Felek söyle,isteğin nedir benden
Bin can aldın,bir ben kaldım ezelden.
Yuvama tünedin,inmedin tepemden
Perişan oldu, kalmadı farkı viraneden.
Felek yeter,doymadın kan emmekten
Gözlerim görmek istemiyor,
günler aylar geçiyor.
Ve ben yavaş yavaş bitiyorum.
Anlayabilirmisin sen ne demek istiyorum.
Dilim artık lal oldu,
Sakın alınma üzerine
asla sana değil küskünlüğüm
suskunluğum yangınlarım
senden değil.,
Farkındamısın bilmiyorum
anlıyorum özlüyorum
Yüzünü görmediğim anda,
Divane olup arayacağım.
Sensiz gelen baharda,
Bilsem ki ölüm sensin
Ne mağbed gittiğim
Ne tabut istediğim
Ne azrail beklediğim
Sensin giydiğim kefenim.
Sessizlik kapladı içimi.
Sağır,dilsiz,kör bir yaşam..
Uzaklara gerilemek misali.Ne yapmak yada neden yaşamak.Cevapsız.....
İnsanoğlu umutsuz ümitlerle yaşamaya alışır mı? Oysa ne çok ümitlerim vardı benim.Kimbilir neler hayal etmişti şu yorgun benliğim.Güneş doğduğunda baharları beklemek,yeniden doğuşu seyretmek,yeşilin huzuru,alın mora döndüğü ucsuz bucaksız çiçek bahçeleri.Unutmak hazan sarısını,unutabilmek karanlık puslu gecelerin soğuğunu.Kimselere anlatamazmış insan saçaklanmış acılarını.Bazen bir martı dostun olur, kanatlarına yüklersin hasretlerini uçarken seyredersin sadece...Bazen bir bulut, güneşin saklandığı işte şimdi geçip gidecek aydınlanacak etrafım dersin.
Ahh yanlızlık ahh.. Sen misin? beni iten kör karanlıklara...
Beden yorulmuş,virüsler sarmış düşünceleri,aynalara bakmak istemiyorum.. Bu ben değilim..Anımsıyorum çok uzaktaki kendimi.Örgülü saçlarım vardı..Oysa, şimidi örgüler boğazımda boğum boğum...Göz bebeklerine bakardım, sevdiğim canlardı o gözlerin sahipleri..Kaçırıyorum bugün bakışlarımı..Nedense ıslak buğulu bir hal aldılar..Nerede o eski kahkahalarım.,sevinç çığlıklarım.Yüzümdeki bu çizgiler ne zaman çizildi? Neden izin verdim saçlarıma konan aklara..
Boşver arkadaşım
suçlu değilsin.
Güldürmedin belki
senin ağladığın kadar.
Gitmedin sevdiğine
senin beklediğin kadar.
Darıldım kader
daha doğmadan oldum
böyle derbeder....
Doğuşumla ağladı
yüreği karalar bağladı
sevinçi yutkunmadı kursağı
Bir güvercin gibi geldin dünyama,
beyazlığınla kapıldım simana.
Bazen bir feryattı ağlayışın zamana,
bazense gülüşün oldu saflığını anlatan bana.
Bilemedin neden göçtüğümüzü,
Ne sevdalar besledim
Şu porsuk yüreğimde
Bir dili olsa bir anlatabilse
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!