Yüzünde turuncu akşamlar
Mor yazmalar başında iğne oyalı
Uzak diyarların hasreti var gözünde
Ayaklanmış bahçeler, bağlar
Bulutlar toplanmış
Bu hazırlık neye?
Bu kaçıncı gün?
Uykusuz ve yorgun
Bu kaçıncı hasret
Bilemiyorum?
Dört yanım sarılmış
Gecenin koynunda küçük bir sandal
Açılmış kimbilir hangi limandan?
Derbeder gölgemin üstüne vuran
Bir meçhul sağnağı gibisin yarim.
Çıkarmıştım oysa güneşe her şeyimi
Her taraf yara bere
Siyahın en karasında yürek
Nedense bir o kadar da ürkek
Param parça olmuştu sensizlik
Duymadın
Aynı hüzün kuşağında yaşamaktayız
Kaç meridyen ötesi karanlığın öteki yüzü? Zaman
Kaç ışık yılı uzağımdasın?
Gamlı bir çöl akşamı dudağın
Gök mavisi ummanların ortası yanağın
Kaç sema döner? Kaç milyarıncı devridir dünyanın?
Yıldızlara bakar gibi uzaklar
Gölgeler büyür,
Uykusuz rüyanın toz pembesinde
Vurur en ağır darbeyi hüzün
Yalan salıncağında tuzaklar
Her geri dönüş arifesinde
Yağmur yalnızlığı çöker.
Tedirgin bir sevinç,
Öpülesi dudağın.
Çocuksu tavırların,
Asi bir kısrak gibi başedilmez.
Lacivert gece.aya,
Gönlüm sevda şehirlerinde dolaşır.
Ezberimde sevda şiirleri yakamozların
Aklım karışık.
Yanar gözlerimde mevsimsiz kurallar
Büyüyen gözlerle bakar çocuklar
Komşunun ayvalarına
Kavak ağaçlarının çevrelediği yola
Sarı ve kızgın ışıkları vurmakta güneşin
Her adım,her nefes bir ömür girmiş koluma
Karlı dağın ardında bir dağ var güneşin
Ağır ağır ilerlerken irili ufaklı evler
Dinmiyor içimde hoyrat fırtına
Girdaplar büyüyor telli duvaklı
Musalla taşıdır uzan tahtına
Alnımı öpüyor şeytan dudaklı
Bıraktın boşluğa asılı kaldım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!