hemşireyim,
Emanetini mahşere dek gizlerim sol yanımda,
" Adı bende saklım " derim mısralarımda.
Gidişinle yanıp yanıp kavrulduğum doğrudur da,
Dönüşünle soluğuma ecel olacağın gelir miydi hiç aklıma!
Ah yâr canımın hasreti yâr!
AH HIZIR AH!
GÖNÜL PENCEREME KONAN TURNALAR YARALI!
SIR KAPILARININ ARDINDAKİ
VAVEYLÂLARININ GÖZLERİ KANLI!
ŞİİRLERİN DİLSİZ MISRALARINI,
Hâbîb-î Zîşân'ının dîdeminden bir kadeh şiir nûş eylediğin mısraları mı özlersin!
ellerinin gül kokularına
nâr-ı firkâtın sâye'si mi düşmüş ki böylesi deli divânesin!
sükûtun sînesine sinmişsin,
Gönül...
Ahh pâreli gönül!
Hüsn-ü zannın perdesinde süzül.
Yorgunluğun huşûsuna erdikçe...
Ab-ı kevserlerden,
Kana kana içtikçe...
Ah parmak uçlarında yürüyen hissizliğim!
Ay ışığının üşüyen ellerini tutuyor gibisin.
Yıldızların kalabalığına kafa tutarcasına,
ıssızlığına yazılmış,
En sevdiğim şiir var şimdi ezberimde...
Ah yâr o hûznün ne hoş bi sedâ/dır!
Kaşın gözün mûhründen düşen,
o senin pâreli derdûn canıma can/dır.
İm'ân-ı nazarın ile divâne olsa da bu rûşen-dil,
Ah sende yanmak ne hoş bi cefâ/dır!
bir nergis boynunu büker ah yâr!
kan ter içinde güzü bekleyen göz bebeğimde.
vedasının son cümlesindeki yılkı atlarını koştururken şâir,
bozkırın tezenesi sazını ağlatır
yorgun bakışlı kısrağın cansız gölgesini gömercesine.
Gülüşlerimizde gizleriz sustuklarımızı,
ancak yarası olan anlar yaramızı.
En derin sessizliğin
orkestrası misalidir ruhumuz,
trompet önden davul bir adım geriden.
Benim Sultanım,
Can-ı gönülden sevgili Şahım!
Ve ruhu revânım!
Kalbimde yaralar açan yârim,
Bu aşkın sonu ölüm müydü Ali'm!
Meramımızı visal eyle sevdiğim,
Baharlar da güzel bi bakış,
Çiçekler açmış,
Kokular sarmış,
Lâkin!
İçimizin mevsimi hep kış
Takvim yapraklarımız şubatta kalmış
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!