ellerin...
neredeyse farksızdı
yosun tutmuş kayadan..!
didindim,tırmalandım...
parçaladım tırnaklarımı...
boğulmak üzereydim üstelik!
bıktım arabalardan,kornalardan,şehirden!
insan sürdüğü ömrü sırtında taşımalı!
çamlardan bal yemeli,su içmeli nehirden,
çıkıp beton evlerden ormanda yaşamalı..!
sessizliği duymalı kırda bayırda yatıp,
beşinci mevsim bu şehirde!
bir yanda yağmur,boran...
bir yanda yeni açmış çiçekler!
artık ne halimi soran,
ne gördüğüm düşü
hayra yoran var...
matem renkli hüzünler karmaşası nehrinde,
ben durdum zaman aktı,zaman aktı ben durdum!
gün geldi; günler geçti,bu hayaller şehrinde,
aynalarda yok oldum,aynalarda kudurdum!
özlediğim yerlerden vazen geldi haberler,
saçımdaki akları düşünürken yatakta;
radyoda şarkı şarkı çaldı geçen günlerim!
evim şimdi uzakta; dostlar şimdi toprakta,
bütün sevdiklerimi çaldı geçen günlerim...
dört bir yanım hatıra,dört bir yanımda anı!
güneş ufukta solan bir gül gibiydi o gün!
gözlerin sebepsiz bir korkuyla bakıyordu!
oysa ki aynı yerde buluşmuştuk daha dün,
alev alev saçların elimi yakıyordu!
aşkımızın miadı ne de çabuk dolmuştu?
oysa ne tomurcuklar yeşertmiştim içimde!
yağmur yağsa bu gece
ve çürütse derimi!
koysa beni süzgece,
arıtsa kederimi!
yağsa kırmızı ve mor...
sarı boyalı odam; küçücük dünyam benim!
sana da iki camdan göz kırpan bir güneş var!
oysa bu mezarlıkta,kayboldu rüyam benim;
gömdü anılarımı dört tane sarı duvar...
baktım baktım hep aynı,çatık kaşlı her yanın!
ben senin pişman olmamış halini sevdim!
bana 'pişmanım' deme!
'diken' oldun;
'gül' dedim!
miniminnacık mıydı yıldızların elleri?
onlar da benim gibi çocuk oldularmı hiç?
onların da elinden tuttu mu anneleri?
acaba şu bulutlar salıncağa bindi mi?
hiç dondurma yedi mi yağmur damlacıkları?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!