Yine sen gidiyorsun
Ben bitiyorum
Şiir başlıyor
Düşünüyorum
Ne acıydı fakat ne gerçekti son sözün
Olduğu yere yığılıp kalan bir inançtan bahsediyorum
Böyle soğuk mu olurdu sahiden
Böyle yersiz zamansız yağmurlar mı yağardı
İçim içinde bir yerlerde
Yerim yurdundan ayrı
İç çekişler böyle, ah
Yangınlar böyle,
susma, içine atıp da beni
bir vaktin son bulduğu yerde
yeni bir vakte akar yaşım
sana diyemediğimi dedim kendime
ayrılığı da çalar saat haketmediği elden
ne varsa aniden olur
...
Böyle ansızın ayılmaya atılan bir tokat gibi
Ah bu gerçekler
Hakikaten acı...
koynumda uyuttuğum düşlere
her sabah umut
her akşam garip
ne anlattım ne aldandım ama
bulamadım çare
sözün içemediğim yudumlar gibi
doğan güne susarım
sesini duyabilmek için gözlerimde
dinlenirim
insanlar zaman kadar aceleci
ben ölüm kadar ağır ve yavaşım.
Sen bak bana
Yüzün koynumda uyusun
Bütün düşlerimiz başucumuzda dursun
Uykunda çiçekler açsın gülüşün
Bana kalsın adın adımın yanına düşsün
...
bu bir hayata adım atmaktır
ölü ya da diri
bir türlü yaşamaktır
yaşamak'tan uzak
Gitmesine giderim ama
Sığmıyor ceplerime koca şehir
Sahi burası İzmir
Yazları soluk ve boğuk
Kışları soğuk ve ağlamaklı değil miydi
bu gecenin koyu rengi değişse bari
ben yürüyorum yollar kayıyor ayaklarım altından
uzaklaşıyor zaman
kıyılara gidiyor aklım, düşüm
seni arıyor gözlerim
gece hep aynı, hep aynı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!