Köşesi olmayan ölü kentin sokağında;
Kayıp ruhların içinde, sahipsiz kalmış ruhuma yer bulamamışken!
Gönül matemime; ölüm mühürünü vurduğum yüreğimle,kesiştiğim yaşamda
kaybolur, hayallerim...
Cani düşler sararken, etrafımı; sensizlikten ötürü cinnet geçirir, benliğim..
Ürkek gece kuşları öterdi
Zamansız karanlığın sessizliğinde...
Susan yaşamın sınırsızlığında
Hudut çizilmemiş yalnızlığa
Yoldaş olmuş çaresizliğin
Hayatın esiri olmuş; boş bir benliği taşıyorum, üzerimde...
Çoğu zaman; vurdum kendimi yalnızlığa.
Oan! çoğalan umutsuzluğumu, yalnızlığa sarıp ağlıyorum, sessizce...
Gecelere teslim olmuş; hüznü taşıyorum, yüreğimde.
Şehir!
Geceye teslim olmuşken
Bu şehrin kayıp karanlığı
Sessizliğe boyanmış ürkek saatlerin
Yalnızlığa yol alması ile başlardı, özlem...
Tenha saatlerin başında...
Gece karanlığına teslim olmuşken, birçok insan uyuyor...
Sabahcı martılarına eşlik eden kırık dökük hayalleriyle dolu bi adam vardı,
Sahildeki o parkta...
..........................................Biten ilişkilerin ardından kalanlar............
Gözlerim doluyor,
Düşündükce geçmişi...
Sahipsizliğe takılı kalmış yüreğim!
Tavan arasına çıkan; tahta merdivenin basamaklarını,ağır ağır çıkarken...
Karanlığın kuytusuna takılan anıların kokusu yayılır,
Tavan arasındaki o küçük odaya...
Minik pencereden içeri sızan aydınlıkla; toz içinde kalmış
ceviz kaplamalı sandıkla, göz göze geliyorum...
Yüreğimin çığlıkları
Haykırıyordu, geceye...
Geceye yakın...
Üşüyen gözlerimle bakıyorken,
Karanlığa!
Gece yolculuğu başlıyor...
Bilinmeyen adresin karanlığında yol alan; gönül yolcuları ile!
Yorgun söylentilerden kaçmak,
Vadesi dolmuş hayalleri unutmak,
Zulasında birkaç tatlı anı ile,
Yolla düşmüş zavallı bir yürek.
Gidiyordu!
Belirsiz bir yöne doğru
Gözyaşı adımları ile sessizliğin içinden, geçerek...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!