Ey Şehr-i İstanbul
Şimdi letâfetini tasvirleyen bir şiir yazayım desem
kelâmlarımın eli ayağına dolanır lâl olur güher-nisâr kalem
Daha ilk mısranın kollarında can verir cemâli solgun hecelerim
Ey Şehr-i İstanbul
...
Gözün Aydın,
taze nefeslerini soluduğum
ey şems-i baharım!
çok bekledi güneşinin sıcağını
bir umuttur diye üşüyen yüreğim.
Yok oluşların,
Nâhoş kokusu var içimde,
Hazinin yara izi kaldı ellerimde.
Hûsn-î zan etmek isterdi gönlüm,
Üzgünüm!
Lâkin, sû-î zan döküldü dilimden.
Kirpiklerini sevdiğim mavi,
Ey huzurun adresi!
Gönül kapımın evi
Fikrimin ince gülşeni
~Aysun Aynur~
🕊 GECE 🕊
Ey gözlerinin karasına, çoban yıldızının dudaklarından dem damlayan gece!
iki kaşın arasına, Ay'ın sûretini mühürleyen âşk-ı virâne gece!
gökyüzüm, can özüm, gönül sözüm,
yürek dökümü bir şiirin sevdasıyla yandım ah iki gözüm
çırpındıkça kanadı kanatlarım, dudaklarımda günbegün can veriyor özgürlüğüm
Bir midye kabuğuna saklanmış içim,
Efsunlu bir deniz kızı misaliyim.
Derinlerde duyulmaz mı sesim,
Dalgalara karışmaz mı göz yaşlarım.
Ey sevgilim!
Gözlerin değmedi gözlerime,
ey gözlerinin yeşilinde sükût-u huzura kanat çırptığım gizli öznem
şiirlerimin yüklemlerindeki baharların taze nefeslerini soluyan sâdem
şehrimin sahilinden güneşi selamlar kalemim her dem
sâyelerin uğrun uğrun bakışlarında aşk'ın ezgilerini fısıldar benliğim
Gökkuşağı, uzanmış göğün sedirine,
Gülümsüyor,
Muhakkak,
Sen şimdi bir yerlerde
Kahkaha atıyorsundur
Sevgilim.
Gökyüzüm,
Kalplerin huzur durağı.
Oruçlu nefeslerden dökülen dualar,
Kanat çırpa çırpa,
Reyyan kapısına konarlar.
Ve orada vuslat gününü beklerler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!