Hüznüne boğulmuştu bütün alem.
Bulutlar da bile olmuştu matem.
Gözlerde yaş, yüreklerde elem.
Şahlanmışsın Şehidim sen ölmedin...
Yükselir arşa kadar senin şanın,
Kalbimdeki ateşi söndüreceksin diye
Bekledim her gün gelmedin yine
Seviyordum seni gönlümce ölesiye
Sayıyorum günleri sen gelesiye
Ömrüm yetecek mi seni beklemeye
Mevsimlerden kış,aylardan Aralık
Sineler buz tutmuş başlamıştı ayrılık
Bedenler donuyor ölüm atıyordu çığlık
Sessizce inliyordu dağlar, karlar altında
Yürüdü Mehmedim soğuk karlar üstünde
Çilelerle ağlayıp geldim bu yaşıma
Ne acı sevdaymış geldi başıma
Saçların dökülmeden bağla mezar taşıma
Oturup ta mezarım üstünde sen ağlama
İnliyor bağrımda bitmeyen özlem.
Gönlüm istiyor, dizim tutmuyor ki gelem.
Bilem ki ey vefasız kime soram ne diyem.
İşte böyledir çekilmiyor sensiz hasret.
Kalmamış hevesim hiç yaşamaya,
Her an ağlasak ta şu halimize
Leyla ile mecnun gibi olacağız bizde
Beraber olmak yok bu dünyada bize
Kavuşmak yalan yaşayalım hayallerimizde
Hasret dolu dertlerimizi döksek birbirimize
Mahşerde huzurna gelince,
Ömrün nerede geçti diyince,
O günde hesabımızı verince,
Bize yardım et Allahım.....
Kimi dünya malına sarılmış,
Suçumuz neydi neden? ayırdılar
Sevgimizi büyüktü, kıskanıp çaldılar
Aşkımızı uzkatan hep yaraladılar
Sevenler ölmezmiş İnanma sevgilim
Yüreğimde frangalar gözlerimde yaş,
Sırtımda ağrılar olmuş sanki bir taş,
Koymuştum yoluna amansız bir baş,
Şimdi Gecelerimde yalnızlık bana yoldaş.
Bahtım hep böyle geçti, yalnızlık ve hüsran,
Gönül penceresinde ışık yanar,
Güller içinde miskü anber kokar,
Gönülden gönüle muhabbet akar,
Gül cemalinde tebessüm olsun.
Ağarmasın saçlar ömre bedel olsun,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!