-sorduğuna soracağına pişman olan dayıya ithafen!
eğreti bir Allaha ısmarladık
kısık sesinden yarin
çıktı mı, çıkacak mı
ağlamaklı bir kız çocuğu
titreyen dudaklar
sarıldı mı sarılacak mı
derken
yola vurduk kendimizi
hep böyle giderdik hep böyle!
ne ardımızdan el sallayanımız
ne öpücük yollayanımız
ne de otobüsümüz garı çıkana dek
bekleyenimiz olurdu peronda
bir bacak kasılırken
bir pedal basılır
simsiyah bir duman kalırdı ardımızda
“hayırlı yolculuk”
ilk ve son konuşmamız olurdu
yanımızdaki yabancıyla
makus talih!
değişecek değildi ya!
yine öyle oldu
yollarca
yıllarca göremeyeceğimiz kadar
köyler, kasabalar, şehirler geçti
sağımızdan solumuzdan vızır vızır
bir kız çocuğu ağlayışını
körüklememek için daha da
kendimizi tuttuğumuz ne varsa
gözyaşına dair
geçtiğimiz köprülerin
altında uyuyan nehirlere boşalttık da
azgın sular uyandırdık yataklarından
hep böyle vardık gurbete
hep böyle!
ne keyfimizden
ne de keyfimizden devşirdiğimiz kederimizden
biz hep kaderimizden düştük yollara
mecburen seyyah olduk da
o meşhur türküyü çok söyledik;
“bir dost bulamadım, gün akşam oldu”
yoksa deli miyiz azizim!
bu kadar dert, bu kadar kahır
çekilecek şey değil
Kayıt Tarihi : 10.10.2016 19:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Murat Avcı Ozan](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/10/10/surgun-1-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!