Gözlerimiz yürekte buluştuğu an,
Duyguların dorukta olduğu andır.
Kim olduğunuzu hiç umursamadan,
Sevip sevildiğimiz nadir anlardır.
Sergilenen "insanlık yaşam oyunu"
Sahne dünya süre kıyamete kadar süren bir oyun
Oyuncular perde perde değişir...
Senin süren kaç nefestir?
Hangi nefesinde son perden?
ansızın gidince koydum adını,
bilirsin severim sürpriz yapmayı ansızın işte;
öyle başladı ve sonrasında sana yazdığım şiirlerin adı oldu ansızın.
her ansızın yaşadığım oluşum sendin
Çile düğümlendi tüm hayatıma
Bir sabah gülerek uyanmadım ki
Vefasızlık yaktı iç dünyamı da
Bir defa ses verip hal sormadı ki
Su kadar aziz,
Su kadar güzel di.
Daha on dördünde evlendirildi.
On beşinde kucağına aldı ilk bebeği.
Kocası kendisinden 17 yaş büyüktü.
Ama Seher’i severdi.
Ne fırtınalar ektin sen Ayzıt
Ne fırtınalar biçtirdin.
Yine de uslanmadın, delirttin.
Önceleri parıltınla büyüledin evrenimi,
Bak etrafına, sevgiyle yeşerir her şey.
Engeller sevgiyle kalkar aradan.
Ne güzel yaratmış seni beni yaradan,
İçindeki sevgidir insanı insanca yaşatan,
Tane tane uçarken göklerden yere.
Tüy kadar hafiftiler tüy kadar ince.
Bak çevirdi çehreni beyaz bir güle
Tane tane uçarken göklerden yere
Kalan günleri bırak, nen kaldı ki bir düşün?
Nasıl oldu evrenin nasıl idi dün düş ün?
Ruhuna şöyle bir sor, zamanda nasıl doldun?
Deme sakın! Ne zaman yarım asırlık oldun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!