Hayat dökülmüş kağıda
Gönül küskün anılara
Engel olamazsın yazdırana
Kalem bahtından da kara
Dur diyemezsin zamana
Zemherinin ayazında bir akşam seferi
Beşiktaş minübüsü bende içinde birisi
Dolmuştu işten dönenle emeklisi çilelisi
Kalkmadan bindi akpak yüzlü İSTEKLİSİ
Oturdu yanıma sarışın azıcık buğday tenliydi
Evet güzeliz imrenerek yaratmış yaradan
Kimi çiçekten almış adını kimiyse nurdan
Karanlıkta kalmayın aydınlanın kadından
Koklarsan havayı bayandan anlarsın tabiattan
Ahıska Türklerinden
Kafkasyalıdır sülalem bilirim
Asla eğilmemem bundan benim
Altaylardan gelmiş dedelerim
Gururluyum bunu bilir bunu söylerim
Keşke...
Keşkelerim olmasaydı..
Keşke seni getirmeseydi o karanlık gece..
Biliyormusun?
Seni ilk gördüğüm şöför koltuğunda,
Gözlerimiz kesişmişti habersiz dikiz aynasında..
Göremedin
salladığım mendili..
Bakmadın ardına
ardında kalan yaralıya,
dur gitme diyen
bir yudum sevdasının
Dün yanındaydım
Bügün gelemem anne
Yarın hiç olmasın
Küskünüm günlere anne.
Hüzün demetleri topladım
Şimdi yalnızım...
Attım artık beynimden seni rahatım.
Yanlızlığımı,ağlamaları,hatıraları,
kuytu bir karanlıkta sandığa kapadım.
Acı yabancı....
Özlemin düştü gülüne
Sahile indim daldım denize
Mavi gözlerini aradım nafile
Göremedim yine ANNE.
Yağmurlar yağdı şehrine
Ömrün içinde çıkarsın yolculuğa
Yüreğindeki katran yapışmış asvalta
Bulursun silinen izlerini her adımda
Kırık kanatlarını
Dökülmüş pullarını
Kopan dallarını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!