2.10.05
fahişe yatakların fahişe dünyasında,
bilemedin ki nedir,nedir sabah gençliğim!
gözyaşıyla tükendin geçen günün yasında,
seni buldu bin çeşit zıkkım günah gençliğim!
2.4.05
gömülürken boşluğa,
kan pıhtısı gözlerim;
yenilir sarhoşluğa,
tutaz olur dizlerim!
şu kalın kitapların satır aralarında,
arasam dursam aşkı bulur muyum mesela?
yahut da sarhoşların onmaz naralarında,
arasam dursam aşkı bulur muyum mesela?
içimi ürpertiler sardığında ansızın,
güzeldir şu hürriyet yarin gözleri kadar;
şu dağların başına çıkıp gidebilirsin!
oradadır tüm narin renkleriyle ilkbahar,
yahut bir pınar gibi akıp gidebilirsin,
uzaklaşabilirsin gidebildiğin kadar!
olmasın etrafımda el pençe duran kimse!
bana bir dağ başında uğuldayan yel yeter!
gün olur da cenazem kalırsa ortalarda,
Yaratana varmaya toz bulanık sel yeter!
bir an olsun dinlesem şu yağmurun sesini,
bir çiçek ol toz pembe,ortasında ölümün!
ab-ı hayat ol bana damla damla çağla gel!
nar-ı ızdırap ile soldu ömrü gülümün,
uzun olsun bahardan,yepyeni bir çağla gel.
gönlümün denizinde dalgalanmıyor sular!
içimden gelmez demek,birşey diyemem sana!
öylesine küçüksün öyle küçücüksün ki...
sanki bir kar tanesi ellerin;
dokunsam eriyip kaybolacaklar...
hele uzansam saçlarına,
azıcık okşamaya kalkışsam...
bahar gelmiş,yaz gelmiş,dallar yeşil ne çare?
karlı,buzlu,zemheri bir kış kalmış içimde!
zindana döndü yürek kime gitsin biçare?
kırık kanatlı,garip bir kuş kalmış içimde!
sormayınız ki nedir bu sebeb-i efkarın,
deniz uykuda sanki,sular durgun bu gece!
ferahlatan bir his var dalgaların sesinde!
suya düşmüş yıldızlar,gökler yorgun bu gece,
ışıklar parıldıyor kıyının ötesinde...
hani şimdi bir anda sulara gömülmek var!
26.9.05
daha dün bahçelerde koşardın ceylan gibi!
yağmur kokan saçların,rüzgara savrulurdu...
ey! bu benim gönlümün bir mevsimlik sahibi;
bilmezdin ki yüreğim ne diye kavrulurdu...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!