Gelin dostlar aşk-ı muhabbet edelim
Gönülleri birer köşk-ü hayal edelim
İçelim içelimde aşkı kendimizden geçelim
Aşksız kalmış gönül çatlamış toprağa benzer...
Başköşeye oturtalım zamanın büyüğünü
Karanlık mahsenlere sakladım ayrılık şarabını
Yedi kat kuytulara indirdim o gün akacak gözyaşlarımı
Senle gezdiğim vakitlerdeki gölgelerimizi kitledim odalara
Seslerimizin tekrirlerini sarıp sarmaladım bohçalara..
Bir veda busesi gömdüm mahsenin taş duvarlarına
Bir tebessüm bir kaş çatışın bir de dalıp giden bakışın
Ey alevi ile gönlümü yakan
Yansamda duman vermem
Alevi kor olup tenime deymiş
Pişsemde terim vermem.
Ey gecesini gündüz etmiş
Gel;
Bu davet Din-i İslam-ı Mübin'in
Hira'dan aşıp gelen rüzgarıdır.
Devlet-i Osman-ı Aliy'nin
Sofrasına koyduğu katıksız dert aşıdır.
Gel;
Çöllerde peşine düştüğüm
Yakalanıp önüne düştüğüm,
Kum fırtınalarının içinde bir o yana bir bu yana savrulurken
Her yönde iz düştüğüm…
Gün gelip gözden düştüğüm,
Gün olup tarihe not düştüğüm,
Al bu aklımı başımdan,durma alda git
Sürükle şu bedeni,uçurumlardan it
Bir bakışın yeter yanmaya ne mum ne kibrit
Yalnız dokunduğun an kar kalsın yanıma
Ben sana vurgun ben yalnız sana deliyim
Bakışı kalpte derin yaralar açan,Sessiz çığlığını gördüm işittim
Nuru ile çölde oluklar açan,Işığında geceleri erittim
Elleriyle tutup kapılar açan,Kapında alemi bir bir erittim
Gönlümde yepyeni ufuklar açan,Yıldızlarını koynumda beklettim.
Aşıkta maşukta inan ki senssin,Bir olanı birbirinden ayırmam
Önümde arkamda güvencim sensin,Yarını bugünden asla kayırmam
Yüzüne bakmaya yüzüm yok
Özünde yanmaya közüm yok
Seni çok sevene sözüm yok
Bırakma ne olur,ben bıraksamda...
Bir damla akacak gözümde yaşdamı yok
Kirli sakalıydı içindeki isyanın dışa vurumu
Ne imitasyon aşkları vardı ne anasonlu kahkahaları
Anlındaki sert çizgiler sürekli çatık kaşları
Sırça köşk gönlü ile daima tezattı o bakışları
Yeşil parkesi ile eskimiş postalı
Sermayesi işte sadece adamlığı.
Sigarasız gecelerde,gözlerimdeki buğuyla çizdim hayalini
Baktım sana öylece,çaresiz,zavallı yetim bir çocuk gibi
Baktım baktım...
Ay yüzlümsün sen kara gecelerde
Mavzer sözlümsün sen tek hecelerde
Benlerden yok olup uzaklarda biryerlerde
biri seni izliyor biliyorsun