penceresinin tam önünde
bir akasya var
mis gibi de kokuyor
beyaz değil mor hani
belkide eflatun
her başını çevirdiğinde kopuyor o andan
saçlarımı kestirdim
değiştim
sonra giysilerim ve yürüyüşüm
gülüşüm de değişti biliyor musun
hani kahkaham da yoktu
ruhuma geceler yağıyor yağmur gibi
ellerim buz kesmiş
bir aptala dönmüş yalnızlığında
gelir miydi ki diyor kapanan kapılar ardında
birkaç damla yaş akıyor
KanÇiçeği Yarim Haziran’ a
kulağıma çalınır duygunun yamaçlarından
küf kokan sevdalarımın hazza davet ritimleri
ayaklarım yalnızlık çukurlarını atlar yürürken
ayrılık anlatan kelimeler dağlar lifsel yaşamımı
iki tintinimini hanım hikayesi gibi
beyaz zambaklar yağar gökyüzünden
toplarken ellerim yanar
bir geminin şarkıları duyulur boğazdan
ayrılırken gözlerim yanar
ayaklarım tökezler yürürken
toplayamazsın
sevgiyi bir yere
aynan yoksa
içimden sökemedikleri
bir sen kaldın ki
tutundum sana kızılcık
batma ellerime
dilimi şerbetine bandım
acı deme sözlerime
alırım küllerinden kendimi
üzülürüm böylesine ölmelere(!)
hani dedim ya sana
düşün algılama adına
sordum akabinde
var ki bir sarı
nasıl olacak kıyası
mutluluk ya da huzur için ne gerek? işte onu diliyorum dostuma,onun olsun.....
Tekrar merhaba
Yazdığımı tekrar okuyunca; şiirim uzarsa ne olur ki diye bir soru yönelttiğinizi duyar gibi oluyorum..Haklısınız..Bir kere şiir uzarsa, yarattığınız hüzün ya da coşkuyu dizginlemek zorlaşır, ikincisi kurgudan uzaklaşırsınız farkında olmadan ve şiir, içinize düşenden farklı bir şi ...
Merhaba
Size şiirinizle ilgili yazacağım kısaca..Yavaş yavaş öykülemeden kaçınıp, lirizme yönelin diyeceğim..Öykülemeyle hüzün yaratabilirsiniz belki ama metafor (bir anlamda uçkunluk yaratmak zordur) ..Öykü kipinde kaldıkça, şiiriniz zorunlu olarak uzayacaktır.Zira öykü eksikliği reddeder, bir ...