Beni gör diye
Kılıktan kılıga girdim
Ama farketmedin bile
Suçun yok senin
Eşeklik bende
Ben ben gibi değildim
bir ses yükseliyor Sıratı Mustakim´den
o nida ki:ne içten işleniyor yüreklere
o yazarak çoşturacak Türk milletini
onun sesleri duyulacak Türk ün yaşadığı her yerde
Şanlı Ay Yıldız çekildiğinde göndere
Yalnız bir palmiyeyim ben
Okyanusun ortasında bir kaya üzerinde
Bir avuç toprak besler köklerimi
Tek gölge benim gölgemdir
Bu kayanın üzerinde
Aşkın zamanını ayarlayamadım hiç
Ya çok erken ya çok geç
Hep zamansız karşılaştım
Güzelliklere geç
Hüzne koşar adım vardım
Dinlemeyi hiç öğrenemeyeceksin belki
Kendi bildiğine dönüyor dünyan
Seni geri çevirecek değilim yolundan
Dur biraz
Bir iki cümlem var söylenesi
Söylemeye en çok benim hakkım var
Yazdığım her kelime sırlarımdı benim
Uyku nedir bilmezdi viran bedenim
Gecenin karanlığını yorgan yapardım üzerime
Başımın altına yoktu bir yastığım
Ne zaman rüyalarımda görsem seni
Uyandığımda ilk iş alırdım kalemi elimi
Burası suskunlar kahvesi
Sakinlerinin ağzı var dili yok
Eleştirel düşünceden eser yok
Kimse ‘’neden’’ sorusunu sormaz
Bilginin doğruluğu ilgilendirmez onları
Sadece kahvenin delisinin sözü dinlenir.
Zamanı yavaşlatamazsın durduramazsın
Zamana derdini anlatamazsın
Ondan yapamayacağı şeyler beklersin
Sevdiğin yanında ise durmasını istersen
Hapishanedeysen hızlı hızlı akmasını
Ankara'nın kırık kaldırım taşları gibiyim.
Öyle kolay değil. Üzerime basıp geçmek,
Her an birinin paçasına sarılacak kadar dolu
Birine çelme takacak kadar sinirliyim.
Bu gece ben, ben değil.
hangi söz seni bana getirir.
hangi bakış mühürler gönlünü...
hangi olay yer açar bana
gönlünün baş köşesinde.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!