Dünyanın gözbebeği, tarih kokan İstanbul,
Yedi tepe üstünde, ne de muhteşem durur.
Seni sende yaşayan, tarifsiz huzur bulur,
Doğduğum güzel şehir, benim canım İstanbul.
Vapurun ayrı keyif, köpründen geçmek güzel,
ÇINAR BATU SEMİZ E (AKROSTİŞ)
Çağladı ırmaklar coşkun aktılar,
Ilgıt ılgıt bir yel vurdu sabahı.
Bir kervan ile düştüm,uzun yollara,
Yalpalayıp da durdum, her bir yanlara,
Bazen tozlara battım, bazen kumlara
Menzil orada ama ulaşmak çok zor.......
Kar düşüyor aheste aheste
Örtüyor tüm kirliliği
Bir çocuk camdan bakıyor merakla
Belli ki evi sıcak karnı tok anlaşılan
Yaşlı bir amca iki büklüm
Yürüyor kaldırımda yavaş adımlarla
Zaman geri gelir mi? döner miyiz maziye?
Hepsi dimdik ayakta, bakın şu güzelliğe,
Kabirlerle komşuluk, eski adetimizdi,
Dönüştürdüler bizi, bu çağdaş rezilliğe.
Neden? diye sordum hep, neden? bu adaletsizlik,
Bu dünyada bu kadar, böylesi şerefsizlik,
Kimisi bulamazken,yemeye bir yudum aş.
Kimi doymuyor cana, bunun adı rezillik.
Sen tarihin ta kendisi,
Uygarlıklar beşiğisin.
Geçmişten geleceğe köprüler var boynunda,
Selam sana Anadolu,
Motiflerde saklı aşkların,
Kilimlere dokunmuş kederlerin var.
Kara bir çocuk alıp, götürmüştü peşinden,
Geldi İstanbul lara, kopmuştu ailesinden,
Kağıthane dediler, geçti cenderesinden,
Giydi elbiselerin, hem de sükselisinden.
Koca adam yaşattı, onu büyük şehirde,
Seher vakti uyanınca kainat
Bir seda dolar içeri,inceden hüzünlü.
Sessizliği böler o billur nida,
“Esselatu hayrun minen nevm,”
“Esselatu hayrun minen nevm”.
Allah ım kalktım huzurdayım işte,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!