sonra o sessizlikte kaybolanların ağıdıdır.
Birini beklerken kendi gölgesine bile yabancılaşanların,
geceleri uyuyamadığı için değil; uyuduğunda rüyalarında bile terk edildiği için gözü açık kalanların hikâyesidir.

Bu şiir, bir gidişin sesinin duyulmaması için kendi sesini bile kısmış insanlara yazıldı.
İçindeki fırtınayı kimse bilmesin diye yüzünü sakince tutmaya çalışan;
ama içten içe, her nefeste yeniden dağılanlara…

Karanlığa bürünse bile ışığın bir gün geri döneceğine inanmaktan vazgeçmeyenlere,
ve nihayet, ışığın aslında hiç kimsenin getiremeyeceği bir şey olduğunu
acıyla öğrendikten sonra kendi karanlığıyla yaşamayı seçenlere armağandır.

Ve bu ithaf, suskunluğun bir ceza değil, bir korunma biçimi olduğunu geç de olsa fark edenlere…
Çünkü bazen insan kendini ancak sustuğunda duyabilir;
bazen en büyük haykırış, kimsenin duymadığı bir iç çekişte saklıdır.

Bazı sessizlikler, bir insanın bütün ömrünü anlatacak kadar gürültülüdür.

Kiyaz

Kiyaz Kılınç
Kayıt Tarihi : 16.11.2025 16:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!